"“Yazarlık, kelimelerle yaptığınız kekli bir karmaşa; bazen kek yanar, bazen okur şeker komasına girer.” – Franz Kafka"

Roman

Taşların Gölgesinde: 5. Bölüm

Nimali sözlerine başlarken ve devam ederken, Gri mavi gözlü arkadaşına doğru atağa geçen elinde kalınca zincir olan biri, onu zarar verici nitelikte salladı. Rakibi hiç tereddüt etmeden kılıcı ile bir kaç hareket eşliğinde sanki bir müzik aletinin tellerine uyumlu bir şekilde dokunur gibi metal ve görünüşe göre paslı

Paşazade... 2

Yurdun müdavimi çocuklar, oyun saatlerini büyük avluda geçirmekteydi. Fiziksel olarak yeterliği olanların bazısı ateşli taraftarları önünde futbol, basketbol, voleybol oynamaktaydı. Fiziksel yapıları bunları yapmaya yeterli olmayanlar da yakar top, saklambaç, körebe türü oyunlarla eğleniyorlardı. Elleri kıçları üstünde bağlı birkaç görevli avlu boyunca gidip gelerek gözcülük yapıyorlardı.

Kimsesizler Mezarlığı Bölüm 1

Hayalet dadandığı izbe, terk edilmiş evin içerisinde volta atıyordu. Sanki Yıkılmış bir binanın moloz yığınından çıkmış gibiydi. Karmakarışık gri saçları, paçavraya dönmüş takım elbisesi derisi kurumuş suratı ile korkutucu görünüyordu. Volta atarken bir şeyler mırıldanıyordu.
bu mezarda yatanlarrr dedi. Sonra düzeltti Bu kabirde yatanlar, yok yok

Paşazade…1.

Sübyanlar Yetiştirme Yurdu iki katlı, eski, büyük bir taş binaydı. Yurdun büyük avlusu cezaevlerini çağrıştıran büyük, parmaklıklı bir demir kapıdan şehrin en işlek ana caddesine açılmaktaydı. Ana girişi cadde tarafında bulunan ve yeni, betonarme bir bina olan müdür lojmanından avluya küçük bir arka kapıyla gelinebiliyordu.

Göbeklitepe 5

Orupta içindekini dışarıya vuramıyordu bir türlü. Onca eğlence, onca yaşanmışlık ne içindi. Kendi varlığını anlamsızca sorguluyordu ama sonuca varamıyordu. Birileri ona görünmez şeklide isteklerini yaptırıyor ama Orupta o kişiyi bir türlü tanımlayamıyordu. Aklına güzel ve kötü şeyleri kim getiriyordu. Eğer aklı gelişmiş olan düşüncesine, geleni hemen yapmayıp bunu

Başa Dön