9 Yıldır Koklayamadığım Anneme: : ((
Tam 98 de, sabahın 05:00 in de gittin sevdiğimiz evimizden, odan dan...
"Yazmak, aslında kendinle yapılmış uzun bir kavgadır; kazanmak mı? Ah, o enayilerin işi." — Virginia Woolf"
"Yazmak, aslında kendinle yapılmış uzun bir kavgadır; kazanmak mı? Ah, o enayilerin işi." — Virginia Woolf"
Tam 98 de, sabahın 05:00 in de gittin sevdiğimiz evimizden, odan dan...
Herkes kaçmak ister bir gün hayattan, varolduğu dünyadan ve çevreden.
Başka bir bedende soluklanmanın nasıl olacağını bilmek ister her bilinç.
Arasıra, canımız istediğinde başkasının bedenine girip onun kimliğinde takılmak bir süreliğine.. Ne hoş olurdu değil mi?
Hayatımı,,karşılaştığım güçlükleri,anılarımı,kısa bölümlerle kaleme aldım.İlerde bir araya getirebilrsem hayatımı romanlaştırmayı düşünüyorum.
Oysa…
Önceki günlerin erken saatlerinde penceremden seyrettiklerimi tekrarlıyor yine bu sabah, eylül sokak.Seyredilmiş aşk filmlerinden çıkmış tabancalı adamlar yine…
Emeğin kutsandığı 1 mayısta, insanlığın serüvenine aykırı bir bakış.
Evet… Nerede kalmıştık?
“Arkası yarın”a benzedi bu yazı, hatırlayan kaç kişi kaldıysak? Zaman sular gibi akıp gidiyormuş gerçekten, vallaha bunlardan söz edeceğimi hiç zannetmezdim!
Evliliklerde de böyle oluyor…Hiç benzemeyiz sanıyoruz, hani şu restoranlarda gördüğümüz doğru dürüst iki laf etmeden oturan, etiketi üstünde eski evlilere,
Yaşamın dengesiz okları vurdu
yalnızlığın zirvesinde…
Bir “ah” yükselir içimde
yankılanarak dağlarımda..
Duman olur, sis olur,
İki ucu boklu değnektir hayat. Ama yaşayabilene/yakalayabilene kocaman mutluluklar sunar.
An’lardan anılara kuyruklu bir yıldızınız olsun yaşamınız boyunca...
Adım ……….! Boş verin canım. Şart mı bir adımın olması? Ama ille de bir isim vermek isterseniz bana, “deli” diyebilirsiniz.
İsterseniz gülümseyerek başlayabilirsiniz ilk adım olarak, gülüşünüzü
çoğalttığınızda koştuğunuzu göreceksiniz...
Dilini bilmediğim bir şiirle konuşuyorum seninle. Vantrologların logaritma bilmeden güldürmesi gibi çocukları.
Münevver teyzem vefat etmiş.
Nasıl üzüldüm,bilemezsiniz.
İçimden bir şeyler koptu.
Bir çınar ağacını devrilir gördüm.
Bir güleç babaannenin titrek elvedası canlandı gözlerimde.
Yazmak işe ticari bir boyut kazandırmadığınızda daha zevkli olur.Ben yazmayı insan ruhunun yıkanması arınması olarak düşünürüm hep,sadece kirden değil beyinde biriken güzel duyguların olmasını arzu ettğiniz herşeyin kağıda dökülmeside bir nevi arınmadır.Saatli dakikalı birşey değil,göze görünen gönle düşendir ayrıca yazmak...Belki içinden geçenleri tam manası ile kağıda dökemezsin fakat