Sana Sevdayı Ben Giydirdim
Hiç hesapta yokken kendine bir beden buldu içimdeki hayal sevda. Arsızca yerleşti bedenine. Elleri ellerin oldu... Gözleri gözlerin... Ve ben asla “hayır” diyemeyeceğim aşkıma kavuştum.
"Kitap okumaktan gözlerim bozuldu, artık hayatı daha net görüyorum; bu da beni daha çok üzüyor." – Mark Twain"
"Kitap okumaktan gözlerim bozuldu, artık hayatı daha net görüyorum; bu da beni daha çok üzüyor." – Mark Twain"
Hiç hesapta yokken kendine bir beden buldu içimdeki hayal sevda. Arsızca yerleşti bedenine. Elleri ellerin oldu... Gözleri gözlerin... Ve ben asla “hayır” diyemeyeceğim aşkıma kavuştum.
Nereye,ne kadar yürümem gerekiyor?Kaç adım attım,elimde kaç var,kaç daha lazım?Hayatta işlemlerim eksilerden yana mı gidecek yoksa toplama yapmayı da öğrenirmiyim bir gün..
Fasulyelerle adımı yazmayı öğrendiğimden beri belki de hiçbir şe
Yazarım adını sabah, yazarım hüznünü akşam, bir yakamoz dansı mıdır buluşmamız, denizin kokusu mudur kokun, kalın mıdır sesin, kaşların gür mü?
Benim kelimelerimde sen varsın.. bendeki senin degisik yanlarından kesitler var.. gülmelerin, aglamaların, kızgınlıkların, daglardaki bakir çiçeklerin
renklerinin yansıttıgı sen..
düşe düştüm
ardından gerçeğe aydım
ama anladım ki
sen zaten görebileceğim en güzel düşsün ...
İnsanoğlu yüce Allah’ın halk ettiği en muteber varlıktır.Bu nedenle biz insanlar, Allah’ın yeryüzündeki halifeleri oluvermişiz.Fakat beşere verilen bu kıymet mutlak değildir.
Sana olan aşkımı anlatıyorum krallığımı önüne sererek yalvarıyorum sana, anlasana...
Kara kabusların son deminde uyanmanın verdiği hazlarla yaşayan bir ölümsüzlüksün adeta..
Sen bunları hiçbir zaman okuyamayacaksın biliyorum. Sana gönderdiğim ve hep göndereceğim mesajımda yazdığım o üç kelimeyi son bir defa okuyabilmeni diliyorum tanrıdan.
İnsanlar, kusa kusa; hayvanlar, bağıra bağıra; bitkiler, yoluna yoluna yaşarlar aşkı...
sen ki...
parmaklarından dökülen her kelime için ömrümden bir parça verebileceğim
“Yeryüzünde kim bir başkasının – hatta kendinin kalbini tanıyabilir ki?”
Ford Madox Ford’un, “En Acıklı Öykü” adlı kitabının konusu bu sorunun etrafında dönmektedir...
Aşk, tutku, hırs, gizlilik, acımasızlık ve parçalanmışlık vardır bu hikayede...
En acıklı öykü diye başlık atılmıştır bunca güçlü kavramı
Herşeyin ama herşeyin bir bedeli olduğunu . Özlemle yaşamanın . Özlemle birbirine kavuşmanın yüce duygusunu bilerek .Yalan , Yalnış ,Çarpık uç noktalara kapılmış bir insanın gerçekleriyle bir kadın sevdim..
Acaba bunu hesaplayabilir miydi matematik dehaları? Beynimizin ne kadarı aşkı sorguluyor, aşkı kurguluyor, bizi karanlık bir kuyuya itip yankılanan kendi sesimizden korkmamızı sağlıyor? Aklımızın hangi bölümü ile sever, aniden çıka gelir, aşka rehin ve rehineler alır, sonra hangi bıkkınlık ile terk ederdik o cennet bahçesini. Ama aşkın matematikte