Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Ben de ilk defa duydum. Çok ilginç bir hastalık. İnsanlar yaşamadıkları kanaatine varıyorlar her nasılsa... Ölü olduklarını ve bu dünyada yaşamadıklarını iddia ediyorlar... Bizde de yaşayan ölüler var, bilirsiniz... Nefes alıp verseler de fiziki olarak yaşıyor görünseler de yine de onları yaşayan ölüler sınıfına sokabiliriz. Bunun için hiç bir sakınca yok... Hani şu insanlar ve diğer canlılara sevgi ve şefkat göstermeyenler. Hani şu askere polise kurşun sıkanlar. Hani şu komşusunun derdi ile sıkıntısı ile ilgilenmeyenler... Hani şu sılayı rahimi unutup da akrabaları ile ilişkilerini kesenler... Üstelik de Yürüyen Ölü Sendromu yüze yakın kişide görünüyorsa da Yaşayan Ölü Sendromuna sahip o kadar çok insan var ki sayısını tespit etmeye imkan ve ihtimal yok. Say say bitmez bu sendroma sahip insanlar... Karılarını dövmeden durmayanlar. Kızlarını okutmak istemeyenler ve onlara hor bakıp evlat ayırımı yapanlar... Toplu taşıma araçlarında insanlara kaba davranıp, yaşlılara yer vermeyenler. Trafikte şoförler ile kavga ettikten sonra en ufak bir kıvılcımda sopa ile birbirlerine saldıranlar... Zaman zaman parlamento içinde bile Yaşayan Ölü Sendromuna sahip bir dolu devlet adamına rastlayabilirsiniz. Ancak onlar hiç bir zaman bu sendromu kendilerine yakıştıramayacaklardır, her ne kadar seçmenleri yakıştırmış olsa bile... Yaşayan Ölü Sendromuna sahip insanlar hemen hemen her ülkede de vardır. Hatta bu tipler bazen toplumun önde gelen insanları arasından da çıkabilmektedir... Hani etiketinde sanatçı yazıp, askerlerimize katil ve vatan haini damgası vurmaya çalışanlar... Hastanelerde saygıdeğer doktorlarımıza saldırıp onları darp etme cesaretini kendilerinde görenler... Bir yer de sıraya girmiş insanları itip de kakarak, uyanıklık ettiğini zannedip insanların önüne geçmeye çalışanlar... Daha ne sendromlar var bir bilseniz. ASS mesela, Araba ile Sapıtma Sendromu... Bu da çok değişik bir sendromdur. Bu tiplerinde tedavisi gerçekten çok zordur. Araba ile şehir içi ve şehir dışı yollarda bütün yol kendilerinin zannederler, makas atarlar, zırt pırt şerit değiştirirler... Yağmurlu havalarda kaldırımda ki insanların özellikle üstüne üstüne sürerler arabalarını... Arabalarının yanlarına, arkalarına saçma sapan sloganlaşmış yazılar yazarlar ''Tek rakibim Türk Hava Yolları.'' gibi... Önde giden arabaya arkadan çarpıp sonrada zeytinyağı gibi bir de üste çıkmaya çalışırlar... Alkollü araba kullanıp alkol muayenesinde de alete üflememek için bin dereden su getirirler... Velhasılı sendromlar çeşit çeşit. Dikkat etmek lazım. Hayat gerçekten yaşamaya değer. Yaşayan Ölü de, Yürüyen Ölü de olmamak lazım...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |