..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoþtur. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Duran Çetin




17 Mayýs 2002
Honça  
Duran Çetin
Mahallenin koyunlarý sýra ile güdülürdü. Sýra babama geldiðinde, otlatmak için gittiði daðlarda doðan kuzu ile oðlaklarý eþeðin sýrtýndaki heybeye koyardý. Eve geldiðinde; heybedeki kuzu ve oðlaklarý kucaðýma alýp doðruca sahiplerine götürürdüm


:BDFG:



Haydi! Ne duruyorsun? Diye bir çýðlýk kapladý ortalýðý.
Ýrkildim. Olduðum yerden fýrladým. Odanýn penceresine koþtum. Yüksekçe olduðu için yastýðýn üzerine çýktým. Fal taþý gibi açýlmýþ gözlerim, çýðlýðýn sahibini aradý. Güneþ ýþýðýndan baþka bir þey görünmüyordu.
Hiç vakit geçirmeden, kendimi dýþarý atmak için koþtum. Kapýdan adým atarken karþýmda çakýlý vaziyette duran Muratla yüz yüze geldim.
Birlikte olduðum arkadaþlarýmýn en büyüðü olan Murat, hiç duraksamadan:
-Gidiyoruz, diyerek yürüdü.
-Nereye ?
-Varýnca görürsün! Çok güzel çok!
-Ne ? Dedim. Cevap vermedi. Güneþin keyifli aydýnlýðýnda gölgeleri takip edip yürüdük. Az ilerde, mahallenin belki en yaþlý badem aðacýnýn altýnda, öbeklenmiþ çocuklar vardý. Yanlarýna vardýðýmýzda, hepsinin neþe dolu yüzleri, yarýþa hazýrlanan sporcunun yüzü gibi deðiþti.
Ne yapacaðýmýzý konuþtuk. Çok ciddiye aldýðýmýz olayý, en ince detayýna kadar planladýk. Hiç vakit geçirmeden harekete geçtik.
Sonuca bir an önce ulaþmanýn dayanýlmaz isteði ile, start almýþ yarýþmacýlar gibi koþtuk. Kimisi önde, kimisi arkada, baðýrmalar, çaðýrmalar... Patýrtý gürültü ile hedefe ulaþmanýn sevincini yaþama coþkusu, gözünü budaktan esirgemez tavýrla koþtuk, koþtuk...
Hedefe ulaþtýðýmýz zaman, kan ter içinde kalmýþtýk. Sýcaktan gagalarýný açan tavuk ve civcivleri gibi soluyorduk. Ama olsun. Sonuçta çok hoþumuza giden, sýk sýk yaþamak istediðimiz bir olayý yaþayacaktýk. Bütün bunlara deðerdi doðrusu.
Murat ve ben temsilci olarak bir adým önde, diðerleri arkamýzda kapýnýn önünde sýralandýk. Murat kocaman yumruklarýný kapýya vurdu. Ýçeriden hiçbir ses çýkmadý. Murat, bir daha bir daha vurdu.Bütün planlarýmýz boþa mý gidecekti ? Sevincin yerini hüzün rüzgarlarý kaplamýþtý. Tüm ümitler solmaya baþlamýþtý.
Düþünce yoðunluðumuz daðýlmýþtý. Bu esnada, metal kapýnýn kolu “þýk” sesiyle aþaðý indi.
Bu ses, hepimizi bir anda uyardý. Kapý, yaðsýz menteþelerinin gýcýrtýsýyla açýldý.
Karþýmýzda Zeynep teyze bütün heybetiyle duruyordu. Kalabalýða bir anlam verememiþ gözlerle baktý. Gülümseyen yüzüyle :
-Ne oldu çocuklar ! Dedi.
Bu sözleri söylerken, ne olduðunu anlamýþtý. Gözlerinin içi gülüyordu.
Hep birlikte, çok sesli çocuk korosu gibi baðýrdýk:
-Müjde ! Müjde !
-Ne Müjdesi ?
-Zeynep Teyze ! Honçamýzý isteriz, dedim.
Yüzünün tamamýna yayýlan gülümsemesi, sevincinin dýþa yansýmasýydý:
-Ne istersiniz ? Diyerek kapýdan dýþarýya bir adým attý.
