
Kırmızı Bir Piç Olman Lazım
Yazmaya Dai̇r Temel Şeyler
Yazmaya Dai̇r Temel Şeyler
Tamamen şahsi gözlemlemelerime dayalı, sade bir dille 10 maddede Cumhur İttifakı'nın hangi nedenlerle kazanacaklarını içeren yazı
Mahir Ünal'ın Türkçeyle ilgili açıklaması üzerine bir şeyler yazmayı düşündüm, sonra vazgeçtim. Çünkü Mahir Ünal ciddiye alınacak biri değil.
Tarihte birçok filozof, bütün kötülüklerin anasının cehalet olduğunun altını çiziyorlar. Ferdî cehalet, kişinin kendisini ve yakın çevresini felâkete sürükler. Toplumsal cehalet ise askerî savaşlara, yıkımlara ve on binlerin ölümüne sebep olur.
17 Milyon Dolarlık ayakkabı da varmış. Ayakkabıcılık mesleğinden ekmek yiyen birisi olarak, bu yazıyı okuyunca, ne diyeceğimi şaşırdım. 17 milyon dolara çok kaliteli makineler ile oluşturulan 17 tane birer milyon dolarlık fabrika kurulur, bu fabrikalarda da binlerce kişi istihdam edilip, ekonomiye büyük katkılar sağlanır..
Oldum olası hatıra türündeki kitapları sever, büyük bir keyifle ve iştahla okurum. Çünkü onlar roman ve hikâye gibi kurgu değiller. Hayatın ta kendisidirler. Perihan Akçay Hanımefendi tarafından kaleme alınan "Bir Nihan Heybe" de bunlardan birisi.
Bugün Avrupada bazı devletler, ayrılmıştır. Yugoslavya, Çekoslovakya gibi ülkeler bölünmüştür. Ama Batılılar bunlara bir şey dememişlerdir. Olaylar karşısında sessiz kalmışlardır. Ama aynı Batılılar, her nedense Kıbrısta iki toplumu birleştirmek istemekte ve bunda ısrarcı olmaktadırlar.
'İspanya'da Angeles Duran adlı 49 yaşında ki kadın, notere giderek, Güneşin kendisine ait olduğunu tescil ettirdi.Güneş adlı yıldız Angeles Duran'a aittir metnini, notere onaylatan Duran, Dünya üzerinde yaşayan herkesten, aydınlatma ve ısınma parası talep ediyor.'' Kaynak:Hürriyet Gazetesi
Kitabın bir kadının elinden çıktığını ve kadına kitabın çok değerli olduğunu ve bunu kesinlikle 30 liranın altında satmamasını söylerler.
Ayran dedim de aklıma geldi: Vakti zamanında Gıyaseddin adında aksi mi aksi, huysuz mu huysuz, lafı anında tokattan beter insanın yüzüne vuran, nezaketten nasibini almamış, çok bilmiş bir bucak müdürü varmış.
Dört kez evlenip boşanan müdürümüz, ilk eşini çorabı kaçık diye, ikinci eşini çorba pişiremiyor diye,
Muhalif-muvafık, yerli-yabancı her seviye ve kademeden, konuya ilişen herkesin müşterek düşünce, tespit ve kanaatine göre, Türkiyede; Ekonomi, eğitim ve adalet ağır bir buhran veya kriz içindedir. Bütün alametlerini hepimizin gördüğü, bu kriz artık milli çap ve seviyeye gelmiştir. Bu durumu görmeyenlere ne sözümüz olabilir? Ya da görmek istemeyen
Biz yeni yılı falan kutlamayacaz ama, senin yılın gutlu olsun sevgili günlüğüm. Hadi hoşca gal.