Dua, Yüce Allah ile kulu arasýndaki önemli baðlantýdýr. Hatasýný itiraf eden, derdini ve isteðini Allah’a açan, O’na yakaran kulunun isteðini Rabb’i iþitir ve ona icabet eder; duasýný karþýlýksýz býrakmaz. Duanýn belli bir kalýbý yoktur. "Allah’ý ayaktayken, otururken, yan yatarken zikredin." (Nisa Suresi, 103) ayeti gereði, insan her durumda ve her koþulda, her an Allah’ý anýp O’na dua edebilir. Önemli olan þekil deðil kiþinin samimiyeti, içtenliðidir.

Dua etmek için belirli bir mekâna da ihtiyaç yoktur. Sokakta, otobüste, markette, okulda, ofiste kýsacasý her yerde dua edilebilir. Dua sýrasýnda boþ düþüncelerden arýnmak, içten Allah’a yönelerek O’nun yakýnlýðýný hissetmek önemlidir.

Ýnanan insan, "... Allah’ýn rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluðundan baþkasý Allah’ýn rahmetinden umut kesmez" (Yusuf Suresi, 87) ayeti gereði asla ümidini yitirmez ve Rabb’inin karþýlýk vereceðinden emin olarak sabýrla O’na yalvarýr.

Bediüzzaman, müminlerin dua ile gösterdikleri derin teslimiyeti ve Allah’a yönelmelerinin verdiði huzuru bir sözünde þöyle açýklar.

"Duanýn en güzel, en latif, en leziz, en hazýr meyvesi, neticesi þudur ki: Dua eden adam bilir ki, birisi var ki onun sesini dinler, derdine derman yetiþtirir, ona merhamet eder, O’nun Kudret Eli her þeye yetiþir. Bu büyük dünya hanýnda o yalnýz deðil, bir Kerim Zat var, ona bakar, ünsiyet eder. Hem onun hadsiz ihtiyacatýný yerine getirebilir ve onun hadsiz düþmanlarýný defedebilir bir Zatýn huzurunda kendini tasavvur ederek, bir ferah, bir inþirah duyup, dünya kadar aðýr bir yükü üzerinden atýp "Elhamdülillahi Rabbi’l-alemin" der." (Mektubat, s. 291)

Ýnsan aceleci bir varlýk olarak yaratýlmýþtýr. Allah Kur’an’da, "insan aceleci yaratýldý. Size ayetlerimi yakýnda göstereceðim. Þimdi hemen acele etmeyin." (Enbiya Suresi, 37) ayetiyle insandaki bu özelliði haber verir. Aceleci özelliði insanýn dualarýna yansýdýðýnda ise hemen duasýnýn karþýlýk bulmasýný ister.

Oysa, "Olur ki hoþunuza gitmeyen bir þey, sizin için hayýrlýdýr ve olur ki sevdiðiniz þey de sizin için bir þerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara Suresi, 216) ayetiyle bildirildiði gibi, insan için hayýrlý olaný bilen yalnýzca Allah’týr. Bu nedenle insan Allah’tan istediði þey konusunda takdiri O’na býrakmalý ve her koþulda Allah’tan hoþnut olmalýdýr. Talep edilen þey kiþi için hayýr olmayabilir, belki o nedenle Allah duaya kiþinin istediði þekilde icabet etmiyordur. Ya da istediði þey hayýr olduðu halde, kiþi henüz ona ulaþmak için belirli olgunluða sahip deðildir. Belki Allah istenilenden daha hayýrlý bir baþka nimet verecektir. Alternatifler hangisi olursa olsun, tümünde insanýn sabrý ve sadakati denenir. Duada sabýr gösterilmesi “Sabýr ve namazla yardým dileyin. Bu, þüphesiz, huþû duyanlarýn dýþýndakiler için aðýr (bir yük)dýr.” (Bakara Suresi, 45) ayetiyle ifade edildiði gibi Allah’ýn buyruðudur.

Dua etmeyi asla unutmayalým ve koþullar ne olursa olsun Allah’a güvenip dayanalým. Yüce Allah bize en yakýn olandýr; bizlerin de Kendisine yakýn olmamýzý ister. Yalnýzca bir su damlasýndan bize hayat veren, “Ol!” emriyle kainatý yoktan var eden Allah için duamýza karþýlýk vermek çok kolaydýr.

Cenneti umuyorsak çokça umutvar olmalýyýz; umut duamýz olur. Ýmtihan mekâný olan dünyada, baþýmýza her türlü musibet gelebilir. Ýlacýmýz ise yalnýz O’na sýðýnmak, yalnýz O’ndan yardým dilemektir…

O’na Emanetiz.