-Para isteriz, para.
Yüz hatlarý gerilen Zeynep teyze, yokluðun sýkýntýsýný çekiyordu. Bir an sustu. “Param yok” diyemedi. Ezikliðini içine attý. Sanki içinde volkan kaynýyordu. Sevincini bizimle paylaþmak istiyordu. Ama yokluk... Ne de olsa ilk torunuydu bu.
Bizler de fýrsatý deðerlendirmek için oraya gelmiþtik. “Yok” tan anlamazdýk. Anlamak istemezdik.
-Buðday versem olur mu çocuklar ? Diyerek sýkýntýsýný geçiþtirmeye çalýþtý.
-Evet, diyerek baðýrdýk.
-Ne oldu ?
-Bir oðlan oldu.
-Oðlan mý ?
-Evet, oðlan.
- Çok þükür kurtulmuþ.
Torununun oðlan olduðunu duyan Zeynep teyze, hýzlý adýmlarla karþýdaki ardiye olarak kullanýlan yere yürüdü, giderken:
-Çocuklar ! Bekleyin, hemen geliyorum, dedi.
Az sonra elindeki buðday dolu tenekeyle yanýmýza geldi:
-Alýn çocuklar ! Diyerek tenekeyi ortaya koydu.
Murat, buðday dolu tenekeyi kucaðýna aldý. Yola düþtü. Arkasýndan da biz.
-Tenekeyi atmayýn. Geriye getirin ! Sesi kulaklarýmýzda, gözlerimiz bakkala ulaþtýracak olan yolda, koþarcasýna yürüdük.
Hedefimize bir adým daha ulaþmýþtýk. Sýra son hamleye gelmiþti.
Baskýn yapar gibi, hep birlikte daldýk dükkana. Bakkal Osman dede, her zamanki gibi içten ve sevecen bir tavýrla:
-Eee, çocuklar ! Ne var yine !
-Buðday, diyerek kucaðýndaki tenekeyi, derme çatma tahtalardan yapýlmýþ masanýn üzerine “küt” diye býrakan Murat, nefes nefese kalmýþtý.
-Dur oðlum ! Masamý kýracaksýn.
-Kýrýlmaz, kýrýlmaz.
-Ne istiyorsunuz bakalým ?
ilk toplanma yerinde kararlaþtýrdýðýmýz gibi:
-Lokumla bisküvi, dedik.
-Nerden aldýnýz buðdayý ?
-Zeynep teyzeye torununu müjdeledik. O da bize buðday verdi.
-Honça yani.
-Evet honça.
Osman dede, titreyen elleriyle buðdayý terazisinde tarttý. Nur yüzlü, bakýmlý sakallarý ile nezaket timsali bir insandý. Çocuklarý çok severdi. Çocuklarýn yaptýðý þýmarýk ve yaramaz davranýþlarýný hoþ karþýlar, kýzmazdý. Zaman zaman onlarla oyun oynamaya, þakalaþmaya kalkardý.
Tarttýðý buðdayý, çuvala boþalttý. Karþý terekteki lokum sandýðý ve bisküvi kutusunu indirip masaya koydu. Sonra da terazinin bir kefesine gramlardan bir kaç tane attý. Diðer kefesine lokum koyarak tarttý ve ayný þeyi bisküviler için de yaptý.
Biz, bir an önce bu iþlemi bitirip, lokum ve bisküvilere kavuþmayý istiyorduk. Çünkü böyle günler çok deðildi. Arada bir yakaladýðýmýz bu fýrsatý kendimizce iyi deðerlendirmeyi istiyorduk.
Osman dede tartmayý bitirdi. Kaðýttan yapýlmýþ keselere, koydu:
-Alýn bakalým çocuklar. Afiyet olsun, diyerek uzattý.
Kaptýðýmýz gibi dýþarýya fýrladýk. Tekrar ilk toplanma yerimiz, yaþlý badem aðacýnýn altýna geldik.
Adaletlice daðýtmak için lokum ve bisküvileri tek tek saydýk. Herkes eþit bir þekilde paylaþtý. Bu bizim toplu olarak yaþadýðýmýz en büyük zevkimizdi. Oturduðumuz yerde, bisküvilerin arasýna koyduðumuz lokumlarý afiyetle yerken, doðum için gelip gidenlere bakýyorduk.
