Bu Laflara Karnım Tok!
Fikir üreten pek yoktur,lakin eleştiren çoktur.
Başkası ne der diye düşünülseydi:
Dünya dönüyor olmayacaktı bugün.
"“Yazmak, kelimeleri öyle düzenlemektir ki, okurlar kendilerini aptal yerine koymadığınızı sansınlar.” – Mark Twain"
"“Yazmak, kelimeleri öyle düzenlemektir ki, okurlar kendilerini aptal yerine koymadığınızı sansınlar.” – Mark Twain"
Fikir üreten pek yoktur,lakin eleştiren çoktur.
Başkası ne der diye düşünülseydi:
Dünya dönüyor olmayacaktı bugün.
Türkiye’de okuryazarlık oranı yüzde 88’dir. Yani her yüz kişiden 88’i okuma ve yazmayı biliyor. Bu oran yüksek gibi görülse de aslında çağdaş Türkiye’ye yakışan bir oran değildir. Zira pek çok Avrupa ülkesinde okuma yazma oranı yüzde yüzlere gelip dayanmıştır. Bu çağda okuma yazma bilmemek tek kelimeyle ayıptır. Fakat
Birçok şey hepimizin gözünün önünde olup bitiyor fakat görülmesi gerekeni ancak bazılarımız görüyor. Mesele birilerinin bakmasıyla görmemiz gerekene vakıf olması ile bitmiyor zira bundan böyle hepimiz yeri geldiğinde kullanabileceğimiz, istifade edebileceğimiz, hayatımızı, his ve düşünce yapımızı diğiştirebileceğimiz, renk katabileceğimiz bir kaynak kazanmış oluyoruz.
Yarın sandıkta buluşuyor muyuz? .
Evet! .
Yarın sandıktan kaçmak var mı? .
Hayır! .
Ne için geliyoruz dünyaya? Temel soru bu noktada! Yiyip, içmek, bolca eğlenmek, onunla bununla hoşca vakit geçirmek için mi? Kimilerimiz ve belki de çoğumuz için evet. Dışarıya veya kendimize baktığımızda göreceğimiz bir tek gerçek.
Meğer cennete giden yol Nevşehir’e yaklaşık 200 kilometre uzaktaymış.
sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel olayların sporda bireysel yansımaları üzerine...
Tyra Banks ve Orhan Pamuk'a itafen. Bir birlerini hiç görmeselerde bir öyküde yollarını kesiştirdim.
Tarihin bu ülkeye yüklediği anlam aşkta kendini epeyce hissettirmektedir. Ganimetçi bir geçmiş mi buna sebep olan yoksa burjuvalaşamamış nesiller mi, yoksa hiç ilgisi yok biz çok farklıyız diyen anlayış mı? Cukkacılarla romantikler arasına sıkışıp kalanlar sorsunlar bu soruyu kendilerine. Aşkla tarihin ne alakası var diyenleri de gayet normal
Hayatımızı yaşarken, akıl, bilgi, tercübe ve idrakin oluşumunda yaşanan zorluklar ve bu zorlukları çözmek adına katlandığımız çileler.
Milyonlarca canlı çeşitinden, sadece biriyiz. Doğadaki tüm canlılardan en önemli farkımız zekamız ve beynimizin salgıladığı duygu hormonlarımız...
Koca bir toplumun herhangi bir mensubunun kendince topluma bakışının sonunda ortaya çıkan alelade düşüncelerin birleşmesinden oluşan öylesine bir yazı...
Özgürlük kavramının toplumun farklı kesimleri tarafından farklı algılanmasıyla başlıyor karmaşa. Anlamını tam olarak bilmedikleri kavramların içini kendi dünya görüşlerine uygun fikirlerle dolduruyor insanlar.
Evet! memleket hepimizin ve tabii vatan ve toprak uğruna tıpkı ecdadımızın yaptığı gibi can da vereceğiz,vermeliyiz de zaten toprağı vatan yapan verilen bu canlar değilmi...