..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Kent > Emre Ertuhi




4 Haziran 2024
Kiralık Daire Müracaat Apartman Yönetimi  
Emre Ertuhi
2022 senesinde katıldığım yaratıcı yazarlık kursunda kaleme aldığım ikinci öyküydü. Kiracılarla ev sahipleri arasındaki anlaşmazlıklar o dönem haberlere konu olmaya başlamış, esin kaynağım bu olmuştu. Hikayenin sonunun fantastiğe kaçması ise kursumuzun değerli hocası Ali Turan Görgü'yü biraz rahatsız etmiş olmalı ki öncesinde bitirmem gerektiğine dair bir not yazmıştı.


:BDG:
İnsta'yı açtığımda story'sine tıkladığım, "Princess Diana's Emerald Garden" ay o ne romantik mekandır öyle yüce Rabbim. Tepeden boğazı gören, yeşillikler içindeki konumu, upuzun rustik masalardaki devasa kristal vazolar, içlerinde renk renk canlı çiçekler, lake country sandalyeler, cafcaflı yemek takımları, slow food konseptli leziz menü, hem estetik, hem de ihtişamlı dekorlar ve muhteşem Bohemian aydınlatma, her defasında içim gidiyor. Sahibi ben olsaydım vur patlasın, çal oynasın kırk gün kırk gece doyasıya düğünümü yapardım. Of Allah'ım senden çok şey mi istiyorum? Bastırsınlar parayı, yapalım orada işte ya. "Grand Hilton Düğün Salonu" nedir kardeşim, sadece ismi "Hilton" gerisi boş. Bizim kekoların semtinde basık tavanı, pespembe duvarları, Anadolu kıraathanelerinden çıkma masaları ve sandalyeleri, plastik çatal takımları, tavuk-pilav ikilisine saldıran güruhu; beni bir salın ya. Ey anam olacak kahpe! Aylarca "Bu zamanda düzgün adam bulamazsın," diye diye sıkboğaz ettin beni. Mesleği elinde, maaşı dolgun, üniversite okumuş, güya benim resimlerimi görmüş ve çok beğenmiş, eh beni sürüklediğin çıkmaza bak, adam pintinin teki çıktı ya. Bütün sülaleyi fitneleyip amcamları ve dayımları üzerime salmasaydın, platin yum abonesi olduğum spor salonunda süper zengin bebesi Berkecan'ı manitam yapmıştım şimdiye kadar. Boğaza nazır yalımda jakuzi keyfi yaparken, şampanyamı yudumluyor olacaktım. Ne işim vardı bu antika kafalı, zırcahil Tahsin hödüğüyle? Boomerlar'dan bin beter! Eski kasa külüstür BMW arabasıyla geziyoruz ve birkaç tanınmış mekanda buluşuyoruz, gerisi yok hepsi bu kadar, the end of story! Allah'ım benim geleceğimle oynandı, fırsatlarla çevrelenmişken, bahtsız bedeviler gibi çölde kutup ayısına denk geldim. Of neyse ne, kimse beni zapt edemez. Olmadı küllerimden yeniden doğarım. Bir şekilde boşanıp, üzerindeki mallara çökerim. Ya rabbim adam hala dırdır dırdır konuşuyor, sanki onu dinleyen var, bir ermiş konuşmak gümüşse, susmak altındır demiş, sikimden aşağı Kasımpaşa poşet kafalı!
- Zeliha'cım beni bir dinle tatlım. Kadıköy'ün bu semtlerindeki evlerin kiraları bütçemizin çok ama çok üzerinde. Hadi bırak 4+1'ler veya 3+1'leri, aylık elimize geçen parayla 2+1'leri bile tutamayız artık. Biz bekledikçe de fiyatları sanki roket misali çıkmaya devam ediyor. Üç aydır illa arkadaşın Zina'ya yakın oturacağız, diye kafamı ütüledin durdun. Yahu senin bu kadınla ne çok samimi bir dostluğun var, ne de bizim birikimimizi savuracak lüksümüz. Spordan arkadaşınmış o kadar. Hem benim annemlere, hem de sizinkilere en az bir saat yirmi dakika uzaklıkta burası. Yine gözlerini devirmeye başladın, amma çıtkırıldımsın ya, Zina'ya neden özeniyorsun ki? Kızın babasının apartman görevlisi olduğunu, hap kadar bir yerde kaldıklarını sen kendin söyledin. Hatun, Cadde'ye on dakika mesafede oturuyormuş ve zırt pırt elindeki kahvelerle pozlar veriyormuş diye bu zulüm çekilmez ki. Sayende hafta sonları kafa dinleyeceğime, gün kararana kadar direksiyonun başına geçiyorum, sokaklar üzerime üzerime geliyorlar artık. İnternetten açıp bakıyoruz zaten, yeni eklenen ilan varsa çıkıyor, Bağdat'a gidip gelmiş kadar olduk, hayallerindeki daireyi mi bulduk?
