Meçhule Yazılmış Mektuplara Arka Kapak Yazısı
Gerisi okuyucuya kalmıştır. Niyetimiz hayırdır. Hayra vesile olunuz ki hayra karşı gelesiniz…
Selâm olsun merhabamıza gönlünü açanlara…
"Yazmak, bir hayaletle güreşmek gibidir; kazanırsanız, kimse size inanmaz." - Terry Pratchett"
"Yazmak, bir hayaletle güreşmek gibidir; kazanırsanız, kimse size inanmaz." - Terry Pratchett"
Gerisi okuyucuya kalmıştır. Niyetimiz hayırdır. Hayra vesile olunuz ki hayra karşı gelesiniz…
Selâm olsun merhabamıza gönlünü açanlara…
Gözlerimin görebildiği yere kadar sindiriyorum içime, görkemi başka, ışığı başka, büyüsü başka... Bazen mavi, bazen kızıla boyanır, gece ise düş gezginlerinin mekanı... Gök deriz, gökyüzü deriz, bir şehir; insansız, asılı gümüşlerden, renkten, ışıktan örülü. Gümüşler bazen yalnız, bazen dost canlısı... Öyle bir dizayn, kusursuz, kendi kendini var ettiğine
Aslında içimde çağlayanlar çağıldıyor, ummanlar coşuyor, lâkin ; ben duygularımı yansıtmaktan acizim… İlk mektubumda dedim ya iki lafı bir araya getiremem.
Sizler de sık sık rüya görür müsünüz? Gördüğünüz rüyaları hatırlar mısınız uyandığınızda veyahut unutur musunuz rüyanızı hatırlamayı? Buruk bir tat yahut derin ıstıraplar veren rüyalarınız var mıdır sizin de?
Hayal edebildiğim kadar, tebessümünü hayal ediyorum. Gözümde, gittikçe gülleşiyorsun. Akşam vakti leylak kokularıyla kokun dağılıyor yanıma yöreme.
Bir an için geldiğini sanıyorum.
Biz edebiyat kitabında yer alan matematik probklemi gibiyiz. Kim anlar problemimizden sevgili. Daha çarpım tablosunu bile ezberleyemeyenler mi? Yoksa iki kelimeyi bile bir araya getiremeyenler mi? Boşver sevgili... Biz güzel bir yüzden dökülen yaşlar gibiyiz. Ne güzel ağlıyor diyenler mi bize mutluluk yüzü gösterecek sevgili. Biz sokak çatışmasındaki
“Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini; yoksa öleceğini bilir. Afrika’da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa aç kalacağını bilir. Aslan ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur. Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu
Yolumun sonunda cehennem varsa, ayak altıma İran halıları sersen ne çıkar. Bana öyle gel deme, çek ayak diplerimden saltanatını. Bana lüks caddelerde hız yapan spor araba olacaksan eğer, benim başıma gelen en büyük hata olursun. Çünkü ben başımı alıp dağlara çıkmak isterim. Dağlarda, soğuk sular içmek, çiğdemlerle hemhal
Hiçbir zaman tam anlamıyla kontrol edemeyeceğim duyguların yazıya dökülüşüdür bu, kağıt üzerinde yer alamayacak kadar soğuk bir dökülüş.
Tanıdık tanımadık herkese bir merhaba sunmak.
Selamsız geçip gitmek, burnumuzu mu büyütecek sanki.
Biraz da meyveli ağaçlar gibi başımız aşağıda olsa.
Gömleğimin her düğmesinde sen vardın sevgili. Parmak izlerinin dolu olduğu göğsümü senin ellerine bırakırken, yüreğime işlerdi dokunuşların. Gömleğimin her düğmesi teker teker açıldığında, elin uzanırdı tenden örtülerime. O tenimden örtülere parmak uçların, sanki oyalı süslemeri nakış nakış işlerdi. Oysa hiç kimse senin kadar tenimi süsleyemedi. Ellerinin güzelliğini senden
Belki daha ötelere, bir vakitlerin bozkır görünümlü ufuklarına savrulurum oradan, yeni günün telaşına kapılmış kerpiç damların üzerine; çayır kokusuyla girdiğin kaçamak düşlerime ya da. Yaklaştıkça gökkuşağına dönüşürdü gülümseyişin. Yine de zihnime kazınmış bir yüzün olduğunu söyleyemem sana.
Her şey zamana dağılır. Ruhum içimde bayılır. Olur bazen, kendini bulursun, her daim umutlusun! Sevgiyle hüzünler seni bırakır. Dorukta sevgi, unutamazsın bu anı! Kurtuluşun nidaları, gerçeklikle yankılanır! Ruhun acıları, gerçeklerle dağılır!
Bir kör olarak bana sorulan sorular ışığında böyle bir deneme yazmaya karar verdim...
Ağaçlara öz suyun uzun bir sabır döneminden sonra yürüyüşü.
Kuşun merhaba deyişi bahara.
Toprağın merhaba deyişi.
Suyun,havanın merhaba deyişi.
Çiçeklerin kendilerini gösterişi,renk renk varız biz de deyişi kainata.
ne zormuş herşeyin yalan olduğunu öğrenmek ama yine de ona inanmayı istemek...
Yanılmıyordum
öğrenemedik sevmeyi,
öğrenemedik merhamet etmeyi,
öğrenemedik kötülük etmemeyi,
öğrenemedik bir kereliğinede olsa taviz vermeyi,