..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamak ne güzel şey be kardeşim. -Nâzım Hikmet
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Ömer Faruk Hüsmüllü




5 Nisan 2012
Bilip de Bilmiyormuş Gibi Yapma (K) !  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Oktay Sinanoğlu'nun yıllardır anlattığı "yabancı dil" öğrenmedeki ve hele "yabancı dille eğitim"deki yanlışları bir inceleyin.İlgi duyan,yeteneği olan adam gibi bir yabancı dil öğrense de;devlet okullarında benim gibi sekiz sene İngilizce dersi görmüş olup da bu dille "Nasılsın?" dan başka cümle kuramayanlara dayatılmasa olmaz mı? Okullarda çocuklarımıza öğretilenlerin yüzde doksanının gerçek hayatta hiçbir işlerine yaramadığını bilmiyor muyuz?


:BBII:

Gazetelerden bir haber:
"ADANA Valisi İlhan Atış, daha önce denetim için gittiği bir lisede öğrencilere Çanakkale Savaşları'nın nerede olduğunu sorduğunda, "Kars ile Erzurum arasında bir yerde" yanıtını alınca şoke olduğunu söyledi.Atış, öğrencilerin ayrıca Adana'nın ilçelerini, Türkiye'nin komşularını da sayamadıklarını da belrterek, öğrencilere her gün 10 dakika çevreyi ve ili tanıtıcı bilgiler anlatılması için kaymakamlara talimat verdiğini kaydetti."
Bunda şoke olacak,şaşıracak bir şey yok sayın Valim.
Birincisi soru sorma şekliniz yanlış.
Eğer "Çanakkale Savaşları Nerede Oldu?" sorusunu
a)Fransa'da
b)Mersin'de
c)….
d)…
e)…
Biçiminde sorsa idiniz bu çocukların doğru cevap verme şansları yüzde 20 olurdu.
Çünkü bu çocuklar sizin sorduğunuz tarzda sorulara alışık değiller.

İlköğretimin ilk sınıflarından itibaren Anadolu Liselerine,Fen Liselerine girebilmeleri için yukarıda belirttiğim soru tipiyle yetiştiriliyorlar.
İkincisi daha da vahim:
Siz okullarımızdaki eğitimin ne düzeyde olduğunu,nasıl yapıldığını yeni mi fark ediyorsunuz?
Okula giden çocuğunuz,bir akrabanız ya da bir tanıdığınız yok mu?
Bir öğretmenle bu konuları hiç konuşmadınız mı?
Çağırın liseden bir öğrenciyi her şeyi size açıkça anlatsın.Hem öyle anlatır ki piyasada eğitimciyim diye gezinen birçok kişi bu konuda o öğrencinin yanında cahil sayılır.
Uzun lafın kısası aslında eğitimdeki faciadan hepimizin haberi var;ama yokmuş gibi davranıyoruz.İlk defa duymuş gibi yapıyoruz.
****
Özel okulları bir inceleyin,kaçında sağlıklı eğitim uygulanıyor?
Özel dershaneleri mercek altına alın.Hangilerinin tarikatlerle ilişkisi var?
Öğretmenleri inceleyin kaç tanesi alanında gerçekten bilgi ile donanımlı?
****
Adındaki "modern" kavramına aldanıp çocuklarımıza dayattığımız bir dersin yıllar önce batı tarafından terk edildiği savunuluyor.Bunun doğruluğunu araştırın.
Sadece tarihini öğreterek çocukları soğuttuğunuz Felsefe dersinin, sorgulayan beyinler yetiştirmedeki önemini bir araştırın.
Oktay Sinanoğlu'nun yıllardır anlattığı "yabancı dil" öğrenmedeki ve hele "yabancı dille eğitim"deki yanlışları bir inceleyin.

İlgi duyan,yeteneği olan adam gibi bir yabancı dil öğrense de;devlet okullarında benim gibi sekiz sene İngilizce dersi görmüş olup da bu dille "Nasılsın?" dan başka cümle kuramayanlara dayatılmasa olmaz mı?
Okullarda çocuklarımıza öğretilenlerin yüzde doksanının gerçek hayatta hiçbir işlerine yaramadığını bilmiyor muyuz?
****
Dedim ya aslında her şeyi hepimiz biliyoruz da bilmiyormuş gibi davranıyoruz.
Her alanda bu böyle…
Adam hırsız,çalıyor.Biz görmemezlikten,bilmemezlikten geliyoruz.
Bir açık veriyor ve yakalanıyor:
"Vay canına,demek ki hırsızmış.Hiç de belli değildi.." diyoruz.
Adam vegi kaçırıyor.Herkes biliyor,herkes görüyor.Bilmemezlikten,görmemezlikten geliyor.
****
"Bu adam hırsız,bu adam vergi kaçakçısı,bu adam kaçak işçi çalıştırıyor,bu adam şunu şunu yapıyor…" desen "Kanıtla,yoksa müfteri durumuna düşersin!" deniliyor.
Nasıl kanıtlasın vatandaş?
Adamın geliri diyelim 1000 YTL,gideri 10.000 YTL.Bu kanıt değil mi?
Hayır değil,gelsin duruşmalar,gitsin ifadeler;iftira atmak suçundan…
******
Adamlar bölücülük yapıyor;hem de mecliste.

