Kara Adamın Duası
adımı bir kara adam zikrediyor evinden,
evimizden,
avuç sırtları siyah ,
içleri beyaz ,
"“Yazarlık, kelimelerle oynanan bir kurnazlıktır; okursa kazandın, anlamazsa kârdan zarar olmaz.” – Franz Kafka"
"“Yazarlık, kelimelerle oynanan bir kurnazlıktır; okursa kazandın, anlamazsa kârdan zarar olmaz.” – Franz Kafka"
adımı bir kara adam zikrediyor evinden,
evimizden,
avuç sırtları siyah ,
içleri beyaz ,
Yüreğime “iyilik yağmurları” yağdırmayı bırakalı çok oldu... Mevsim artık hüzün çıkmazında… Şimdi acılar biriktiriyorum, kaçak yüreklerin yıkım çalışmalarında... Dokuz şiddetindeki depremler bile destekleyemiyor kayıp giden yüzünün -iha
Türkler tarih sahnesinde -o dönemden kalan efsane, destan ve kitabelerden anlaşıldığı kadarıyla- ilk görünmeleri karizmatik kahramanların teşkilatlandırdıkları topluluklarla olmuştur. Oğuz Kağan, Kültigin Kağan, Mete han, ya da Kürşad ismi aynı zamanda bir milleti anlatıyordu.
Bir ayrılık bileti ! bedavadan elime tutuşturulmuş.
Senin de yok mu ki, beklediğin bir liman!
Ve hiç esmez mi, bir rüzgar saçlarına kurulu bir rotada...
Bir garip seyyahlık; kendine göçen...
tıp !
ve herkes susmaz
susmayanları asmazlar,
işte hayat böyle değil.
Hiç beklemediğim anda diğerlerinden daha sert, daha köpüklü bir dalga küçük çam dalını kumsalın su izlerinin ötesine yuvarladı. Onlarca dalga bıkmadan, usanmadan gelip onu yeniden yakalayıp suya geri götürmek için kumların üzerinde çırpındı. Hiç biri ona ulaşamadı.
Nee ilkokul mu?.. Bu öğretmende kim, Leman öğretmen, bu adam ölmüştü...
“Yaşasın!” deyip gülümsedi kendine, camdaki yansımasına bakmadan yine. Çok anlamsızdı her şey. Korkunçtu ayrıca. Korkunçluk içini kanatan, acıtan duyguda değildi; Her şeyi açık ve net anlamasındaydı.
Geceden kalma karanlık bulutlar çullanıyor sırtıma buram buram canım acıyor uyuşuyor bacaklarım cimri ellerim bırakmak istemiyor tuttuğu resmi siyah beyaz kenarları yanmış ...
Çoğu zaman yanımızda bulunan sandığın içindekileri merak etmeyiz Ya da karşımızda bulunan resmin bize ne anlatmak istediğinin farkına varmak istemeyiz. Ama gün gelir sandık açılır ve resim de bir daha dışarıya çıkmamak üzere içine girerse o zaman sandığa da resme de değer vermeye başlarız.
Bazen bıkar insan soluk alıp vermekten. Bazen yorar yaşamak insanı da artık bir isyan vardır kendinden fışkıran ve herkesi içine katan. İşte bu isyanın resmidir.
Çıktıysan yola, yöneldiysen oraya ve bir de yağmur yağıyorsa dikkat et biri geçecek yanından...
Dipsiz kuyularda kaybolduğum, yitik aşklarımın suyunda boğulduğum oldu, hayat öpücüğünü kendim koyduğum oldu dudaklarıma…
Arsız bir iştahla yediğim can simitlerimin susamları ağzımda duruyor bak hala…
Laydy Macbeth ve Laydy Laina’nın acilen mutlu hissetmelerini sağlayacak sürprizler bekleniyor...