Ýtaat etmek, inanan insanlarýn en önemli özelliklerindendir. Kuran’da itaat konusundan, bir çok ayette sýk sýk hatýrlatýlan iyiliði emredip kötülükten sakýndýrma, namaz ve zekat gibi ibadetlerle birlikte söz edilmesi, onun çok önemli bir ibadet olduðunun göstergesidir. Örneðin, Kur’an’da þöyle bir mümin tanýmlamasý yapýlýr:

“Mü’min erkekler ve mü’min kadýnlar birbirlerinin velileridirler. Ýyiliði emreder, kötülükten sakýndýrýrlar, namazý dosdoðru kýlarlar, zekatý verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler. Ýþte Allah’ýn kendilerine rahmet edeceði bunlardýr. Þüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi, 71)

“Rabbimiz, biz: Rabbinize iman edin diye imana çaðrýda bulunan bir çaðýrýcýyý iþittik, hemen iman ettik…” (Al-i Ýmran Suresi, 193) ayetiyle bildirildiði üzere Allah’ýn iman nasip ettiði bir kiþi için, yaþadýðý toplumun kurallarý geçerliliðini yitirir. Artýk onun için kýstas Kur’an’dýr.

Bu çaðrýyý iþitebilmek de çok önemli bir þükür vesilesidir. Ancak, “ Þimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsýn ve arkalarýný dönüp giden saðýrlara da çaðrýyý duyuramazsýn. Ve sen kendi sapýklýklarý içinde kör olanlarý da doðruya iletici deðilsin. Sen yalnýzca, bizim ayetlerimize iman edenlere duyurabilirsin ki onlar müslümanlardýr.” (Rum Suresi, 52-53) ayetiyle bildirilir; iþitebilenler yalnýzca Müslümanlardýr.

Rabbimiz, “Ey iman edenler, Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin. Siz de iþitiyorken, ondan yüz çevirmeyin.” (Enfal Suresi, 20) ayetiyle bildirildiði üzere iman edenlerden itaat etmelerini, yüz çevirmemelerini ister.

Üstteki ayette geçen “siz de iþitiyorken” ifadesi, insanýn iþitememe gibi bir kayba uðrayabileceðine iþaret eder. Kuran’da; “eðer Allah sizin iþitmenizi ve görmenizi alýverir…se..” (En’am Suresi, 46) ayetiyle haber verildiði gibi gerçekten de, iþitiyorken yüz çevirmek ve Allah’ýn iþitme duyusunu alývermesi, hem dünyada hem ahirette yaþanacak çok büyük kayýp olur. Bu piþmanlýðý yaþamak istemeyen ve kendisine sadece Allah’ýn rýzasýný hedefleyen kiþi, ‘iþitiyorken’ itaat etmelidir.

“Mü’min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah’a ve Resûlü’ne iman ettiler, sonra hiç bir kuþkuya kapýlmadan Allah yolunda mallarýyla ve canlarýyla cihad ettiler. Ýþte onlar, sadýk (doðru) olanlarýn ta kendileridir.” (Hucurat Suresi, 15)