Açıkça PKK tezlerini savunuyorlar.

Biz hala demokrasiden,özgürlükten bahsediyoruz.

Bazıları "ılımlı islam" safsatasının arkasına saklanarak resmen "irtica" istiyorlar,laikliği yerden yere vuruyorlar.

Biz gene özgür düşünce masalları anlatıyoruz etrafa.

Özgürlükler için en büyük tehlikenin gene "özgürlük"ten geleceğini bilmiyor muyuz?

Türkiye'nin çok yönlü bir kuşatma ve tehdit altında olduğunu,Cumhuriyet için tehlike çanlarının çoktandır çaldığını bilmiyor muyuz?

Biliyorsak, buna dur diyecek;ülkenin bütünlüğünü, laikliği, cumhuriyeti korumakla görevli yasal kurum ve kuruluşları neden harekete geçmiyor?

Yoksa onlar da "bilip de bilmiyormuş gibi yapma(k)" modasına mı uydular?
*****
Gerçek enflasyon almış başını gidiyor.İşçi,memur,esnaf,köylü,emekli perişan...

Ekonomistlerimiz bunu görmüyor mu,bilmiyor mu?Biliyorlarsa neden bilmiyormuş gibi yapıp ekonomik mucizeden bahsediyorlar?

Avrupa Birliği üyesi bazı ülkeler utanmadan,çekinmeden terör örgütüne destek veriyorlar,liderlerini himaye edip besliyorlar.Bizim devlet politikasından sorumlu zevat bunu bilmiyor mu?Biliyorsa neden bilmiyormuş gibi yapıp da bu adamlarla sarmaş dolaş pozlar veriyorlar?

Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin alınmayacağını -iktidar dahil- hepimiz biliyoruz da neden bilmiyormuş gibi yapıp onların lehine yasalar çıkartıp bu ülkeyi yarı sömürge haline getirmeye çalışıyoruz?
*****
"Türkiye Türklerindir" diyen ve demiyen matbuat!

Neden sesiniz çıkmıyor?

Türkiye'nin nereye götürülmek istendiği konusunda bu gariban Oruç'un bile gördüklerini,bildiklerini sahip olduğunuz onca iletişim imkanına rağmen siz sarı basın kartlarıyla dolaşanlar görmüyor musunuz,bilmiyor musunuz?

Biliyorsanız,niçin bilmiyormuş gibi yapıyorsunuz?
****
Bazen Don Kişotlar da çıkmıyor değil:
"-Kral çıplak!" diye haykırıyorlar.
Onları da bazılarımız kahraman ilan ediyor,bazılarımız da işgüzar…
******
Son söz:
Son günlerde "temiz eller" operasyonundan da bahsediliyor.
Allah rızası için böyle bir operasyonu hiç olmazsa "bilip de biliyormuş" gibi davranan ve daha da önemlisi "elleri temiz!" olanlar yapsın…
***

Değerli dostlar,

Bu yazıyı 2007 yılında Oruç Yıldırım takma adıyla yazmıştım. Şimdi bir kez daha baktım ve sordum:

O zamandan bu zamana ne değişmiş?

Maalesef değişen bir şey yok. Her şey aynı, hatta daha da kötü.

O nedenle bu yazının altına bu günün tarihini atıp kendi adımı yazıyorum.

Saygılarımla...

Ömer Faruk Hüsmüllü

05-04-2012



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kitapları Yakın, Kütüphaneleri Yıkın!
Ekonomi Uçuyor
Dönme Paradoksu!
"Gibi" Yapmak
Korkuyorum Korkuyorsunuz Korkuyorlar
Panpiş İle İlgili Bu Haberi Hiçbir Gazete Yayımlamaya Cesaret Edemiyor
Elalemin Uçkuru ve Ortadoğu’da Dökülen Kan
Güncellenmiş Yaşam Tüyoları
Hovarda Milletiz Vesselam (!)
Mısır’ı Patlattılar

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Atatürk’ün Ordu - Savaş ve Barış Hakkındaki Sözleri
Türk Devletleri Ne Zaman Kuruldu ve Ne Zaman Yıkıldı?
İnsanoğlu Dur ve Dinle!
Kitapsız Bir Din Doğdu,haberiniz Var mı?
Kızılderili Soykırımı / American Natives Genocide
Bayrağın Türklerde Önemi
Facebook’a Bir Önerim Var
Mağaranın Kamburu Romanından Seçmeler…
Eleştirinin Eleştirisi - 3
İktidara Gelebilmek İçin Tüyolar!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.