 • İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye |
201
|
|
|
|
Günümüz Türkiyesinde, bu gün de referandumda “Hayır” denilecek mi, denilmeyecek mi tartışması yaşanıyor.
-Bir yanda “Hayırcılar”,
-Diğer yanda “Hayıra Hayır” diyenler var.
Kılıçlar çekilmiş, söylenmesi gerekenler söylenmiş ya da söylenecek…
Kıyasıya bir mücadele.
Her şey unutulmuş, referandumla yatılıp referandumla kalkılır olmuş.
Gariban vatandaş, sonuç ne çıkacak diye düşünmekten açlığını bile unutmuş.
İşsiz vatandaş, iş aramayı referandum sonrasına bırakmış,
|
|
202
|
|
|
|
Bile bile lades, denir bunun adına. Yürütme organı yasalar önünde eşit hak dağıtmalı ve devleti bilerek zarara uğratan kişileri ülkemin Başbakanı yasalar ve halkın önünde açıkça suç işleyenlerden hesap sormalı. |
|
203
|
|
|
|
Hilmi Yavuz'un Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti kültürleri arasındaki ilişki, etkileşim ve önerilerini içeren önemli bir kitabı şimdilerde okumanın tam zamanı. |
|
204
|
|
|
|
Denizciliğimize sahip çıkalım |
|
205
|
|
|
|
artik hepimizin bildik olan hikayesi... ah turkiyem, sen bu durumlara dusecekmiydin? |
|
206
|
|
|
|
Berlin’in ünlü caddelerinden Under den Linden’de otobüs durağa yaklaştığında yolcular sıra olmuş ve birbirlerine en az bir metre mesafede kimseyi rahatsız etmeden içeriye giriyorlardı. Şoför, şık giyimli üniformasıyla yolcularına gülümsüyordu. Otobüsün içi, yolcuların saldığı parfüm kokularının hoşluğunda kalabalık değildi. Toplasanız on iki kişi bile yoktu ancak bütün yolcuların elinde ya gazete, ya da kitap vardı.
|
|
207
|
|
|
|
İMF bu güne kadar kriz yaşayan ülkelerin ekonomilerine müdahale ederken,ekonominin sosyo-ekonomik yönünü göz ardı ederek,kendince tespit etmiş olduğu kriz politikasını her ülkede aynı şekilde uygulamıştır |
|
208
|
|
|
|
Sayın Başbakan da dilimizi bozuyor. |
|
209
|
|
|
|
Güzel ülkemin halleri de kendine mahsustur. Bu ülkenin vatandaşları hukuk önünde eşit olsa da bazı çevreler kendilerini halktan üstün görürler. Kendilerini birinci sınıf, ötekileri ikinci sınıf vatandaş sayarlar. Bu durum son günlerde daha belirgin olarak görülüyor. Bu çevreler Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olan Abdullah Gül’ü bir türlü kabul edemiyorlar.
|
|
210
|
|
|
|
Batı kültürü ve Batı emperyalizmi arasındaki ayırıma dair kısa bir yazı. |
|
211
|
|
|
|
Bilinçlerimize gizli bir el sanki başka bir kodlama yapmak istiyor.Kimler gelecek kuşaklardan ,tarihinin öğrenilmesini istemiyor ?Bunu yapmalarının altında yatan amaç nedir?Kemalizmi yok etmek kimlerin yararına olacaktır?Yüzyılların planının uygulandığını görmek paranoya olarak geçiştirilebilinir mi? |
|
212
|
|
|
|
21. yüzyılda biz hala “başı açık- başı kapalı”, “parti içi demokrasisi olmayan çok partili sistem”, “etnik milliyetçilik”, “bürokrasi, siyaset, burjuvazi elitizmi”, “verimlilik devletçilik” ̶ |
|
213
|
|
|
|
Efendim “çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz.”diye bir atalar sözümüz var. Belki buna hemen itiraz gelebilir ;ama bilindiği üzere atasözleri binlerce yıllık tecrübelerden doğan kristalize sözlerdir. Birilerine dokunsa da bu sözü yadsıyamayız. Bu yazıda insanların zenginliğini, çok mal sahibi, olmasını eleştirmeyeceğiz.
|
|
214
|
|
|
|
Kanaatimce bir göz ucuyla da olsa tepeden aşağı doğru bakmak lazım mevcut duruma. İkibinsekiz yılının ilk ayının sonuna yaklaşırken hala deniz politikası olmayan bir zoraki deniz ülkesinde yaşıyoruz. Deniz politikası, deniz stratejisi ya da daha da önemlisi denize dair bir vizyonu olmayan iktidarlar zinciri sayesinde hala Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti için levrekle patlıcan arasında ya da denizle toprak arasında hiçbir fark yok. Patlıcanın bakanı levreğin de bakanı. Çit sürenin de, gırgır çekenin de bakanı. Oysa, Kadından ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı, Sporun Bakanı, Avrupa Birliği’nin Bakanı… her şeyin bir bakanı olduğu düşünülürse pek imkansız görünmüyor bir de Denize Bakan Bakan olması… |
|
215
|
|
|
|
Adı Milletti, soyadı Çoğunluk… 12 Eylül Referandumunda bazı haklarını almayı başardı... Eksik ama gerekli haklardı bunlar. Milleti oluşturan her kesimin uzlaşmasıyla gerçekleştirilecek yeni bir Anayasa'ya ihtiyaç duyduğumuz artık ortada... Şimdi sırada Yeni Anayasa var... |
|
216
|
|
|
|
yönetenlerin bazen öfkeyle konuştuklarını,kızdıklarını,birilerini suçladıklarını görünce, naçizane bu saptamayı yaptım! |
|
217
|
|
|
|
Burası Türkiye,burada her şey olur,diyelim mi?
Demeyelim,Burası Türkiye,burada böyle şeyler olmaz diyeceğimiz günler
çok uzak değildir umarım.
|
|
218
|
|
|
|
“Biliyor musun Ayçe Hanım, birbirini hiç tanımayan sanata eğilimli gençler, aynı şairi ya da yazarı sevmenin sonucu dostluk kurarlar, saygı dolu sevgilerle başlardı birliktelik.” dedi Haldun Taner. Doğruydu bu. Çok tanık olmuştum bu denli başlayan birlikteliklere. |
|
219
|
|
|
|
Genel af tartışması ve bunun götürecekleri lütfen mantıklı düşünelim... |
|
220
|
|
|
|
Bacaklarımın arasındaki ahlak beni ilgilendirir, alan da veren de memnunsa geriye kalanlara incik boncuk yemek düşer. İki kişi arasındaki tatlı muhabbete maydonoz olanlar bütün ülkenin, milyonların, yetim hakkının, hukuk sisteminin ırzına geçenlere ses çıkarmayınca "ben sizin ahlakınızı siliyim.." diyorum..
|
|