Yolculuk
"Yolculuk esnasında camdan bakmak, candan bakmak gibidir. O an içinden geçenler gözlerinden dışarı doğru akar gider." Yani yolculuk candır, kıymetini bilene...
"Yazmak, aslında başkasının derdini kendi mürekkebinle kirletmektir." — **Franz Kafka** (Kurgusal)"
"Yazmak, aslında başkasının derdini kendi mürekkebinle kirletmektir." — **Franz Kafka** (Kurgusal)"
"Yolculuk esnasında camdan bakmak, candan bakmak gibidir. O an içinden geçenler gözlerinden dışarı doğru akar gider." Yani yolculuk candır, kıymetini bilene...
Gençliğim ve umutlarımla asılmıştım dallarına.
Bir baktım;
Gençliğimi ve umutlarımı asmışsın dallarında
Ayırdına varmadan girdim dibi karanlık düşüncelere...
Ne yaparsınız işte bu hatun konuşur
böyle kendi, kendine 'sen sus, sus söyleme'
deseler de...
Dinsel açıdan da böyle değil mi? Devamlı Tanrının hoşnutluğunu kazanmak için ömür boyu yaptığımız tüm dinsel uğraşılar, aslında sevap biriktirmek için değil mi? Yani, gelecekte cennette huzur içerisinde yaşamak için yapılmıyor mu tüm bunlar? Aslında cennet ulaşılacak bir yer değil, yaratılacak bir şeydir. O da, dünyada iken cennete
Uğurladığım yılları düşündüğümde, önüme açılan bir yaşam kütüphanesi.. Hangi kitabı karıştırsam olumsuzluklar, hangi sayfaları çevirsem hüzünler..
Attığım adımlarda, düğümlenmiş sorun yumakları..
Sayfalara bıraktıklarım 'Satıcı tezgahındakileri satar'
"Bunlar da pişti nine!...Ben soymaya başlıyorum hadi sen dünkü masalın devamını düşün..."
Hayatımın en doyumsuz anlarıydı onlar. Bir tabak kızarmış, soyulmuş kestane ve ninem...
Kendimizi kaybettiğimiz bir karanlık odaydı radyo bir zamanlar. İçine girince ışıkları yakmak istemezdik ve öylece kalakalıp müzikle başbaşa, inmek isterdik derinlerimize duyduğumuz her notada biraz daha..
Artık kuruyemişlerin tek tek isimlerini biliyorum.Dahası yeni yılın eve davet ettigimiz biri olmadığını...Yakıcılığını...
Günçiçeğiydi sanki, bana çevrilen, meraklı bakışlar... Gün mü, ay mı, yıl mı? ...Asır mı geçti, bilmiyorum! Ayrılıkla dansım, eşsiz bir valsti, bir başıma yapılan...
Uyumasam olur muydu bu gece, bir sokak lambası gibi çöksem koynuna gecenin sabah olur muydu? Yorgun argın ve bezgin âlemin düşlerine deli bir nehir gibi dökülsem olur muydu? Uykularına bir hırsız gibi sızsam ayva sarı nar kırmızı olur muydu? Gecenin koynuna bir yılan gibi sokulsam, acep mevsim bahar
Kendi doğallığıdır insana en yakışan... Ne dekoltesi göğüsün... Ne de, dikkat çekmek için kapanmalar...
Kabul etmek gerek, insanın doğasında bir çekicilik var... Samimiyet, ki, ne dekoltelere, ne dudak büzüp, göz süzdürmelere bedel...
Hayatımı,yaşadıklarımı,karşılaştığım güçlükleri,sevinç ve üzüntülerimi kaleme almayı,istedim.
Maia ille de oyun oynamak istemişti ve saygı konusunda kalakalmıştım.
İzninizle biraz daha bu konuya değinmek istiyorum.
Kişiliklere gösterilen saygı eksikliğinin kişilerde oluşturduğu hayal kırıklıklarından söz etmek istiyorum biraz da…