Deneme > Yaşam
Torunuma...
2005 Ağustos ayının son haftasında ailenin minik bir üyesi olarak dünyaya geleceğinin haberini aldım. Sen anne karnında 45 günlükmüşsün, o sıra bana öyle söylediler. Hem sevindim, hem hüzünlendim.
Sevgi
İzmirli güzel işletmeci Fahire, 6 yıl olmuş İstanbula geleli ama ah İzmir diyor yine de ve İzmirin o güzel esintisini ve sıcaklığını yansıtıyor mekanında.
Kabusumun Gerçeği Olamaz
Sancılı saatlerin içinden cımbızla çekip almaktır şefkati... Sevmektir canınızdan kopan canı... Sevmek sadece sevmek... İçinizden çağlayan sevgi pınarında yıkamaktır güzel varlığı... Kollarının arasına almaktır sıcacık küçük bedeni... Şarkıyı andıran ilk çığlıkları duymaktır boşlukta... Cennetin kokusunu içine çekmektir... Öpmektir titrek sallanan minicik elleri... Doyurmaktır aralanan pembe dudakları... Ve bağrına
Dibe Vurmak Gerek...
Sıçra ve bağır, haykır, ses ver… Sıçra ve hayatı çek içine, kötülükleri engelleyemezsin belki ama yalnızlığı sıyırırsın teninden, şarkı söyler, horon teper, halay çekersin kalabalıklar içinde…
Özlem
"Kızım olursa adını Özlem koyacağım" dedi, dolunayda yakamozları seyre dalınan bir deniz gibi ışıl ışıl parlayan gözbebekleriyle gözlerimin içerisine bakarak...
Keşke...
Keşke sivrisinek gibi rahatça konabilseydim hedeflerime…
Keşke bir şeyin ertesini de bilebilseydim…
Yamalı Yürekller
''yeni yeni sayfalar açmak istediniz hep hayata, peki yeni bir sayfanız kaldı mı? Yoksa arkasını boş bulduğunuz bir karalanmış kağıt mı yeniden başlıyorum dediğiniz?''
şöyle bir geçmişi geleceğini yorumlamak isterseniz bu denemenin size yardımcı olacağını umud ediyorum...
Bir Şarkılık Mola...
Kaseti çevirdikten sonra da “play” düğmesine basıyorum. Çevirdiğim yüzdeki ilk şarkı başlamadan içime derin bir heyecan doluveriyor. Kaset dönmeye başlıyor. Ardından hışırtılı bir gürültü... Üç ya da dört saniye süren bu “şarkı öncesi hışırtı” beni adeta mest ediyor.
2\. Dolunay, Beş Nokta
Göz açıp kapayana kadar geçen zaman... Uzun ve kısa bekleyişler... İnsan ruhunun zıtlıkları... Satır aralarına gömülmüş hüzünler... Aynı tada sahip göz yaşları olan yabancılar... Soyut...
"...gözlerini açtı...
Nefes helezonlar çizerek buharlaşıp karışırken dünyanın pisliğine, içine kirletmek veya kirletilmek için bir nefes daha aldı. Hücreleri
Umut!..
Ayak tırnaklarından, başın üstündeki saç teline, sende var olan her şey, hep aynı öyküyü anlatmalı sana; yarının sensin, bu günün de öyle...
Senden başka bir “sen” daha yok bunu bil!
Kar yağdığında, başını kaldırıp onlara bak! Hiçbir kar tanesi, diğeriyle aynı değildir. Hepsi diğerinden
Hep Kalan Biri
...ve o insanlar bu ışıksız, rüzgarsız, sonsuz limanın büyüklüğünden öylesine korkarlardı içini dolaşırken. Onlar güneşi isterlerdi, rüzgarı, öfkeyi... Kendi büyüklüklerinin gururunu yaşayabilmek için küçük yerlere kaçıp gitmek isterlerdi. Bu büyük, dingin ve fedakâr liman onlara ne kadar küçük olduklarını hatırlatıyordu. O kadar çok sevgi vardı ki bu çirkin,
Güle Güle Eylül...
cılız bir yağmur tanesi gelip senin izini sessizce silip gitti. Artık senden ne bir iz, ne haber var...
Annemin Elinden Tutup Gezmeye Razıydım
Benim hayatımda da kötü insanlar kazandı çoğu kez ve ben iyi bir insan bile olamadım en gereken zamanda. Kalbimi kıranların kalbini kıracak kadar becerikli değildim.
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20