|
• İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye |
121
|
|
|
|
YOLCU DERGİSİ’NİN 76. SAYISI RASİM ÖZDENÖREN BEYEFENDİ’YE ARMAĞAN EDİLDİ. |
|
122
|
|
|
|
Güzel Ülkem ve daha da güzelleşen ülkem.... |
|
123
|
|
|
|
Aşk kalbi kıranı affeder belki. Aşk vicdansızdır çünkü. En çok sevene acımaz. Sevene yüreğinin sesini dinle, o ne derse yap der. Oysa insan aklıyla ve inancıyla ayakta kalır. İnsan bu yüzden sürünür. Aşk gurur kabul etmez. Gurur aklın işidir. Aklını ve inancını önüne katan kişi, kalbini kıranı asla affetmez. Aşk der ki, ona inan ve güven. Aslında insan için en büyük yük kendisini taşıyamamasıdır. Aşk süründürür, akıl ayağa kaldırır. |
|
124
|
|
|
|
Sesli düşüncelerimin freni tutmuyordu. Eşimin gözlerinde ekili korkunun tohumları büyümekteydi. Evet, korku kültürü bizim evin içine de girmişti. Hükümetin amacı bizleri refaha sürüklemek olacakken korkuya sürüklemişti. Acı daha da büyüdü içimde…Birbiri ardı sıra koşan sözcükler, dudaklarımdan hızla dökülmekteydi. |
|
125
|
|
|
|
Sabah uyandığında hemen ‘aman bugün borsa ne olacak, hükümet düşer mi, akşama bizim başbakan halâ başbakan mı, işe yetişebilecek miyim, eve vaktinde dönebilecek miyim, trafik tıkanmış mıdır, benzin zam görecek mi bu hafta, maaşım beni ay sonuna kada |
|
126
|
|
|
|
Ha illa diyecekseler “esebilir de esmeyebilir de” ben de diyorum biz niye o zaman nehirlere baraj kuruyoruz, “yağabilir de yağmayabilir de”.. |
|
127
|
|
|
|
Kızılderili Geronimo, o güne kadar görülmemiş bir olay yaşamış, kabilesinde.
Tek isteği özgür topraklarında hür yaşamak olan, bir ağacın gölgesinde ailesiyle mutlu bir gün geçirmek isteyen Apache Geronimo, kartala benzeyen bir kuşun meydanın tam ortasına indiğini, pençelerinde de garip bir nesnenin olduğunu fark eder.
|
|
128
|
|
|
|
Türkiye’nin aydınları, gazetecileri, bilim adamları, akademisyenleri, yazarları nedenini bilmedikleri “sözde garip suçlardan” yıllardan beri cezaevindeler. Onlar terörist değil. Hiç kimseyi öldürmediler. Soygun yapmadılar. Kimseyi gasp etmediler. Sadece düşüncelerini söylediler. Üstelik, haklarındaki iddianame daha okunmadı bile. Yani, nedenini bilmeden içerde “çürümeye” terk edildiler. İddianamenin okunmasının bile çok uzun bir süre alacağı hesap ediliyor, buna göre yıllar sonra bu insanların suçsuz oldukları anlaşılırsa, ( ki herkes suçsuz olduklarından adı gibi emin) kaybedilen yıllar nasıl telafi edilecek? Kim telafi edecek? Kaybedilen zamanı bu insanlara kim geri verecek?
