• İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye |
41
|
|
42
|
|
|
|
Şimdiki düşüncelerim değişti.
Kimin ayağı devlet dairesinde bir engele takılırsa, şikâyet mercii ararsa, çaresiz kalıp söylenirse;
" Anlat derdini Marko Paşa'ya: Burası Türkiye" diyorum. |
|
43
|
|
|
|
Son dört yıldır uluslararası sularda yara üstüne yara alan gemimiz, yalpalaya yalpalaya gitmekten bitap düştü, batmak üzeredir. |
|
44
|
|
|
|
Demokrasi demek; belirli sınırlar içerisinde yaşayan farklı kültür ve düşünceden olan insan topluluklarının her türlü insani ve sosyal hakları tanınarak, Anayasal sözleşme ile garanti altına alınmış bir devlet yönetimidir. |
|
45
|
|
|
|
İnsan yanıyor. Hayvan yanıyor. Ağaç yanıyor. Toprak yanıyor. İçimiz yanıyor bütün bu alçaklıklar karşısında. Şu ana kadar üç ölü ve elli kişinin üzerinde yaralıdan söz ediliyor. Ülkede kırkın üzerinde yangın çıkmış durumda.
|
|
46
|
|
|
|
27 Mayıs Darbesi ve sonuçları... |
|
47
|
|
|
|
Göç,Türkiye’nin halledilmesi öncelikli meselelerinin başında geliyor.Gelir dağılımındaki dengesizlik bunun başlıca sebepleri arasında yer alıyor.Fakat siyasî,sosyal ve kültürel sebepleri de gözardı edemeyiz.
|
|
48
|
|
|
|
Türkiye’de, mevcut muhafazakâr iktidarın, kamuoyu ve sivil toplum üzerinde kurduğu hegemonya, alternatif düşünme ve bakma biçimlerini tümüyle etkisiz hale getirmeye çalışmaktadır. Basın yoluyla iktidarın demokratik denetimi handiyse imkânsız hale gelmiştir. Yayınlanmamış bir kitabın bulunup imha edilmesi, Orwell’in “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” romanındaki “düşünce polisi” ni akla getirmektedir. Muhalif insanların, gazetecilerin suçlarının ne olduğunu dahi bilmeden “içeri” atılmaları ve bir türlü yargılanamamaları Kafka’nın “Dava” sını andırmaktadır. Başta basın olmak üzere sivil toplum tamamen bertaraf edilmeye çalışılmaktadır. Muhalif insanlar “siber iftira” yoluyla gözaltına alınmakta ve suçlarını dahi öğrenemeden aylarca hapislerde tutulmaktadır. Muhalefet etme durumunu kendilerine yönelmiş bir düşmanca hamle olarak değerlendirmektedirler. Sivil toplum bileşenlerine baskı yaparak yıldırma, itibarsızlaştırma, ekonomik yaptırım yoluyla sindirme, tehditle işten attırma gibi eylemler sıradan bir hale gelmiştir.Yargı gibi,görevi demokratik denetim mekanizması olan ve adaleti tecelli ettirme gibi çok önemli işlevlere sahip bir kurum” zapt edilmesi gereken bir kale” olarak görülmüş ve “ele geçirilmiş” tir. Gerçek anlamda demokrasi, mevcut iktidar tarafından özlenen ve istenen bir “değerler manzumesi” nin önemli bir bileşeni olma özelliğini çoktan yitirmiştir. Tabii eğer böyle bir maksat var idiyse. |
|
49
|
|
|
|
Bizlerin bildiğimizi ya da bildiğimizi sandığımız şeyleri yaşantımıza geçirememiz buna rağmen de gerek konuşur iken gerek yazarken bilmediğimiz bir şeyin olmadığına olan şaşkınlığım...... |
|
50
|
|
|
|
Herhangi bir Tanrıkulu hak verecektir dediklerime... |
|
51
|
|
|
|
Alanya’da suratımda patlayan turizmin acısı, sonra yüreğime indi, inanın. Hâlâ duruyor. Öyle kolay geçecek gibi değil . Bunu bana lâyık görenlere yazıklar olsun ! Bu devlete , idealist duygularla bir enayi(afedersiniz) gibi yıllarca |
