Bana Yalnızlığını Söyle…
(adnan durmaz) 15 Aralık 2009 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Şairleri dünyaya bakışına göre ayırmak gerekir. Dünyanın merkezine kendisini koyup, hep kendini yazanlar. Dünyaya bakarak yazanlar. Kendisini dünyayla birlikte yazanlar. Kendilerini yazarken başkalarını da yazanlar. Belki yalnızca ikiye ayırmak daha yerinde olur. Başkalarının duygularını kendi duyguları yapabilmiş olanlar. Kendi duygularının dışını göremeyecek kadar kendileriyle olanlar. Mutlaka kişinin kendi duygularını reddetmesi, yok sayması söz konusu değil burada; zaten olanaksız. Dünyayı ve insanlığı bir bütün olarak kavrayan şairin yazdığı yalnızlık, aşk, mutluluk şiirlerinde bizler kendi yüreğinize dokunan dizeler bulabiliriz. |
|
Hep Dönülmez Bir Yerleri Ararız
(adnan durmaz) 15 Aralık 2009 |
İlişkiler |
| |
Daha ne duruyorsun sen böyle ölgün bir yorgunlukta geçen demlere ağlarken
Dereler menderesler yararak ırmaklara koşmakta
Bir kısrak kulunlar ovada salkımsöğüdün altında
Sevişir eşkin bir rüzgar çırılçıplak meyve gebesi dallarla
Daha ne duruyorsun gücenik bir yüzle kendi karanlığında ağlayan baykuşlar gibi
Bilirim kendini gerçekleştirememiş her yüz güceniktir
Ve zordur toparlamak deli suların dağlardan getirip ovaya serptiği kozalakları
Ve kurumuş yaprakları toplamak zordur
Onu rüzgara bırakmalı bence
Çünkü imkansızdır onu temizlemek en iyisi
Kalsın öylece zaten yeniden çiçeğe durur bu ağaçlar
|
|
Kızılkıvrım
(adnan durmaz) 29 Ağustos 2011 |
İlişkiler |
| |
Kimisi Camdaki Sinek Pisliklerini Görür,
Bir Başkası Camdaki Aksini,
Öteki Penceredeki Saksıyı,
Bir Diğeri Pencereye Dokunan Daldaki Çiçeği,
Kimisi Karşıdaki Dağları,
Kimisi Daha Da Ötesini;
Kendinden Dışarı Bakarken...
|
|
Aşk Devrimcidir
(adnan durmaz) 29 Ağustos 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
İnsanların kendi hayalinde yaratıp taptığı ilk tanrının,dişi olmasından çok daha ilginci,onun aynı zamanda AŞK ve SAVAŞ tanrısı da olması değil mi.Kim bilir belki de aşk,bir büyük teslimiyet,teslim oluş ve teslim alışı,olmazsa olmaz kılmış,insanın “kendi” ne dair en büyük savaştır.Ancak Burada vurgulamamız gereken,yazının bulunuşundan binlerce yıl önce insanın ilk tanrısını bir kadın olarak belirlemesi,onu aynı zamanda savaşın da,daha önemlisi aşkın da tanrısı yapmasıdır. paleolitik taş devrinin karanlığında insan aklı ve yüreği aşkı keşfetmişti.Belki insanın en büyük keşfi aşktır. |
|
Aşk Atına Binen Sözün Zamanda Yolculuğu -
(adnan durmaz) 29 Ağustos 2011 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Kum taneleri gibi savrularak yaşardı orada insan.Yüzyıllar önceydi.Cahiliye adı verilen zamanlardı.Mekke’yi çevreleyen yüzlerce kabile,belirli zamanlarda Kâbe’ye gelip,orada duran kendi putlarına tapınır,bayram ederdi.Şiir yarışmaları yapılır.Beğenilen şiirler Kâbe duvarlarına asılırdı.Delikanlılar sokakta genç kızlara laf atacakları zaman,bir şairin adını söyler,böylece o şairin en ünlü dizesini söylemiş olurlardı.Genç kızlar,adı anılan şairin o dizesini anında bilirdi çünkü.Onlar da aynı yolla,bir şairin adını söyleyerek yanıt verirlerdi âşıklarına.Saray şairleri kasidenin bütün incelikleriyle şehirli şiirler yazarlardı.Çöl şairleri ise başlı başına,fırtınalı yaşamlarıyla birer serüvenciydi çöl ahalisi arasında.
