• ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Türkiye |
81
|
|
|
|
26 Þubat 2004 Perþembe günü AGOS Gazetesinin önünde ülkücüler bildiriler okumaya, Hrant Dink’e yönelik ölüm tehditleri içeren sloganlar atmaya baþladýlar. |
|
82
|
|
83
|
|
|
|
Evde erzak yok denecek kadar azalmýþtý.
Üstelik de ne ekmek, ne kahvaltýlýk vardý. Cumartesi nasýl olsa semt pazarýmýz kurulacaktý. Köylülerden alýrým, diye ertelemiþtim.
Banka kartýmý alýp Vakýfbank ATM den para çekmek için evden çýktým.
Aneee o da nee?
Yazlýkçýlar bankamatik önünde iki sýra uzun kuyruklar oluþturmamýþ mý?
Yanlarýna umutsuz, "aklýma gelen ihtimal korkusuyla," keyifsiz yaklaþýp sordum:
"Neler oluyor burada?
Sesler koro halinde havaya yükseldi
"Darbe oldu..!" |
|
84
|
|
|
|
Ülkemizde ilk binden ve en baþarýlý öðrencilerini almasýna raðmen niçin Galatasaray Lisesinden ve Robert Kolejinden ülke çapýnda yapýlan üniversite sýnavlarýnda derece çýkmýyor? Acaba bu öðrenciler nasýl yönlendiriliyor? Sayýsalcý olmayan birinin derece yapmasý çok zor. Bu okullarda sayýsal yerine yönetim kadrolarýna uygun eþit aðýrlýk veya sözel eðitimler mi veriliyor?Dikkatle incelediðimizde bu okul mezunlarýnýn daha çok sosyal alanlara ve hukuk gibi bölümlere yönlendirildiði göze çarpýyor. |
|
85
|
|
|
|
Geliþmiþ, uygar ülkelerde seyahat ederken kitap okuyan birçok kiþiye rastlayabilirsiniz, orada bu görüntü normaldir ama bizde böyle bir kiþi görenler ona tuhaf tuhaf bakmaktan kendilerini alamazlar; çünkü bizde bu görüntü alýþýldýk bir þey deðildir. |
|
86
|
|
|
|
Dilerim Türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalýr. |
|
87
|
|
|
|
Ýslamcý muhafazakâr iktidar, devlet teþkilatýnda kadrolaþtýktan sonra, baþka bir tabirle devleti dönüþüme uðrattýktan sonra, sýranýn topluma geldiðini söylem ve eylemleriyle açýða vurmaktadýr. Kendi yaþam tarzlarýný toplumun bütününe dayatma gibi bir anti-demokratik tavýr sergilemektedirler. Özellikle yerel yönetimlerde, söz sahibi olduklarý yerlerde muhafazakâr yaþam biçiminin bütün kural ve kaidelerini zaten uygulamaktadýrlar. Orta Anadolu kentlerinde sözü edilen uygulamalarýn fütursuzca devam ettiði sosyolojik araþtýrmalar sonucu ortaya konmuþtur. Buna ilaveten, büyük þehirlerde, darülharp anlayýþýyla fethedilmiþ bölgeler oluþturarak toplumsal kutuplaþmalara zemin hazýrladýklarý görülmektedir. Tophane baskýný bunun tipik bir örneðidir. Kendileri gibi yaþamayan, düþünmeyen insanlarýn içki kullanmalarýný, giyinme biçimlerini ahlak anlayýþlarýna aykýrý bularak fiili müdahale ile cezalandýrma gereði duyan kesime iktidarýn sempati ile bakmasý muhafazakârlaþmanýn vardýðý boyutu göstermesi açýsýndan manidardýr. |
|
88
|
|
|
|
Bu baðlamda AKP iktidarý, 12 Eylül rejimiyle hesaplaþmak bir yana, bizatihi bu rejimin siyasi sonucu ve varacaðý son nokta olduðu için vazgeçilmesi kendileri için son derece zor bir siyasi zeminin üzerinde duruyorlar.12 Eylül rejiminin sivil yüzü ve uzantýsý olan Özalizm’in siyasal, kültürel ve ekonomik mirasýnýn konjonktürün ve sosyolojinin de elveriþli olmasýyla en Ortodoks bir biçimde yaþanmasýna þahit olmaktayýz. Hal böyle iken AKP’’nin kendi ontolojisini yok etmesi elbette beklenemez. |
|
89
|
|
|
|
Eee burasý Türkiye, sporcu dediðin Allah tarafýndan kuvvetli Koca Yusuf’dur bir de Bulgarlarýn yetiþtirip bize pazarladýðý halteciler. Kalaný magazin malzemesi kolay köþe dönme, kolay para kazanma yolu. Kimsenin spora saygýsý yok. Kimsenin baþarýya |
|
90
|
|
|
|
Korkudan medet umanlarýn amacý ne olabilir?Toplumsal kargaþadan umutlarý olanlarýnki neyse o.Yani,gerçekleri örtmek,sömürüyü sürdürmek... |
|
91
|
|
|
|
Türkiye,doðal dokusu bakýmýndan dünyanýn en cazip ülkelerinden biridir.Ülkemizdeki bitki zenginliði,özellikle arýcýlýðýn altyapýsýný oluþturmaktadýr. |
|
92
|
|
|
|
Kirli ellerle, kirli tezgâhlar kuruluyor |
|
93
|
|
|
|
Bilincin ve kültür seviyesinin vizyon kazanamadýðý, bizim gibi aydýnlanmasýný tamamlama sürecinin emekleme döneminde olan ülkelerde insanlarýn ilgisinin sýðýlýðý sonrasýnda:
Günlük yaþamda; direk ya da dolaylý yoldan herþeyin maddi, sanatsal yaþamda; herþeyin ucuz-deðer/emek/estetik kaygýsýz, siyasi hayatta ise; herþeyin liderler oligarþisi altýnda, sistem içi hiyerarþinin getirdiði zincirleme yalama tamlamasýnýn oluþturduðu kokuþmuþ yalaka, öðelerde toplanmasý kaçýnýlmaz olmaktadýr.
