..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın." -Victor Hugo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Selin Arslanoğulları




31 Temmuz 2006
Yalnızlık Elbiseleri  
Selin Arslanoğulları
Çığlıklarım müziğin ahengiyle, duruşlarım özgürlüğün nihai yüceliğinde...Yapay safsatalarla dost binbir suskunlukla. Düşünüyordum düşünemezken. Biliyordum tamamen bilgisizken. Haykıramıyordum yine de


:BFDF:
Çirkin bir elbise gibi giydim üzerime yalnızlığı. Huzursuz düşünceler peşinde binbir acı ve binbir pişmanlıkla dolu. Hatırladım sonra yokluğu. Hangisi daha kötüydü bilemiyorum. Yokluk mu yoksa yokluktan korkmak mı?
Yapmadıklarımla acı içindeydim. Kıvranıyordum kendi içimde. Binbir soruyla beynimde. Binbir düşmanlıkla bedenimde. Geri dönemiyordum bir türlü. Yapamıyordum yapmam gerekeni. Bilemiyordum. Acabalarla doluydu beynim. Acabalarla doluydu tenim.
Böyle bir anda gökyüzüne çevirdim gözlerimi. İşte o anda fark ettim yıldızların uzaklığını. Gecenin üzerine giydiği bu ışıltılı elbise o kadar şuh, o kadar ulaşılmazdı ki, benim elbisemin çirkinliği bir sokak serserisini andırıyordu altında. ‘Bir dilenci gibi’ diye söylendim kendi içimde. Gözlerim yıldızlarda, ellerim oksijenin harika duyarlılığında... Bağımsız bakışlarla, süzdüm gökyüzünden dökülenleri. Bende onlardan biriydim işte. Düşüyordum aşağı amansıca. Tutunamıyordum hiçbir yere. Düşüyordum aşağı çirkin elbisemin içinde, yalnızlığımla birlikte, pervasızca.
Ve ağlayamıyordum. Gökyüzünden dökülen yağmur damlaları yanaklarımdan aşağı süzülerek gerçek gözyaşlarımın yerine geçiyordu. Oysa benim gözlerim kupkuruydu. Yağmur damlalarına rağmen kupkuru. Belki de fazla kuru.
Küsüyordum hayata. Birisinin beni kolumdan tutup çekip görtürmesini beklerken, yavaş yavaş küsüyordum hayata, kendime ve insanlığa. Farkında olmadan. Ama tüm farkındalığımla. Korku dolu ama korkusuzca. Binlerce düşünceyle ve yüzbinlerce pişmanlıkla. Çekiliyordum hayattan. Uzak diyarlara, yalnızlıklar diyarına doğru. Çekiliyordum hayattan. Hayattan değil de sanırım daha çok kendimden.
Siz hiç yalnızlığı giydiniz mi üzerinize? Hem de tatlı bir parti günü? Herkesin ışıl ışıl göründüğü bir gün çıktınız mı sokağa üzerinizdeki paçavrayla? Bir köşeye çekilerek ağladınız mı yalnızlığa? Dışarıdan bambaşka görünen yüzünüzün içinde sarıldınız mı karanlığa? Ağladınız mı hiç hayatınıza? Haykırdınız mı? Dışarıdaki insanların elbisenizi övüp durmasına içerlediniz mi içten içe? O pahalı kıyafetin aslında yalnızlık olduğunu açıkladınız mı hiçkimseye?
Ben yaptım.
Güzel bir parti gününde attım kendimi sokağa. Binlerce insanla bir aradayken kendi içimde tamamen yalnızdım. Üzerimde o çirkin elbise, yüzümde ise hayata dair bir maske. Dans ettim karanlığa. Müziğin çılgınca ritmlerinde, sallanarak bir ileriye, bir geriye... Elimde içki kadehinin sihriyle, bambaşka yüzlerle birlikte.
Dans ettim karanlığa, dans ettim yalnızlığa. Başımda binlerce düşünceyle. Ama yine de hiç düşünmeksizin. Hatırlamak istemezken yalnızlığı, bambaşka anılar peşinde.
Dans ettim karanlığa. Uyuşukluğun vahşi masumiyetiyle, sarhoşluğun başdöndürücü cazibesiyle. Kaderi ap ayrı olan onlarca insanın içinde, aynı müziğin ritmiyle. Dans ediyordum karanlıkta, karanlıkla birlikte.
Ve korkuyordum sevgili yalnızlık. Korkuyordum sevgili müzik. Haykırmak istiyordum delice. Haykıramıyordum sevgili karanlık.
Çığlıklarım müziğin ahengiyle, duruşlarım özgürlüğün nihai yüceliğinde...Yapay safsatalarla dost binbir suskunlukla. Düşünüyordum düşünemezken. Biliyordum tamamen bilgisizken. Haykıramıyordum yine de.
“Tek dostum, içki kadehim. İçine bolcana cin doldurulmuş vişne suyum, tek gerçekliğim. Çirkin elbisemin yarattığı bambaşka bir diyardayım. Müziğin ve dumanın örttüğü yalnızlıklar şehrindeyim. Korkuyorum sevgili içki kadehim. Korkuyorum canım dans partnerlerim. Korkuyorum müziğin titrek ritmleri... Korkmayın kaderin yalnızlık elbiseleri. “



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Renkli, Keçeli Kalemlerim
Hayatın Uzun Labirentleri

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Buradayım...
Hoscakal Sen Sandigim Sen!
Maddenin Pesinde
Yalnizliklar Sehri Istanbul
Bir Harf Binlerce İğnesini Batırır Tenine
Sakın Unutma
Mirasını Yok Et ve Alay Et
Bomboş Gözler
Hiçkimseye Bir Mektup
Oyuncağımı Benden Almayın!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kimim Ben? [Öykü]
Karma [Öykü]
Onuncu Enerji - Bölüm 3 [Roman]
Onuncu Enerji [Roman]
Onuncu Enerji [Roman]
Romeo'lu Düşünceler Playboy'la Sevişmeler [Eleştiri]


Selin Arslanoğulları kimdir?

Ne ekersen onu bicersin' e inaniyorum ve aklima ne gelirse yaziyorum ki bu teorimi kanitlayabileyim


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Selin Arslanoğulları, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.