Akîmû benî ummî sudûra matıyyikum
fe'innî ilâ kavmin sivâkum le-emyelu
('Ey anamın oğulları! Yola hazırlayın bineklerinizi
Bensiz gidin, çünkü başka bir oymaktadır benim gönlüm' |
|
Bana Yalnızlığını Söyle/
(adnan durmaz) 13 Eylül 2011 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Yalnızlık bir yağmura benzer,
Yükselir akşamlara denizlerden
Uzak, ıssız ovalardan eser,
Ağar gider göklere, her zaman göklerdedir
Ve kentin üstüne göklerden düşer.
|
|
Yalnızlar Çağı
(adnan durmaz) 15 Eylül 2011 |
İlişkiler |
| |
Ölüm haberlerini duymak istemeyen, hastalığında birbirinin ziyaretine gitmeyen, kötü gününüzde yanınızda olmayan kalabalık arkadaşlar, yalnızlar çağının tipik robotlarıdır. Hayvansal tepkiler veren garip bir sürü. |
|
Düşler de Ölür
(adnan durmaz) 10 Kasım 2011 |
İlişkiler |
| |
Kalbimizin o gizli yerinde, bize ait, sadece bizim bildiğimiz düş ülkeleri, düş bahçeleri...Umudun toprağına ekilen düşler daha bir bağlar bizi. Zaman acımasız elleriyle güzü savurduğunda, nice yapraklar dökülür kalbimize. Umut bitince nice düş ölür...
Düş öldükçe, düşleyeni de yavaş yavaş öldürür
Kalbimizin o gizli yerinde, bize ait, sadece bizim bildiğimiz düş ülkeleri, düş bahçeleri her defasında yeniden tarumar olunca, giderek kaybolur, bu dünyada isteklerini gerçekleştirme umudu. Bizden bir şeyler gider yaşamımızdan giden her insanla…
Her kaybedişte bir şeyler kaybolur azmimizden, yeniden deneme kararlılıklarımızdan…
Her gidenden bir şeyler kalır bize acıya dair ve hep kanayacak olan…
Gecelerin ortasında yapayalnız kalırsın
|
|
|
YAŞAMAK BUDUR ÇOCUK
her zirvenin bir uçurumu olduğunu unutmuş
yamaçlara-yokuşlara-sarplara akıyorsun
bir düşsüzlük fırtınası sayıyorsun geriye dönüşleri
hangi adaya çıksan gemini yakıyorsun
içindeki uçurumlar daha da büyüyor çocuk
geçtiğin limanları kan içinde bırakıyorsun
yüreğin bu kadar mı hançer ormanı
aşkların bu kadar mı yargısız infazlarda
bundan mı-kasırgalar içinde-
severken her şeyi yıkıyorsun çocuk
biliyorum
sana göre değil-durgun sular
biliyorum
-nerede olursan ol yabancı kalacaksın
suskunluğun -sustası olacak hoyratlığının
içindeki su bilmemiş çoraklar
her kentten sürülüşünde isyan harmanlayacak
gülüşünde-hep gökyüzü yırtılacak çocuk
zaman paralanacak
bulutlar aralanacak
bakışında hep o sürgün güneş doğacak
yalnızca güzelliğin hükmettiği yüreğinde
ceylanlar suya inip
göçmen kuşlar havalanacak
anlamayacaklar
-dalgın duruşlarında-
bir çift pars boğuşacak
herkesin karı değil-anlamay acaklar
bir avuçluk yaşamda-senin kuraldışılığın doğrudur
sen bildiğin gibi kanat
yasaları
ölçüleri
suskunlukları
elbette gözü kesmez herkesin
ama yaşamak budur işte
direnmektir
acıdır
-savaşmaktır-
coşkudur..
yaşamak budur..
Adnan Durmaz
|
|