- Tahsin bak, baksana!, Dur şurada bir yerde!, Tahsin çek kenara!
- Ne oluyor? Kör değilim Zeliha, adamı çıldırtma ya! Neden duracağız ilan yok bir şey yok bu sokakta?
- Çok konuşma Tahsin, yavaşla bak şu apartmanın tepesindeki daire bomboş. Bizim gibi yeni yuva kuracak bir çifte kiraya verirler kesin, daha ilana konmadan ellerinden alırız, Çek çek şuraya!
- Zeliha Allah aşkına, ne yani görevlinin zilini çalıp, daire hakkında ağzını mı yoklayalım, sahibinin telefonunu mu isteyeceğiz?
- Tahsin benim altıncı hissim acayip kuvvetlidir, biliyorsun ki yengeç kadınıyım, ayrıca yükselenim de duygusallığımı borçlu olduğum balık. Hadi çek şu aracın arkasına. Hem kahve falımda da çıkmıştı, çok geniş efsane ötesi bir daire bulacağız. Hadi bir an önce inelim çok heyecanlandım, bu sefer turnayı gözünden vurduk Tahsin!
- Tamam tamam park ediyorum. Belki daireyi yeni satın alan bir ailedir ve içini yaptıracaklardır. Bu kadar umut bağlamayalım bence. Her defasında hayallerin yıkılınca yüzünden düşen bin parça oluyor.
- Karamsar tutumları sizleri bunaltan kişilere "Negatif enerjinizin neşeme gölge düşürmesine asla izin vermeyeceğim, başka da ihsan istemiyorum," deyin. Bu sözler hemen hemen bütün külliyatını yalayıp yuttuğum tasavvuf araştırmacısı Hümeyna Nur hanıma ait. Beni yıldıramazsın Tahsin kalk hadi!. Doğru kapıya gidiyoruz. Aaa apartmandan bir kadın çıkıyor. Affedersiniz kapıyı açık bırakır mısınız han fendi? Bir dakika lütfen!
- Gelin gelin kızım bekliyorum.
- Çok teşekkür ederim teyze. Bir dakikanızı alabilir miyim sakıncası yoksa? Ah çok şekersiniz, elinizde arabayla Perşembe pazarına mı gidiyorsunuz? Benim de annem sabah erkenden kalkıp gider pazara, onlar Cadde tarafında oturuyorlar ama. Eski alışkanlıklar ne güzel değil mi? Şey için rahatsız ettim sizi, nişanlım ve ben yakında dünya evine gireceğiz. Annemlere yakın oturmak istiyoruz, lakin kiralayacak düzgün bir daire yok, olanlar da ateş pahası. Şans eseri geçerken gözüme takıldı, en üst kattaki daire bomboş duruyor. Acaba ilana mı koyulacak, sizi de bu kadar uzun tutmak istemezdim inanın ki.
- Ay kızım yeni evlenecek çiftlere Allah güç kuvvet versin. Bırakın kiraları her şeyin fiyatı ateş pahası oldu, pazara ben de eskiden erkenden giderdim meyve ve sebzelerin en iyilerinden seçmek için, şimdi kapanmaya yakın gidiyorum ki, tezgahta kalanları ucuza alayım. Bize bu zorlukları yaşatanların Allah bin belasını versin!
- Teyzecim gelecek seçimde gidecekler, geççek bu günler. Umudu hiçbir zaman elden bırakmamak lazım. Daireden bahsediyorduk sevgili teyzeciğim, ay size kanım çok ısındı, annemin karşı komşusu tarih öğretmeni Mukaddes hanım gözlerimin önüne geldi bir an.
- Kızım ben de coğrafya öğretmeniydim, kısmete bakar mısın, her işte bir hayır vardır. Sana haberlerim iyi olmayacak lakin. Bu apartman kentsel dönüşüme giriyor, ev sahipleri de daireyi boş tutuyorlar. Birkaç ay sonra yıkılacak bu bina. Böyle yerleri aman ha sakın kiralamayın, on binlerce lira masraf edip içini yenileyeceksiniz, sonra hop bir gün belediyenin ekipleri gelecek ve yıkacak. Kızım gözleriniz her daim açık olsun. Allah sizi karşıma çıkarmasa belki bir emlakçı tufaya düşürmeye çalışacaktı.
- Tahsin gidiyoruz, gel!. Çabuk arabaya biniyoruz. Gel hadi, bakma öyle bön bön!. Aç kapıyı!
- Teşekkür edip, veda etmeden sanki yangından mal kaçırırmış gibi neden ayrıldık, yollara düşürdün gene bizi.