|
52
|
|
|
|
Dersim, genç Cumhuriyet’in uluslaşma ve mevcut sınırlar içinde otoritesini tesis etmesinin önünde bir engel, tıbbi deyimle “çıbanbaşlarından biri” olarak görüldüğü için kesilip atılması lazım gelen bir ur gibi düşünülmüştür. Devlet, bu coğrafyada hâkimiyetini tam anlamıyla kuramadığı, vergi alamadığı için Kürt ve Kızılbaş olan ve bu manada da “makbul vatandaş” tanımına uymayan bölge insanını tedip etme yoluna gitmiştir. Zira geç Cumhuriyet’in uygun gördüğü insan profili Sünni-Türk ve üstelik de Hanefi mezhebinden olmalıydı. Sair kesim ve mezhepler caiz görülemezdi. Fakat bu tedip harekâtı oldukça kanlı olmuş ve Dersimliyim diyenlerin bir daha unutamayacakları büyük bir travma yaşanmıştır. İnsanların canlarını kurtarmak için sığındıkları mağaralarda zehirli gaz kullanılarak fare gibi zehirlendikleri artık biliniyor. Resmi makamlar tarafından on üç bin küsür insanın öldürüldüğü iddia edilse de bu sayının çok daha fazla olduğu açıktır. Devletin toplu katliam yoluyla insanlarını dize getirmesi,”medenileştirmesi” sorgulanması gereken bir husustur. Bunun yanında özellikle küçük çocukların Türkleştirme-Sünni İslamlaştırma politikasına alet edilerek evlatlık ve sürgün yoluyla asimile edildiği bilinmektedir. |
|
53
|
|
|
|
Yıl 2019. Türkiye beş vakit namazda. Maaaşallah, maaaaşallah! Devlet kamyona, millet dincilere çarptı. Ferhan Şensoy’a da siyah çarşaf pek yaraştı. Size de yaraşır. Emin olun yaraşır! Rezervasyonunuzu yaptırmayı unutmayın. Beş yıl sonra lazım olacak.
|
|
54
|
|
|
|
I speech kürsü, düşünmekten korktuğun, yazmaktan çekindiğin, oto sansür uyguladığın, korktuğun için aslında kendine zarar verdiğin bir eylemdir… I speech kürsü, Türkiye’nin ta kendisidir arkadaşlar… |
|
55
|
|
|
|
Sosyal mesajlarla poncik cevrecilik ayagi gun sonunda giren girdi ey ahali… Haydi gecmis olsun. |
|
56
|
|
|
|
Kenan Evren öncülüğünde 12 Eylül 1980 Askeri darbesinde birçok siyasi insan işini ve hayatını kaybederken, ne hikmetse Fetullah Gülen İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından aranmasına rağmen, tam Askeri Darbenin yapılacağı dönemde yeniden resmi İmamlığa alınmıştır.
|
|
57
|
|
|
|
Ne yazik ki birbirmize karsi olan nefretimizi, kinimizi ve de kaprislerimizi bir kenara koyup birlikte esas hayatimizi yok edenlere karsi savasamiyoruz… Bu yuzden hepimiz aptal insan topluluguyuz. Ayrintilari marifet saniyor fakat buyuk resmi gormekten kaciniyoruz. |
|
58
|
|
|
|
Hilmi Yavuz'un özellikle bugünlerde tekrar okunması gereken ufuk açıcı bir kitabı değerlendirme yazım |
|
59
|
|
|
|
Bir infial koptu Doğu’dan.
Büyük bir isyan gibi,
Bir kutlu sefer gibi,
Daha yağmurlar yağmadan,
Sular yükselmeden, sel olup aktı Doğu.. |
|
60
|
|
|
|
Kelamın anlaşılır veya anlaşılmaz oluşunu düşündüğümüz meselelerle sımsıkı bir bağı olduğunu göstermek için bazı yazılar yazmaya niyet etmişken haberlerde okuduğum terör haberlerinin birinde kelli-felli gazetecilerin bazı yorumlarıyla birlikte adeta düşüncemi dumura uğrattı. |
|