Kıba - Tek Edebiyat Sohbetleri
Cuma akşamı Kıbatek Vakfı Salonunda, Kıbatek tarafından düzenlenen “Edebiyat Sohbetleri”ne katıldım.
Konuşmacı, üniversiteden hocam olan Sayın Prof. Dr Şerif Aktaş idi.
"Bana okunduğu gibi görünen bir şey, bana okunduğu gibi görünebilir." - Samuel Beckett"
"Bana okunduğu gibi görünen bir şey, bana okunduğu gibi görünebilir." - Samuel Beckett"
Cuma akşamı Kıbatek Vakfı Salonunda, Kıbatek tarafından düzenlenen “Edebiyat Sohbetleri”ne katıldım.
Konuşmacı, üniversiteden hocam olan Sayın Prof. Dr Şerif Aktaş idi.
Şairlerden esintiler
Sevilesi mavi - yeşil kurbağalar gibi hep öpülmeyi bekleyelim. Kimse bizi öpmese bile zararı yok. Biz yine yüzümüzde maskelerimiz, hoplar, zıplar, gerilir, en iyi atlayışlarımızı yaparız, yüzümüzde en iyi gülümsememiz. Hareketler kurgusallaşır. Kurgu bebekler otomata bağlar. Estetik küçük kurbağalara dönüşür. Mavi - yeşil kurbağalar atlar, zıplar, hoplar, döner,
O zaman kurmaca bir eserle, bir gazete haberi ya da tarih kitabı arasında ne fark vardır? Onlar da sözcüklerden oluşmaz mı? Ve onlar da, anlatının yapay zamanı içinde gerçek zamanın sınırsız sağanağını kapsamazlar mı? Neyin gerçek olduğuna yaklaşırken zıt yapılar söz konusudur: Roman yaşama baş kaldırırır ve çiğner
Bence dünyanın en keyif verici işi bir şeyler üretmektir. Şahsen bir şeyler üretmediğim günü zayi olmuş bir gün olarak addederim. O gece gözlerime kolay kolay uyku girmez. Bir şeyler ürettiğim gün huzur dolar kalbim… İnsanlara faydalı olmanın, bir eser üretmenin hazzını doyasıya yaşarım. İnsanın bir şeyler üretmesi için
Tanzimat öncesi Türk toplumunda yönetici sınıfını teşkil eden aydınlar, askerî ve sivil bürokrasi ile ulema sınıfından oluşuyordu. Bir yanda da reaya adı verilen yönetilenler vardı. Bunlar da esnafı, tüccarı ve köylüsüyle geniş bir halk kitlesiydi.
İyi bir haber size. İzmir Karşıyaka’ya yeni bir tiyatro sahnesi açıldı. “Karşıyaka Opera ve Tiyatro Sahnesi”. Başta tiyatro olmak üzere çeşitli kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan Karşıyaka Opera ve Tiyatro Sahnesi, en son Genco Erkal’ı “Nereye Gidiyoruz” oyunu ile ağırladı.
Günümüz şiirleri çeviri şiirlere benzemektedir. Hani hep şikayet edilir ya, çeviri şiirlerin güzel olmadığından... Neden olarak da çeviri şiirlerin yazıldığı dilin, dil özelliklerine sahip olduğu, tercüme edilirken o dil özelliklerini yitirdiği söylenir.
Prof Dr Necati Demir, öğrencilere Atatürk’ün “Türk genci atasını tanıdıkça daha önemli işler yapacaktır” deyişini hatırlatarak kendimizi tanımadığımızı, bu nedenle dünyanın da bizi tanımadığını belirtti. Eğitimimizin daha ziyade medyatik olduğunu, Türk Kültürünü yeteri kadar tanımadığımızı söyledi.
Turgut UYAR: Bunaltı felsefenin vardığı sonuç. Belki o kaçınılmaz sonuç, Marxın felsefeyi aksiyondan ayırmayan devriminden sonra soyut felsefe bir iç çöküntüsü geçirecekti elbet. Varoluşçuluğun yüzeyde bile olsa yayılması yeni bir aşama sayılmalı dünyamızda. Bunaltı. Çağımıza çok uygun bir duygu. Felsefe dışında doğrudan doğruya yaşamadan gelen çeşitli nedenleri olabilir.
Hep şunu merak ederdim. Bir yazar, bir ressam, bir şair, bir ses sanatçısı bir araya gelse bir konu hakkında konuşsa ne olur acaba diye. Bugün NTV'de bir programa Elif Şafak ile Teoman katılmıştı ve Türkiye meseleleri hakkında düşünce beyan ediyorlardı. Türkiye tablosu yarım kalmış bir tablo gibidir. Bu
Aslına bakacak olursanız biz 'OKU'' diye başlayan bir yüce kitabın Kur'an-ı Kerim'in muhatabı olan bir toplumuz ama ne hikmetse düzenli okuyan insanlarımız ve yazılı basılı yayınlarımızın sayısı maalesef istatistiğe vurduğunuz zaman gelişmiş ülkelere nazaran yerlerde sürünmektedir.