En Son Kendine Varanın Götü Boklu.
Çok arebesk olacak ama biz birbirimiz için yaratıldık.
Bu yüzden kavuşamayacağız.
Çok arebesk olacak ama biz birbirimiz için yaratıldık.
Bu yüzden kavuşamayacağız.
Kaçmak istersiniz her şeyden. Alıp başımı gitsem doğmamış maviliklere, diye mırıldanırsınız. Labirentler koridorlara açılır ve kendinizi aydınlık yerine sote bir holde bulursunuz. Kimsesizsinizdir ve kıvrılan larvalar acınızı arttırmak için yarışırlar. Ilgıt bir ses duyarsınız. Derinden gelen bir türkünün mırıldanmaları kulağınıza dolar.
Ağaçlara baktığınızda yeşili göremiyorsanız , yaşamanın ne anlamı var ki?
İçine işleyen ayaz şiddetini arttırırken ondaki eksik kalan içini ısıtan o cümleyi duymamasıydı.Neydi beklediği söz? Bunu o bile bilmiyordu…
Bu denemeler tutunamayan bir insanın ama hayata sevgiye ya da dostluğa değil düzene tutunamyan bir insanın kendisine iç dökmeleridir.
Martılar gezerken içimde bir yerlerde, küheylanların ayakları yerde. İnsan önce kendi savaşını kazanmalı derinliklerinde. Göreceli doğrularla yola çıktınız mı yolun sonu gelmezDolaşır durursunuz bir labirentte. Ah! larımız yol arkadaşımız olsa da doğrular adına olmalı savaşımız.
Okuduğum romanlarda, hikayelerde en beğendiğim cümleleri, paragrafları çizgili bir deftere yazdım…
Bunca çabuk yitirmeseydik yaşadıklarımızı, çekip gitmeseydi bunca ya da git o halde demeseydim ben, durur muydu acaba? Paylaşır mıydı yaşamımı eskisi gibi yine? Ne zaman başladı bu duygu ya da hep buradaydı da O gidince mi vardım farkına yeni kadınım yalnızlığımın?
Ünlü yazar Virginia Woolf un tavsiyesine uyarak, her gün içimden geldiği gibi kuralları, gidişatı düşünmeden, sadece akışı hissederek yazı yazacağım. Antremana bu gün başladım, ilk yazımı aşağıda görebilirsiniz, okuyan herkese, vakit ayırdığı için teşekkür ederim.
Bu da birşey; en azından, dürüstlüğü, arıyorsun, canın yandığında geri kaçıyorsun.
Parçalanmış bir bedenden geriye sağlam bir çift papuç kalması pek mümkün olmasa da; belki mayın toplayan masum çocukların lastik papuçlarından biri olabilir... Yada bir gelinin veya damadın daha nikah masasında başlatılan anlamsız üstün gelme didişmelerinin izi vardır üzerinde. Belki de gitmemesi gereken bir yere doğru ayakları sürüklenirken kendi
Bitmek bilmeyen buhranlı gecelerde yaprağa tutunan çiğ tanesi gibiyim. Umutlarım gökyüzünde bir meleğin kanadında asılı. Semada gezinen bakışlarım bile ümitsiz.
Şu meymenetsiz herifin ettiği sözlere bakın hele!..
“Putin’den mümin kokusu geliyor” diyor…
Veyl olsun sana!...
Olmayan aklına, bozulup tahrif olan ilmine güvenerek kibir ve gururla, müminlerle alay ederek, müstekbirlik taslayıp konuştuklarına ve yazdıklarına veyl olsun!..
Müslümanların konum ve itibarlarına dil
Kendimi iki hayvan kimliğiyle özdeşleştirdim bugüne değin. Biri Kedi, diğeri kelebek.