..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Ömer Faruk Hüsmüllü




22 Mart 2011
Elalemin Uçkuru ve Ortadoğu’da Dökülen Kan  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Evet, halk yoksuldur, halk diktatörlerin baskısı altındadır; ama halkın “devrim” yapabilmek için ne bilgisi ne de gücü vardır.


:BCEJ:
Dünyaya bakıyorum, durum sanıldığından daha vahim.
Japonya’da meydana gelen deprem, ölen onbinlerce insan ve bundan da önemlisi nükleer santralden yayılan radyasyon.
Neden radyasyon onbinlerce kayıptan daha önemli, çünkü tüm dünyayı etkileyecek ve bu nedenle ortaya çıkacak kayıplar belki de yüzbinleri hatta milyonları bulacak; ama gerçek rakam hiçbir zaman açıklanmayacak ve bilinmeyecek. Çernobil’in gerçek faturasını bilen var mı?
Öte yandan Ortadoğu’da ateş ve kan gölü var.
Küresel aktörler Ortadoğu’ya öyle bir çomak soktular ki bu karışıklık daha en az elli sene sürer.
Günahsız milyonlarca insanın kanı akar, bombalar birbirinin peşi sıra patlatılır, füzeler fırlatılır, askeri tesisler imha edilir. Sonra da bu ülkelere yeniden silah satışları başlar, bombalanan yolları, köprüleri, tesisleri yapmak için girişimciler gönderilir.
Kısacası amaç bir yandan enerji kaynaklarını kontrol altına almak iken öte yandan da silah sanayiini ayakta tutabilmektir.
Medyaya yansıtılan neden ise “halk devrimi” masalıdır.
Deniyor ki Ortadoğu’daki diktatörlerin baskı ve zulmünden bıkan yoksul halk, devrim yapmak için ayaklandı. Bu cümlenin bir kısmı doğru iken diğer kısmı yalandır, uydurmadır.
Evet, halk yoksuldur, halk diktatörlerin baskısı altındadır; ama halkın “devrim” yapabilmek için ne bilgisi ne de gücü vardır.
Bilgisi yoktur, ezberletilen 5-10 tane sloganla devrim mevrim olmaz. Gücü yoktur, yürüyüşlere katılmak için bir kentten diğerine gitmek için arabaya binecek para bile bulamaz.
Öyleyse sokaklara dökülen binleri, onbinleri nasıl açıklayacağız?
Tabii ki küresel güçlerin parasal destekleriyle…
**
Birleşmiş Milletler’in aldığı bir kararla Libya bombalanmaya başladı. Neden?
Kaddafi sivil halka ateş açıyormuş da ondan.
Bir ülkede bazı gruplar ellerine silah alıp ayaklanırlarsa, devlet güçlerine ateş ederlerse ne yapmak gerekir? İsyancılara çiçek mi atmalı yoksa silahla karşılık mı vermeli?
Kaddafi’nin isyancılara değil de sivil halka ateş açtırdığı kesin bulgularla kanıtlandı mı?
Bu bir ülkenin iç işlerine karışma hakkını size verir mi?
Ölen Libyalılar için gösterdiğiniz hassasiyeti ölen milyonlarca Iraklı için neden göster miyorsunuz?
Amacınız Libya’ya “ileri demokrasi” götürmek mi? Tıpkı Irak’a götürdüğünüz gibi…
Bu gün bir çok Iraklı Saddamı mumla ararken yarın da Kaddafi aranmasın!
**
Bütün bunlar olurken Türkiye ne yapıyor?
Türkiye “uçkur” meselesiyle oyalanıyor.
Bu “uçkur” meselesi rahmetli Adnan Menderes’in 1960’lı yıllarda kasasından çıktığı iddia edilen bir bayan külotu ile başladı.
Geçmişte başka örnekleri de var, ama yakın zamana bakarsak:
Birkaç sene önce meşhur bir televizyon spikerinin seks kasedi aylarca internette dolaştı. Bu kaset üzerinde konuşanlardan bazıları o kişiyi kınadı, ama takdir edenler de olmadı değil. O kişi aylarca televizyonlara çıkamadı, neyse ki sonunda mesele unutulur gibi oldu. Daha doğrusu, o zaman diliminde gündemi değiştirmek için bu haber gerekliydi, işi bitince rafa kaldırıldı.
Sonra bir siyasi parti liderine ait olduğu iddia edilen bir seks kasedi ortaya atıldı. Lider parti başkanlığından istifa etti.
Günümüzde ise aynı kişinin bir bayana taciz iddiaları basında manşet olmaya başladı.
Adamcağız “yalan, uydurma, yapmadım, etmedim” diyor ama dinleyen kim? Yapmadığını kanıtlayamıyor, kanıtlama ihtimali de çok zor.
Çünkü iddiayı ortaya atandan değil de suçlanandan kanıtlama bekliyoruz.
İşin garibi, aklı başında bir kişi çıkıp da “kardeşim elalemin uçkurundan sana ne?” demiyor, diyemiyor.
**
Tekrar asıl gündeme dönersek:
Libya’ya yapılmış olan bu müdahalenin ileride Türkiye açısından emsal teşkil edebileceği kaygısını, mantık yürütebilen her Türk aydınının ve iktidarın mutlaka duyması gerekir.
ABD'de Demokrat Parti Colorado Senatörü Mark Udall, Mısır’a bir Atatürk gerektiğini söylüyor.