|
|
129
|
|
|
|
Türkiye ahşap bir gökdelen gibi. Bir kibrit çöpüyle ateşe verilse, yangın büyük olacak ve kimse kimseyi bu yangından kurtarmayacak. Ayrıştırmalar devam etmekte. Etnik ayrıştırmalar, mezhepsel ayrıştırmalar, spor ayrıştırmaları, laik anti laik ayrıştırmalar devam etmekte. Eskiden adı malum partiden isen, zeki, akıllı, mantıklı ve kültürlü olurdun. Şimdi yeni partiden isen zeki, akıllı ve iyisin. |
|
130
|
|
|
|
Seçim sisteminin barajına da karşıyım. Ne barajı arkadaşım!? Bu ülkenin %1 lik kesimi de hala bu ülkenin vatandaşı.. Nasıl sokmazsın sen onu meclise? Onun da sesini duyurmaya hakkı var. |
|
131
|
|
|
|
Aradaki fark kimlerin cebinde? |
|
132
|
|
|
|
Türkler rüşvetle ve haksız kazançla Kürtler uyuşturucu parasıyla imtihan oluyor. Allah her iki milletin de yar ve yardımcısı olsun diyorum başka bir şey demiyorum. Yoksa her iki milleti de parada kazanmış iyilikte kaybetmiş bir hayat bekliyor. Eğer böyle olursa beni iki milletten de yapma Allah'ım bunu senden istiyorum. Beni iyilikte yarışanlar zümresinden kıl diye sana yalvarıyorum. |
|
133
|
|
|
|
Oysa ”gözle bakıp gönülle görmek” hayat felsefemdi benim. Gönlüm gözümün her baktığı şeyde mutlaka bir güzellik görür, mutlu olurdum. Şimdi neden bu sevgisizlik. Hayat dev bir ayna gibi. Bakıyor ve kendimi görüyorum. Heyhat…
|
|
134
|
|
|
|
Dayanmakta zorluk çektiğimiz, bazen sabredemeyip isyan bile ettiğimiz hayat aslında o kadar zor değil.Sonuçta hayat işte.bizim için işte.insanoğlu çok mu kolay sanki.isyana hakkı var sanki.binlerce insanı tanımaya razıyken insan,bir insana kendini bağlaya biliyorsa bu kadar kendini hayata da bağlaya bilir demektir.hayat bir tane insanlar milyonlarca… |
|
135
|
|
|
|
Hani kopya çeken öğrenciler gruplaşarak bir araya gelir ya işte tüm gruplaşmalarda, örgütlenmelerde, toplanmalarda niyet aynıdır. Niyet: Biz geçelim de, biz ilerleyelim de, biz yükselelim de gerisi önemli değil.
|
|
136
|
|
|
|
"Homo homini lupus" demişti. Daha sevgi dolu günler için bu nefes... |
|
137
|
|
|
|
Milletin vekilleri toptan çuvalladı. Milletin aslının duruma el koyma vakti geldi. Siyaset ne yazık ki kendini arapsaçı bir düğüme hapsetmiş durumda. Biz vekilleri bizim yerimize işleri yürütsünler diye Ankara’ya gönderdik lakin onlar ortalığı duman ettiler. |
|
138
|
|
|
|
Kimilerinin tuzu kurudur biliyorum. Kim başa geçerse geçsin birileri hep rahat. Birilerinin işleri hep tıkırında. Onlar rahatını bozmaz, kendi hayatları toz pembe olduğundan sesleri çıkmaz hatta ŞAKŞAK yaparlar.. Sanatçısından işadamına hepinize bu sözüm, midem adınızı anmayı kaldırmıyor.. |
|
139
|
|
|
|
Türk milleti zekidir,çalışkandır demiştin ya... Yalan çıktı maalesef o Atam. Hala senin gibisi gelmedi, hala
sana muhtaç duyuyoruz |
|
140
|
|
|
|
Hani onlarla iyi geçinirsem, evimi yakmazlar mantığı ile bile bile “kundakçıları” evine alan “Aymazoğlu”. Bu bir türlü anlamayan, anlamak istemeyen, anlama güçlüğü çeken Aymazoğlu, “kundakçılara” karşı ne zaman uyanacak? diye bekliyorsunuz, bekliyorsunuz, bekliyorsunuz, sabrınızın sınırlarını zorlayarak bekliyorsunuz ki Aymazoğlu “uyansın” ama gelin görün ki Aymazoğlunda “tık” yok.
|
|
|
|