
Dansöz Kıvırmaları-14.sh.
"Sizin yasanıza göre bu durumda soğuk su içmeniz gerekiyor."
İcra Görevlisi,"Ağzınızı düzeltmezsiniz, sizin hakkınızda tutanak tutmak zorunda kalacağım"
"Sizin yasanıza göre bu durumda soğuk su içmeniz gerekiyor."
İcra Görevlisi,"Ağzınızı düzeltmezsiniz, sizin hakkınızda tutanak tutmak zorunda kalacağım"
Karanlık, uçsuz bucaksız karanlık… Gecenin en koyu anı, tek bir canlı bile yok ortada, her gece ötüp duran çekirgeler bile uyumuş sanki ya araba sesleri; nasıl da sustular bir anda. Çıt yok, müthiş bir sessizlik. Gökyüzünde birkaç yıldız var.Bir tanesi çok parlak, sanki göz kırpıyor bana.Dikkatlice bakıyorum gözümde
Eskiden birbirimizi tamamladığımızı düşünürdüm fakat şu an aynı şeyleri düşünmüyorum.
Her neyse.
dikkat tüm olaylar kozayla ilintilidir
Markız; enfes bir fiziğe, sempatik görüntüye, derinlik ve huzur veren iç gıdıklayıcı bakışlara, devamlı gülümser izlenimi veren harika bir yüze sahipti. Reyon düzenleme işi yapıyordu.
Metrodan indiğinde yağmur hâlâ yağıyordu. Şemsiyesini açtı ve küçük ama hızlı adımlarla yürümeye başladı. Eve kadar on dakikalık bir yürüme mesafesi vardı.
Çuvalcı olarak görevlendirdiği kişiye de yapacağı iş hakkında açıklamasını yapmıştı.
Fındık ocakları altında sürekli dolaşacak,işçi arkadaşlarının topladığı fındıkları çuvallara boşaltıp belirli yerde istifleyecekti.Taşıyıcı da buradan atlara yükleyip fındık sahibinin evinin önündeki meydana getirmiş olacaktı.
Kahramanımız bir devrimcidir, devrim yolcusudur. Devrimci Yol’cu değil. Burada aslında bu devrim yolcusunun, Nasıl bir devrim? Nasıl bir insan? Ve nasıl bir insanla devrim? Gibi sorulara yanıt arama serüveni anlatılıyor. Devrim öncesi, anı ve sonrasına dair soruları, sorunları ve asıl olan eylemleri var. Ofir aslında ulaşılan değil ulaşılması
İşçiler,üst üste istiflenmiş saman ve çalaz karışımı yatakları indirerek odaya serdiler.Oda,iki oda büyüklüğünde dar ve uzundu.Duvarlar,bir insanın yetişebileceği yükseklikte boydan boya aralıklarla çivilenmişti.Duvarlar,geçmiş yıllarda yaşananların izlerini taşıyor gibi bir görüntü sunuyordu.Aralıklı olarak yazılan yazılar ve resimler dikkatli bakıldığında insanın yüzüne çarpıyordu...
…”kadın var varlığını bilmek yeter”…tekrarladı son cümlesini…yineledi…bir kez daha…özümsemeye başladı son cümlenin içerdiği anlamı…gözlerini kapattı…başı hafifçe dönemeye başladı…”kadın var varlığını bilmek yeter”…
Şule duvardaki saate baktı. 13.30’u gösteriyordu. Usulca annesinin yanına gelerek;
—Anneciğim benden istediğin bir şey var mı? Biliyorsun bugün günlerden cuma ve az sonra arkadaşlarla evin bahçesindeki çardakta buluşacağız.” Dedi.
O sırada mutfakta olan Nermin Hanım, öğle yemeği için gerekli hazırlıkları yapmakla meşguldü. Kızının
Biz her şeyi biliyorduk.
Biz; Suğla, Atra, Toran ve ben Han .
Zamanın başında vardık; öncesinde de, sonrasında da.
Her şeyi bilenin tek bir eylemi vardır: Susmak
Sustuk ve OLduk.