Yanlış bir temenni ya da söylem!. Onlara Atatürk değil Ataarap gerekir. Çünkü Atatürk sadece ve sadece Türk olan bir milletin içinden çıkabilir.
**
Son söz: Önce Kaddafi, sonra Rusya Başbakanı Putin ve en sonunda da Fransa İçişleri Bakanı Claude Gueant Libya’ya düzenlenen operasyonun bir “Haçlı Seferi” olduğunu söylediler.
Söylenenler doğru ise Türkiye bu Haçlı Seferi’nin neresindedir?
a) Yanında
b) İçinde
c) Karşısında

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Ajanslara düşen son haberler...
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
23 Mart 2011
Sn hocam, durum sadığımızdan da kötü. Son haberler şöyle: Muazzez İlmiye Çığ dün yaptığı açıklamada Türkiye’nin Libya gibi olabileceğini belirtti *** TÜSİAD Anayasa’nın değişmez maddelerinin değişebileceğini açıkladı. *** Türkiye Libya’ya 5 savaş ve gemisi ve 1 denizaltı gönderiyor. *** Gazeteci Cüneyt Ülsever’in işine son verildi… :) Bu son dakika ajans haberlerinden sonra aydınların evlerine sabah erken saatlerde yeni baskınların düzenlenmenin tam sırasıdır. Esenl,k




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kitapları Yakın, Kütüphaneleri Yıkın!
Ekonomi Uçuyor
Dönme Paradoksu!
"Gibi" Yapmak
Korkuyorum Korkuyorsunuz Korkuyorlar
Bilip de Bilmiyormuş Gibi Yapma (K) !
Panpiş İle İlgili Bu Haberi Hiçbir Gazete Yayımlamaya Cesaret Edemiyor
Güncellenmiş Yaşam Tüyoları
Hovarda Milletiz Vesselam (!)
Mısır’ı Patlattılar

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Atatürk’ün Ordu - Savaş ve Barış Hakkındaki Sözleri
Türk Devletleri Ne Zaman Kuruldu ve Ne Zaman Yıkıldı?
İnsanoğlu Dur ve Dinle!
Kitapsız Bir Din Doğdu,haberiniz Var mı?
Kızılderili Soykırımı / American Natives Genocide
Bayrağın Türklerde Önemi
Facebook’a Bir Önerim Var
Mağaranın Kamburu Romanından Seçmeler…
Eleştirinin Eleştirisi - 3
İktidara Gelebilmek İçin Tüyolar!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.