Yanýmýzdan geçen Zeynep teyze:
-Afiyet olsun çocuklar ! Dedi.
-Saðool, diye baðrýþtýk.
Tahta merdivenlerden sýzlayan dizlerini tutarak eve çýkan yeni anneanne, gözlerden kaybolunca düþündüm:
Mahallenin koyunlarý sýra ile güdülürdü. Sýra babama geldiðinde, otlatmak için gittiði daðlarda doðan kuzu ile oðlaklarý eþeðin sýrtýndaki heybeye koyardý. Eve geldiðinde; heybedeki kuzu ve oðlaklarý kucaðýma alýp doðruca sahiplerine götürürdüm. Sonra da “honça” isterdim. Onlardan aldýðým birkaç yumurta ile sevinirdim. Anneme piþirtir, zevkle yerdim. Ertesi gün için planlar yapardým...
Ben, bunlarý hayal ederken kapýnýn önüne tekrar çýkan Zeynep teyzeye gözüm takýldý. Bize bir þeyler söylüyordu.
Çocuklarýn gürültüsünden söyledikleri anlaþýlmýyordu.
-Susun ! Diye baðýrdým.
Çocuklar susunca Zeynep teyzenin sözleri duyuldu:
-Hani çocuk doðmuþtu ? Sizi yaramazlar. Beni niye kandýrýyorsunuz?...
Herkes birbirine baktý. Gerçekten doðmamýþ mýydý ? gözlerimi Murat’a odakladým:
-Ne iþ ? Dedim.
-Bilmem. Bize öyle söylediler. Bir oðlu oldu, dediler.
Zeynep teyze konuþmasýna devam ediyordu:
-Ayýp. Çok ayýp. Günah...
Çok üzülmüþtüm. Farkýnda olmadan birisini kandýrmýþ, honçasýný yemiþtim. Ama yapabileceðim bir þey de yoktu.
Arkadaþlarýn bazýlarý daðýlýp gitti. Bir kaç kiþi, orada oyalandýk.
Zeynep teyze birkaç söz daha söyleyip tekrar eve girdi.
Kýsa bir süre geçti. Gözlediðimiz evde bir hareketlilik oldu. Dýþarý çýkanlardan haber sorduk.
Sonuçta mutlu haberi aldýk. Erken müjdeleyip honçayý peþin yedik. Olsun haber güzeldi.
Çocuk doðdu. Üstelik kýz.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Vuslat
umutlarýn bittiði yer
Öte Dünya
Bir Garip Yolcu
Sel
Komseri yolla
Çayýn Parasýnýý Ver

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küp Ýçinde Küp
Çerçi
Ay Tutulmasý
Ýhtiyaç Anýnda Kýrýnýz
Ocak
Sorgulama
Yað desen yað deðil
Konya Dönüþü
Son
Tartalým Abi!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ölüm [Þiir]
Özgür Çocukluðumuz [Þiir]


Duran Çetin kimdir?

1964 Konya doðumlu, öðretmenlik yapýyor. Hikaye ve roman çalýþmalarý devam ediyor. Yayýmlanan kitaplarý: 1. Bir Kucak Sevgi, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 2. Güller Solmasýn, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 3. Bir Adým Ötesi, Roman, Beka Yayýnlarý 4. Kýrmýzý Kardelenler, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 5. Yolun Sonu, Roman, Beka Yayýnlarý 6. Portakal Kýzým, Roman, Beka Yayýnlarý, (2. baský) 7. Sana Bir Müjdem Var, Öykü, Beka Yayýnlarý 8. Gözlerdeki Mutluluk, Öykü, Beka Yayýnlarý 9. Toprak Gönüllüler Roman, Beka Yayýnlarý

Etkilendiði Yazarlar:
Ömer Lekesiz, Mustafa Kutlu, Necdet Ekici


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Duran Çetin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.