Gerçek Temizlik
Nezafet(paklık, arılık, temizlik), doğal temizlik anlamı taşır ve bütün varlığı kuşatıcı ontolojik bir olguyu temsil eder. Bu kelime, maddi çağrışımlar ile birlikte esasen maneviyatımızla da ilgilidir.
"“Yazarlık, boş sayfayla savaşan bir komedyendir; kahkahalarla dolu ama sonunda hâlâ yalnızdır.” – Franz Kafka"
"“Yazarlık, boş sayfayla savaşan bir komedyendir; kahkahalarla dolu ama sonunda hâlâ yalnızdır.” – Franz Kafka"
Nezafet(paklık, arılık, temizlik), doğal temizlik anlamı taşır ve bütün varlığı kuşatıcı ontolojik bir olguyu temsil eder. Bu kelime, maddi çağrışımlar ile birlikte esasen maneviyatımızla da ilgilidir.
Söz söylemesini iyi bilenlere, ağzı laf yapan kimselere derler söz cambazı… Bu hususta şairlerin eline kimse su dökemez. Onlar gerçek anlamda söz cambazlarıdır. Sözün en tesirlisini, kelamın ruha işleyenini onlar söylerler. Onlar, lügatlerde sessizce uyuyan kelimeleri gönül teknesinde hissiyatla yoğurup yeni sentezler oluştururlar. Şairler kelimeleri derin uykularından uyandırırlar.
Aşağıdaki hadis-i şerifi (1) Taberanî (2) ve ondan naklen de Aclunî (3) zikrediyorlar. Baştan sona ibret ve hikmetle dolu bu hadisi şerifi birlikte okuyalım:
Avf b. Malikten:
Hz. Peygamber -salat ve selam üzerine olsun-, şöyle buyurdular:
Sizin için altı şeyden korkarım,
En son hangi güzel ve hayatınıza anlam katan bir işe imza attınız ;En son kime üzüldünüz bir olaya bir kişiye hatta bir başka canlıya ;En son hangi müzik parçasının notalarında kendinizi buldunuz ; En son hangi arkadaşınızı veya tanıdığınızı bir yüze bakıp özür dilediniz ...
Mümbit yürek tarlasını yıllarca ekip biçen usta bir bahçıvandır öğretmen… O ki tipide, boranda ve kışta elinden tutup selamet sahiline çıkarır körpe bedenleri. Aşsızlara aş, umutsuzlara umut, huzursuzlara huzur olur en zor zamanlarda. Bir meşale gibi ışık saçar bütün karanlıklara. Tohumu fidan, fidanı ağaç yapar öğretmen… Bir aslan
Kuşlar, hilkatin incileri. Onlar, gökyüzünde süzülürken de dallarda cıvıl cıvıl öterken de. Sükut ederken de güzel. Her kuş, bir kavrama remiz olsa da biz Süleyman değiliz ne fayda. Ancak; onların adları etrafında efsaneler düzer, türküler yakar; anlatır, söyler , dinleriz. Onlar da dile gelir sevinçlerimiz, enînlerimiz.
Bir yıl bitip, başka bir yıla merhaba dediğimiz bu günlerde dileklerim sizler için :)
Duygusallık, cahiliye toplumunda iyi insanlara has beğenilen bir özellik olarak görülür. Oysa duygusallık, en önemli özelliklerden biri olan ’aklı’ tamamen devreden çıkarır, kişiyi tutkularına, öfke ve zaaflarına göre yaşamaya yönlendirir.
Yine akşam olmakta. Ağaçlar, yapraklar, insanlar, çekilmekteler kendi manşetlerine. Ben ise tüm gazateleri çektim üzerime. Harf harf yalnızlığı sardım üzerime. Sen evinin köşesinde, umut çiçeklerini sulamaktasın. Ben ise gazatenin köşe yazısında, beni hiç tanımadığı halde bir yazarın kaleminin ucunda can çekişmekteyim.
Bu yılki Öğretmenler Günü benim için farklıydı. 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle her ilden bir öğretmen, “81 ilden 81 Öğretmen” bulunduğu şehri temsil etmek üzere Ankara’ya çağrıldı. Trabzon’u temsilen ben Ankara’ya gönderildim. 24 Kasım günü öğleden sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bizi Çankaya Köşkü’nde kabul edecekti. 864 rakımlı Çankaya’ya
Onlarca yıllık, birbirimizin ıcığını cıcığını bildiğimiz az sayıdaki dostlarımdan biridir Nuray. Kadın gibi kadındır. İçi dışı bir. Yalan dolan, riyadan eser bulamazsın. Laf aramızda, arkaik kalıtlarımızdan olan kadınsı oyunları, entrikaları bilinçle reddetmiş,kişiliğiyle var olmaya çalışan, okuyan, özümseyen ve öyle yaşayarak bu dünyada kendine yer bulmaya çalışan bir kızdır.
Kendimi bazen bir sonsuza, bilinmeze giden tünelde yolculuk eder gibi hissederken kimi zaman ucunu, bucağını göremediğim envai çeşit çiçeklerin ve doğanın her tür güzelliğinin olduğu bir açık alanda hissediyorum.
Herkes bir gün bir şekilde kaderine kavuşur, her
ne kadar zorlasa da şartları, yolunu ne kadar değiştirdim dese de içten içe bilir kaderinin askeri olduğunu.
Bilgi, her zaman kaygan bir zemine sahipdir. Eğer güçlü bir duruşunuz yoksa, bilgi her zaman sizi kullanmaya, kendisinin esiri yapmaya çalışır. Egonuza hitap ederek, kendisini efendi ilan etmesi kolaylaşır. Erdemli, biri bilginin kölesi olmaz. Ve kendini bilgiye kullandırmaz. Zayıf karakterliler bilginin oyuncağı olur.
Göz önünde yaşamaktan daha korkunç birşey olamaz hayatta. Kendimizi ulu orta yerlerde ne kadar görünür hale getirirsek, o kadar çabuk tükenmeye ve yok olmaya mahkum oluruz.
Issız bırakılmış yurtlarda kadim zaman insanlarıyla buluşmak ister misiniz!? Bir yolculuğa çıkalım o halde bugün; yıllarca önce terk edilmiş bir diyara doğru?!..