|
|
94
|
|
|
|
Ülkemizde yýllardýr bir türlü çözülemeyen konu, türbandýr. Liseden hatta ortaokuldan baþlar, imam hatipliler, orada olanlar, sen baþka dünyanýn insaný olarak konumlandýrýrsýn kendini, kimi zaman baþý örtülen kýzlara üzülür, zorla yaptýrýldý zannedersin, bazen baþlarý baðlý kýzlarýn sokakta sevgilileri ile geziþ þekillerine hayret edersin… |
|
95
|
|
|
|
Bu ülke, cemaat, tarikat, vakýf ve dernekler ile bu gruplarýn zihniyetinden kurtarýlmadýkça, bundan daha iyi bir duruma asla gelemeyecek. |
|
96
|
|
|
|
Bu ateþi ve kötüye gidiþi ancak Türk ve Kürt aydýnlarý durdurabilir. |
|
97
|
|
|
|
Bilindiði gibi ocak ayýnýn 10. günü “Çalýþan Gazeteciler Günü” olarak kutlanýyor. Bu vesileyle Trabzon Belediye Baþkaný Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoðlu, Trabzon’da görev yapan basýn mensuplarýyla sabah kahvaltýsýnda buluþtu. Dizgicisinden imtiyaz sahibine kadar, basýnla bir þekilde iliþkili olan herkes Zorlu Grand Otel’deki sabah kahvaltýsýna davetliydi. Ben de Trabzon’da yirmi yýldýr köþe yazarlýðý yapan bir kalem erbabý olarak bu kahvaltýda yerimi aldým. Ýlk kez böyle bir programa davet edilmiþtim. Bizi gazeteci olarak saymadýklarý için böyle toplantýlara da çaðýrmýyorlar. Hatta toplu fotoðraf çekilirken bir gazetecinin “Öðretmenlerin bu fotoðrafta ne iþi var, öðretmenler günü müdür, gazeteciler günü mü?” deyiþi basýn camiasýnýn, köþe yazarlarýna yaklaþýmýnýn nasýl olduðunu ortaya koydu.
|
|
98
|
|
|
|
Korku filmi gibi ama maalesef bu gerçek hayat. Bu bir gecekondu yýkýmý deðil. Kaçak inþaat yýkýmý hiç deðil. Neden? Tiyatroya kastýnýz mý var? Tiyatroyu mu sevmiyorsunuz? Derdiniz ne? Tiyatroya karþý, sanata karþý yürütülen bu sistematik yýkým ve þiddet kampanyasý akla Gyula Hay’ýn “At” oyununu getiriyor. Ýronik bir þekilde bundan tam 10 yýl önce, yine bu sahnede sergilenen “At” oyunu sanki günümüzü anlatýyordu. Yaþanan olaylarýn ciddiyeti bize bir kez daha eskimeyen “At” oyununu anýmsattý.
|
|
99
|
|
|
|
Özellikle doðu bölgelerimizde erkeklerin eþeklerle cinsel iliþkiye girmeleri olaðandýr. Bu davranýþ o kadar doðallaþmýþtýr ki eþeklere eþo gelin demeye kadar gelmiþtir. Sonuçta erkekler geleneklerin ve göreneklerin baskýsý altýnda cinsel anlamda özgür olamadýklarý ve rahatça partner bulamadýklarý için böyle bir yola girmiþlerdir. |
|
100
|
|