Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoþtur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Onlar, Allah’ýn nurunu aðýzlarýyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayýcýdýr; kafirler hoþ görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O’dur. Öyle ki onu (hak din olan Ýslam’ý) bütün dinlere karþý üstün kýlacaktýr; müþrikler hoþ görmese bile. (Saf Suresi, 8-9) Allah’a hiçbir þeyi þirk koþmadan, katýksýzca iman edenlerin yeryüzüne mirasçý kýlýnacaklarý da Kur’an’da haber verilen Ýlahi bir buyruktur. Kur’an’ýn sonsuz ilim sahibi Yüce Allah’ýn sözü olduðunu kanýtlayan bu konudaki ayetlerden bazýlarý þunlardýr: Aðýzlarýyla Allah’ýn nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan baþkasýný istemiyor. Müþrikler istemese de O dini (Ýslam’ý) bütün dinlere üstün kýlmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur. (Tevbe Suresi, 32-33) Biz ise, yeryüzünde güçten düþürülenlere lütufta bulunmak, onlarý önderler yapmak ve mirasçýlar kýlmak istiyoruz. (Kasas Suresi, 5) Ve sizi onlarýn topraklarýna, yurtlarýna, mallarýna ve daha ayak basmadýðýnýz bir yere mirasçý kýldý. Allah, her þeye güç yetirendir. (Ahzab Suresi, 27) Ve seveceðiniz bir baþka (nimet) daha var: Allah’tan ’yardým ve zafer (nusret)’ ve yakýn bir fetih. Mü’minleri müjdele. (Saff Suresi, 13) Þüphesiz, Biz sana apaçýk bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiþ ve gelecek (her) günahýný baðýþlasýn, üzerindeki nimetini tamamlasýn ve seni dosdoðru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana ’üstün ve onurlu’ bir zaferle yardým etsin. (Fetih Suresi, 1-3) "Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleþtireceðiz. Ýþte bu, makamýmdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrýcalýktýr)." (peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçý bozguna uðrayýp -yok oldu- gitti. (Ýbrahim Suresi, 14-15) Kuþkusuz yaþamlarýndaki öncelikleri Allah, Resûlü ve O’nun yolunda mücadele olan samimi inananlar, Kur’an ahlâkýnýn dünyaya yayýlmasýný yalnýzca hayal etmezler. Bunun için sözlü dua ettikleri gibi fiili anlamda da dua eder; mallarý ve canlarýný ortaya koyarak yaþamlarý boyunca çaba içinde olurlar. De ki: "Eðer babalarýnýz, çocuklarýnýz, kardeþleriniz, eþleriniz, aþiretiniz, kazandýðýnýz mallar, az kar getireceðinden korktuðunuz ticaret ve hoþunuza giden evler, sizlere Allah’tan, O’nun Resûlünden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artýk Allah’ýn emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasýklar topluluðuna hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 24) Peygamberimiz’e (sav) Kur’an’ýn vahyedilmesinden yaþadýðýmýz döneme kadar, ayetlerde belirtildiði anlamda dünya çapýnda Ýslam ahlaký hakim olmamýþtýr. Ýslam ahlaký çok geniþ topraklara yayýlmýþ ancak yeryüzünün tamamýnda bir hakimiyet gerçekleþmemiþtir. Allah’ýn bu vaadinin ilerleyen yýllarda gerçekleþmesi beklenmektedir. Ýslam ahlakýnýn hakim olmasý Rabbimiz’in hükmüdür; samimi ve þirk koþmadan iman eden kullarýna bir vaadidir. