Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Osmanlı Ordusunda Azap denen askerler vardır. Bunlar tam bir fedai olarak yetiştirilirler... Bir tokatla adam öldürürler, o meşhur Osmanlı Tokadı betimlemesi de buradan gelir... Burada mantık yok zannedersiniz, ama yanılırsınız, burada esas olan vatan sevgisidir, mantıkla beraber. Düşman askerleri, o Osmanlı Tokadını yemeden olayın ayırdına varamazlar, tokadı yedikleri zamanda iş işten geçecektir zaten... Bazı zaman bozuk bir tankın başında bir üç, üç beş nöbet tutan askerlere rastlarsınız. Dışarıdan bakan sıradan bir vatandaş için bunun bir mantığı yoktur belki ama o nöbet tutan asker bunu hiç bir zaman sorgulamaz, gider nöbetini tutar... Kimi zaman bir makineli tüfek ceza alır, orada da mutlaka bir incelik vardır... Çanakkale de cephede Yahya Çavuş ve emrindeki erler vardır, topu topu elli bilemedin altmış kişi, karşılarında ise koca bir kolordu, binlerce düşman askeri... İşte burasıdır aslında mantığın, vatan sevgisinin en bol olduğu yer... Saatlerce adım atamaz düşman kolordusu.. Burada ne mantık biter, ne de Rabbe kavuşma arzusu ve vatan sevgisi... Başka milletlerin bu davranış kalıplarını anlaması zordur gerçekten... Daha önce yüce hakanımız cennetmekan Fatih Sultan Mehmet Han tespitini yapmıştır asırlar öncesinden. Şöyle der ''Türk olmak zordur dünya ile savaşırsın Türk olmamak daha zordur çünkü Türklerle savaşırsın.'' Hiç bir aletin kaybolmadığı, ancak yer değiştirdiği yegane yerdir askerlik. Bölük Karavananız kaybolur, ararsınız sonra, komşu bölükte bulursunuz. Kepiniz kaybolur, ama siz içtima alanına yine kepli çıkarsınız... Palaska yürür gider, bir zaman sonra kendi ayağıyla gelir yanınıza... Sülüsünüzü, yani sevk belgenizi alıp acemi birliğinize teslim olursunuz, başlarsınız eğitim yapmaya. Uygun adım yürürken bir iki kişinin ayağı uymaz yürüyüşe... Çavuş bölüğü durdurup, bütün bölüğe ''yat ve sürün'' emri verir. Sürünme eylemi aslında askeri okullarda önemli uygulamalı bir derstir... O an sinirlenenler, bu arkadaşlarına kızanlar, daha sonra bunun birlik ve beraberliğin, beraber düşünmenin, savaşta beraber hareket etmenin ne kadar önemli olduğunun anlaşılmasına vesile olduğunu da anlayacaklardır... Savaş aletleri, tanklar, obüsler, ger tepmesiz toplar, muharebe sınıfında kullanılan telsizler, sinyal kesici aletler, mayınlar, mayın temizleme makineleri, sırt çantaları, makineli tüfekler, gece görüş dürbünleri, Siha'lar, Tiha'lar... Bunların hepsi mantıkla, akılla, bilimle yapılmakta ve orduların kullanımına sunulmaktadır... Daha sayamadığımız, eksik bıraktığımız neler neler... Dedik ya mantığın en bol olduğu yerdir askerlik sakın unutmayın...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |