Hiçkimseye Bir Mektup
(Selin Arslanoğulları) 12 Ağustos 2003 |
Yüzleşme |
| |
Ben hayatın çok çeşitli yönlerini gördüm. Acılar kimliği belirsiz birer kurbandan öteydi. Sevgi yanıp kül olmuş, tanınmaz haldeyken hatıralar birer kukladan ibaretti. |
|
Oyuncağımı Benden Almayın!
(Selin Arslanoğulları) 15 Aralık 2002 |
Yüzleşme |
| |
Toprağını kaybetmiş bir dünya, yeşilliği solup gitmiş bir orman, yıldızları sönmüş bir gökyüzü... Tüm bunların bir farkı var mıydı oyuncağını kaybetmiş bir çocuktan? |
|
Hayatın Uzun Labirentleri
(Selin Arslanoğulları) 27 Aralık 2002 |
Yaşam |
| |
Hayatın uzun labirentlerinde dolaşmıştı yaşlı ruhu. Hataların damgaladığı yüzlerce hayal kırıklığıyla adımını atmıştı yaşama. Olgunlaştıkça öğrenmiş, öğrendikçe yalnızlığa düşmüştü. Ve şimdi, bir zamanlar hovarda olan yüreğinde bir melankoli, kıpır kıpır |
|
Hoscakal Sen Sandigim Sen!
(Selin Arslanoğulları) 20 Nisan 2004 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Kaniyorum. Vucudumun her parcasiyla, her hucremle, nefes aldigim her animla, doktugum her gozyasimla beraber kaniyorum. Kan, masumiyetimi alip goturuyor. Kan, yalnizligi yuzume carpiyor. Kan, iyilesmeme engel oluyor.
|
|
Yalnızlık Elbiseleri
(Selin Arslanoğulları) 31 Temmuz 2006 |
Yaşam |
| |
Çığlıklarım müziğin ahengiyle, duruşlarım özgürlüğün nihai yüceliğinde...Yapay safsatalarla dost binbir suskunlukla. Düşünüyordum düşünemezken. Biliyordum tamamen bilgisizken. Haykıramıyordum yine de |
|
Mirasını Yok Et ve Alay Et
(Selin Arslanoğulları) 31 Temmuz 2006 |
İtiraflar |
| |
Hayat elvedalarla döşeniyor... Ruhlar paramparça oluyor alaycılığın ötesine... Fikirler çalınıyor, sözcükler artık bir anlam ifade etmiyor. Gölgeler uslanıyor, yazılar yazılmıyor, düşünceler söylenmiyor, yalnızlık gittikçe daha çok artıyor |
|
Bomboş Gözler
(Selin Arslanoğulları) 10 Ağustos 2006 |
Yüzleşme |
| |
Hayatım zamansız ve belki bir o kadar da hatalarla dolu. Sözcüklerim çalınmış, gözlerimse siyah birer çukurdan ibaretler. Yalnızlığa doğru ilerledikçe beni kötülüyorlar. Onlara bakmak istemiyorum. Onları görmek istemiyorum. Onlarla görmek istemiyorum. |
|
Ben Buradayım...
(Selin Arslanoğulları) 6 Temmuz 2011 |
Yüzleşme |
| |
Neden tam hissetmeye karar verdiğim anda, hislerim boşluğa düşüyor? Neden birileri o taşı kırmaya çalışıyor ben içinde kalmaya inat ederken? Ve tam inadım yıkılır da elimi uzatırken geri çekiliyor? |
|
Bir Harf Binlerce İğnesini Batırır Tenine
(Selin Arslanoğulları) 27 Şubat 2012 |
Yüzleşme |
| |
Duymak istemeyen kulaklarda sözcüklerin pas tutar. Ve güvendiğin kararlar seni sırtından bıçaklarken işsiz beyinler düşüncelerini kötüler. Benim dediğin her ne varsa yok olup gider değer bilmeyen gönüllerde. Ve aklını çeler öfke, sabır seni terk eder, asılıp kalırsın kendi kelimelerinle. |
|
Renkli, Keçeli Kalemlerim
(Selin Arslanoğulları) 27 Şubat 2012 |
Yaşam |
| |
Şekil şekil bulutlar vardı sarı gökyüzünde. Lolipoplar pembe çimlerin arasından uzanırdı.Ağaçlarda her çeşit şeker yetişirdi ve süt kokardı nehirler. Pürüzsüzdü. Hevesliydi. Neşeliydi. Rengarenkti. |
|
Sakın Unutma
(Selin Arslanoğulları) 3 Mart 2012 |
İlişkiler |
| |
Düşünebildiğinden büyük davranan asla adam olamaz. Edepsiz fikirlerini zehirli bir dille harmanlayanlar bugün kendini kral gibi görse de sonunda şaklabana döner. Ve bugün onu pohpohlayan hayat yarın sırtını çevirince suçlayacak kendisinden başka kimse kalmaz. Kalbinde binbir pişmanlıkla, düşer kral tahtından aşağı. |
|
Maddenin Pesinde
(Selin Arslanoğulları) 3 Mart 2012 |
Yüzleşme |
| |
futursuzca yalan soyluyorum. yuzume taktigim maskeyle hilekar bir kumarbaz gibi karisiyorum kalabaliga... bildiklerim cehaletle yontuluyor ve cahil cumleler tum gunumu sarmaliyor. |
|
|
Tarafsızlığa esir binlerce düşünce
Yıkımın soğuk nefesi gibi hayat, kesinlikle bir bilmece
Işık söndü, güneş battı,
Şarkı sustu, aşk yokoldu
Nefret nefret nefretin cümleleri
Bilinmeyen tutarsızların kafesi
Zincirlerin sağlam ipleri
KİMSE İNSANI DUYMAYACAK
İNSAN ASLA DİNLEMEYECEK
TANRI MELEKLERİNİ GÖNDERMELİ
VE BU OYUN BURADA BİTMELİ
|
|