26 Eylül 2012 akşamı izlediğim bir televizyon reklamında eli asalı, ayağı sandaletli, beli kuşaklı, beyaz entarili (veya ihram giymiş) Aczmendi kılıklı uzun saçlı, sakallı bir meczup TV ekranında beliriyor ve falan filan marka bir buzdolabı, yani bir beyaz eşya ürünü almamızı bir peygamber edasıyla tavsiye ediyor. Hayal mi gördüm? Dedim, ama yok, arkadaşlara telefon edip sordum, onlar da görmüşler. Sonra firmanın internet sayfasına baktım elinde asa ile meczup bir kez daha karşıma çıkmasın mı?
İslami bisikletten sonra yakında İslami çamaşır makinesi, İslami bulaşık makinesi, İslami buzdolabı, İslami TV, İslami bilgisayar gibi ürünler piyasaya çıkmaya başlarsa şaşmamak gerekir. İslami çamaşır makinesi olur mu? Demeyin. Bal gibi olur.
Şöyle ki, eğer deterjanda domuz yağı ve katkıları varsa İslami çamaşır makinesi bunu otomatikman tespit edip yıkamayı derhal durduracak, gül suyu püskürtecek, böylece çamaşırların mundar olması önlenecek; İslami buzdolabı da şarküteri ürünlerindeki helal olmayan alkol ve domuz eti oranlarını tespit eder etmez alarm çalarak tekbir getirmeye başlayacak, böylece cennet hurileri ve gılmanlar garantilenmiş olacaktır.
Öte yandan bir baldır bacak durumu söz konusu ise İslami TV o görüntüyü otomatikman karartacak, ya da mozayikleyerek aptes bozulması böylelikle engellenmiş olacaktır. Ezan okuyan cep telefonları kapış kapış satılırken bunlar niye olmasın ki?
Bunları düşünürken bu arada TV reklamlarını izlemeye devam ediyorum: Derken kaba saba bozuk bir şiveyle konuşan bir maganda bilmem ne marka GSM şebekesinin reklamını yapıyor. Bir diğer reklamda yine Recep İvedik taklidi bir bünye ekranda boy gösteriyor, arsız arsız konuşuyor. Pespayelik, bayağılık, sıradanlık, kepazelik, el ele, kol kola, arka arkaya.
Peki, halkımız reklamlardan şikayetçi mi? Evet. Halkımız gerçekten reklamlardan çok şikayetçi. Ama içeriğinden değil. Reklamlar yüzünden dizileri iyi izleyemediği için şikayetçi.
Birader TVyi kapat seyretme! Diyeceksiniz. Hayır, ben şuna vurgu yapmak istiyorum: Ne oldu ve nasıl oldu da reklamlar böylesine bayağılaştı? Değişen ne? Türk toplumu nasıl bir evrim (!) geçirdi de dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen böylesine seviyesiz ve mide bulandırıcı reklamlar TV ekranlarında boy gösteriyor? Bunlar özellikle mi yapılıyor, yoksa bizim millet bu tür reklamları beğendiği için mi, yani bir arz-talep süreci mi var? Eğer bir arz-talep süreci söz konusu ise, o zaman zaten tüm bu yazdıklarımı unutun.
Bir toplumda kurumlar, yapılar bozulmaya, çürümeye, kokuşmaya başlarsa hiçbir kurum kendini bundan kurtaramaz ve bu salgın bir hastalık gibi diğerlerine, diğer kurumlara, birimlere, alt birimlere yansır, bulaşır. Tiranlar, diktatörler insanlar onlara katlandığı için vardır. Halk sesini çıkarmadığı için ağır vergiler, zamlar ve baskı gelir.
TV reklamları bu ülkedeki psiko-sosyal bunalımın, hastalığın ve ruhsuzluğun, adeta toplumdaki çapaçul gidişatın, zavallılıkların, aczin, yenilginin, çürümenin, kokuşmanın, ahlaksızlığın çok açık bir göstergesi, aynası olmuş. Ruhunu kaybeden toplumlar diğerleri karşısında başarılı olamaz, ruhsuz uluslar ezilmeye ve özgürlüklerini kaybetmeye mahkumdurlar. İşin en acıklı yanı halkın bu gidişata inatla ve ısrarla hala destek vermesidir.