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) hadisleri incelendiðinde ise Ýslam ahlakýnýn dünyada hakim olacaðý dönemin ahir zaman olduðu anlaþýlýr. (Kuþkusuz doðrusunu Allah bilir.) Ýnsanlarýn özlemini duyduklarý bu kutlu dönemde yeryüzü güzelliklerle dolacaktýr. Ýnsanlar arasýnda hiçbir ayrým gözetmeden, haktan ve doðrudan yana üstün adalet anlayýþý ve barýþ tüm dünyayý kaplayacak, haksýzlýk ve zulüm yeryüzünden kalkacaktýr. Güçlü olanýn deðil, haklý olanýn güçlü olacaðý bu dönemde toplumun her kesimindeki insanlar arasýnda eþitlik yaþanacak, huzur ve güven ortamý saðlanacaktýr. Yaþanan Kur’an ahlâkýnýn sonucu olarak insanlar hiçbir sahtekarlýða, kötülüðe ve harama yanaþmayacaklardýr. Bu dönem, Rabb’imizin tüm buyruklarýnýn eksiksiz yerine getirildiði, adaletin, özverinin, yardýmseverliðin en yoðun yaþandýðý, kutlu bir dönem olacaktýr. Bu paylaþmanýn sonunda herkes eþit refah seviyesine ulaþacak, açlýk, sefalet gibi sorunlar çözüm bulacaktýr. Tüm bunlarýn gerçekleþmesi için ayrýlýklar ve farklýlýklar bir yana býrakýlmalý, tüm Müslümanlar "kardeþ" olduklarý gerçeðini hatýrlamalýdýrlar. Ýnanan insanlarýn kardeþliði, Allah’ýn büyük nimetidir, þükür vesilesidir. Allah’ýn ipine hepiniz sýmsýký sarýlýn. Daðýlýp ayrýlmayýn. Ve Allah’ýn sizin üzerinizdeki nimetini hatýrlayýn. Hani siz düþmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasýný uzlaþtýrýp-ýsýndýrdý ve siz O’nun nimetiyle kardeþler olarak sabahladýnýz. Yine siz, tam ateþ çukurunun kýyýsýndayken, oradan sizi kurtardý. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açýklar. (Al-i Ýmran Suresi, 103) Kur’an ahlâkýnýn yeryüzü hakimiyeti, Allah’ýn Kur’an’da haber verdiði bir vaadidir. Ve hiç kuþkusuz Allah vaadinden asla dönmez. Bu, Allah’ýn dilemesiyle zaten gerçekleþecek olan bir olaydýr. Bolluðuyla, bereketiyle, insanlara saðlayacaðý refah ve huzur dolu ortamýyla her Müslüman’ýn ulaþmak isteyeceði ve hayal ettiði bu yaþam, iman eden insanlar için dünya hayatýnda çok üstün bir ödüldür. Bu güzel dönemle müjdelenmek, kuþkusuz tüm Müslümanlar için üstün bir þereftir. Ancak hepimiz buna ne kadar vesile olduðumuzu, gerçekleþmesi yönünde ne kadar çaba gösterdiðimizi ve içten ne kadar dua ettiðimizi samimi olarak, tevilde bulunmadan düþünmeliyiz. Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va’detmiþtir: Hiç þüphesiz onlardan öncekileri nasýl ’güç ve iktidar sahibi’ kýldýysa, onlarý da yeryüzünde ’güç ve iktidar sahibi’ kýlacak, kendileri için seçip beðendiði dinlerini kendilerine yerleþik kýlýp saðlamlaþtýracak ve onlarý korkularýndan sonra güvenliðe çevirecektir. Onlar, yalnýzca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir þeyi ortak koþmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, iþte onlar fasýktýr. (Nur Suresi, 55) NOT: Bu süreçte kan, gözyaþý ve zulüm yoktur. Ayrýca Ýslam’ýn yeryüzü hakimiyetini ütopya olarak görmek hata olur. Bizler sebeplere baðlý olarak yaþarýz; Allah sebeplerden münezzehtir; vaadini dilerse sebeplere baðlý olmadan da yaratmaya gücü yetendir. Kendi öngörümüzle gerçekleþmeyeceðine inanmak, Allah’ýn gücünü gereði gibi takdir etmemek olabilir, Allah esirgesin.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |