..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Ahmet Zeytinci




12 Haziran 2018
Kuru Gürültü  
Ahmet Zeytinci
Bizler çok gürültülü yaşamayı sevmeyen insanlarız. Gençlikte de böyleydik şimdi de böyle ömrümüzün sonuna kadarda böyle devam edecek. Bazen bakıyorum yolda arabalarda cakada cukada teybin sesini sonuna kadar açmış arkadaşlar güya müzik dinliyorlar; bence kulaklarına ve ruhlarına yazık ediyorlar...


:IEE:
Bizler çok gürültülü yaşamayı sevmeyen insanlarız. Gençlikte de böyleydik şimdi de böyle ömrümüzün sonuna kadarda böyle devam edecek. Bazen bakıyorum yolda arabalarda cakada cukada teybin sesini sonuna kadar açmış arkadaşlar güya müzik dinliyorlar; bence kulaklarına ve ruhlarına yazık ediyorlar...


Birçok Avrupa ülkesinde adamlar yasalar ile bu gürültülerin önüne bir şekilde geçmişler. Böyle davrananlara ve davranmakta ısrar edenlere hemen cezayı kesiveriyorlar. Çoğu kimsenin gereksiz yere korna veya klaksona bastığını göremezsiniz. Hele hele hastane okul gibi yerlerde bu önlemler ve cezalar daha da katlanarak uygulanıyor kendi vatandaşlarına...


Bir pazar sabahı göl kenarında ki mükemmel sessizlik kadar insanı dinlendiren ruhunun derinliklerine işleyen başka bir olgu var mıdır?


İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi yurdun büyük şehirlerinde insanlar gelirleri nispetinde şehrin dışında ki yerleşim birimlerine taşınmaktadırlar. Elbette bunun her açıdan onlara faydası sayılmayacak kadar çoktur. Burada kalabalıklar şehir merkezine göre nispeten azdır. Şehirde ki her türlü alışveriş imkânı buralarda da fazlası ile vardır. Park sorunu diye bir problem büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Daha elit ve saygın insanlar ile kişi bir araya gelmektedir. Caddeler ve sokaklar geceleri ve gündüzleri daha sakindir bu yerleşim yerlerinde...


Kuru gürültü deyimini bazı televizyon programları içinde, bazı gazete yazıları içinde kullanabiliriz aslında. Günümüzün televizyon dünyası yavaş yavaş insanlara bir şeyler vermekten öte, insanları eğlendirme, vakit öldürme nitelikli programlara daha fazla ağırlık vermektedirler. Bu da insanın kültürel, toplumsal ve psikolojik gelişimine katkı sağlamadığı gibi, düşünmekten uzaklaştırmakta, insanı geri götürmekte ve asosyal bir varlık olarak kalmasına neden olmaktadır.


Dilimizde güzel bir deyim vardır ki çoğunuz bilirsiniz bunu ''Kuru gürültüye pabuç bırakmamak''derler. Biz de millet olarak bunu kendimize ilke edinmeliyiz. Toplumda beğenmediğiniz bir şey mi var? Hemen ilgili yerlere mesaj atın, telefon edin, ya da en azından başka bir arkadaşınıza söyleyin, o sizden duyar belki o telefon eder. Toplumsal duyarlılık bir toplumun ileri gitmesinde çok önemli bir olgudur. Güzel bir Kızılderili atasözü derki ''Bu topraklar bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.''


Bir tarihte semtimizde kendi keyfine göre ekmek bayisini açan kişiyi telefon ederek belediyenin ilgili birimine şikayet ettik bir kaç arkadaş ile birlikte. Belediye ilgilileride gereken işlemi yaptılar bayi hakkında. Arabadan kağıt ve sigara atanları mutlaka uyarın veya en yakın polise bildirin. Anlasınlar duyarlı insanların gözlerinin üzerlerinde olduğunu. Bir mesajınıza bir telefonunuza mal olur belki ama, bu bir toplumsal bilinç, toplumsal sorumluluktur...


Bu toprakları yaşanılır kılmak en büyük ferdinden en küçüğüne kadar hepimizin sorumluluğunda. Çevremizdeki devletlerin birçoğun da karışıklıklar var, huzur bir türlü gelmiyor. Bizleri de ateş çemberinin içine çekmeye çalışıyorlar bir şekilde. Emperyalistlerin aramızı bozmak için büyük çabası var alenen ve el altından. Onlar çekip gittiği zaman bu coğrafyadan biz o komşularımız ile baş başa kalacağız yine. Savaş için askerimizi ve ulusumuzu kışkırtanlara karşı asla kuru gürültüye pabuç bırakmamalıyız. Lakin yurdumuzun Güneydoğusunda ki olaylar da yüreğimiz yakmaktadır alabildiğine. Yurdumun kahraman evlatlarının da bir gün mutlaka bunun üstesinden geleceğinden asla şüphemiz yoktur. Burada noktalarken yazımı hepinize en derin sevgi ve saygılar...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Alman Emeklileri - Türk Emeklileri
Dilinizi Eşek Arısı Sokabilir mi
Küresel Isırma
Nimet İle Şaka Olmaz
Magandalara Üzücü Haberler
Karıştırma Tekniklerinin İncelenmesi İrdelenmesi Parçapinçik Yapılması
Onbir Ayın Sultanı Ramazanı Uğurlarken
Sizde Gidici Misiniz
Tedavi Amaçlı
Ne İlginç Günler Var Dünyada Bir Bilseniz

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Maraş Dondurmacıları ile Baş Etmenin İncelikleri
Bir Bardak Suda Fırtına Kopartmanın İncelikleri
Erken Boş Alma Sorunları
Vergi Yüzsüzlerini Açıklıyorum
Gaziler Günü Kutlu Olsun
Ön Yargılarımızı Biraz Ortaya veya Arkaya Alabilseydik
Büyük Aşk Nasıl Yaşanır
Bir Türk Neden Emniyet Kemeri Takmaz
Saman Altından Su Yürütme Teknikleri
Sıfırlar Arası Muhabbet

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bağışlayın Bizi [Şiir]
Bir Papatyaya [Şiir]
Babam Eve Her Döndüğünde [Şiir]
O Zamanda Bir Leştiniz [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]
Melek Halamın Evi [Şiir]
Ben Uyurken Oldu Bunlar [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.