- Boş boş konuşma Tahsin! Başlıcam bu moruklara ya. İşleri güçleri muhalefet. Türkiye bugün bu seviyedeyse, dünyaya kafa tutuyorsak, köprüler, yollar, havalimanları hizmetimize sunulduysa, hemen hemen her ilde bir üniversite kurulduysa ve koskoca Almanya kıskancından çatır çatır çatlıyorsa, hepsi ama hepsi son yirmi yılda yapılanların sayesinde. Kıymet nedir bilmezler, siyasete kafaları basmaz ve küçük dünyalarından bir kez olsun büyük resmi göremezler. Salak karı sinirlerimi zıplattı durduk yere. Tahsin parkların çok olduğu semtin adı neydi 19 nisan, mayıs, haziran her ne boksa, oraya sür hadi!
- "Kiralık 6+1 Süper Tripleks Lüks Müracaat Apartman Yönetimi" yazıyor hayatım bak, internette ilanına da hiç denk gelmedim. Burası bizim kısmetimiz olabilir.
- Tahsin benimle dalga geçme sakın, çok kötü yaparım seni. Paran yetecek mi ki bu eve? En son gittiğimiz 2+1'e 14.000 istediler diye isyan bayrağını çekip gittin, beni bir başıma bıraktın orada, emlakçının yüzüne bakamadım utancımdan. Şimdi gelmiş ajitasyon yapıyorsun, yazıklar olsun sana.
- Biricik aşkım biliyorsun ki ben oğlak burcuyum, yükselenim de...
- Bırak safsatayı Tahsin, kaçık anan nasıl hamile kaldığını bilmiyor. Köylüler seni boğazlayacak korkusuyla bir mağaraya sığınıp öyle doğurmuş. Gününden, saatinden hatta ayından bihaber. Yarım aklınla Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalkma! Aaa o kim ya binadan iki milyon takipçili influencer Demet Bosnalıoğlu çıkıyor. Kapa kontağı! Kalk Tahsin kalk! Demet hanım, Demet hanım, sizin en büyük hayranlarınızdan biriyim, ben Zeliha Karakuşak. Rica etsem erkek kardeşim ikimizi bahçeye doğru çekebilir mi? Tahsin al şu telefonu filtresi önceden ayarlı tek yapman gereken bizi boydan almak. Sakın eline yüzüne bulaştırıp, ayaklarımı kesme geçen seferki gibi.
- Zeliha sen ne dedin? Erkek kardeş...
- Merhaba canım, kusuruma bakmayın. Ama fotoğraf çektirmiyorum özel make-up'ım olmadığı zaman. Sizi kırmak inanın ki hiç istemezdim. Siz de ilana mı geldiniz yoksa? Benden size çok önemli bir tavsiye, sakın ola bulaşmayın, içerdeki adam hiç normal değil. Bu arada yeni ürünlerim yakında stoklara girecek, ilk yüz adet siparişe imzalı resimlerimi göndereceğim. Hazır durun mesajınızda nerede karşılaştığımızı belirtirseniz, sadece size özel küçük bir not dahi kaleme alırım. Bir dakika menajerim arıyor, telefona bakmam lazım. Hoş çakalın hadi bye...
- Duydun mu Tahsin, yaşamak için bir sebep daha! Yerimde duramıyorum, Demet'le tanıştım ve imzalı resmini gönderip, ayrıca özel not yazacak bana.
- Benim paramla tabii ve erkek kardeş neyin nesiydi?
- O an elim ayağım birbirine karıştı, sana neler söyledim, neler yaptım hiçbir fikrim yok! Sen idolünü görseydin aynı şeyleri yapmaz mıydın?
- Benim idolüm yok Zeliha. Ama kiralık ilanını merak ettim. Hadi dairenin ziline basıp, yukarı çıkalım. O kız daha yeni çıktı oradan, gösteren kişi hala içeridedir.
- Efendim daire turumuz terasımızda son buluyor, tam karşımızda Marmara denizi ve adalar mükemmel bir manzara değil mi? Evet öncelikle daire hakkında sizlerin fikirlerinizi almak isterim.
- Ay ne yalan söyleyeyim süpermiş, full artı full. Tüm bu gördüğümüz ithal mobilyalar dahil, dediniz yanlış işitmediysem, iç mimarınızın zevkine de hayran kaldım ve işçilikler muazzam. Bizim bütçemiz aylık 30-40 bin TL kadar. Fiyatını biz gezerken söylememiştiniz değil mi?
- Hayır söylemedim, bir ücreti yok. Kalmak ücretsiz hanımefendi. Elektrik, su ve ısınma için de sizlerden ek ücret talep edilmeyecek. Hatta market ihtiyaçlarınızı da bizler karşılayacağız.
- Aaa nasıl yani bayılacağım şimdi Tahsin, tut beni!
- Efendim bu apartman Boston merkezli bir araştırma kurumu olan Open Dream Institute'ye ait. İlk sekiz katında bilim insanlarımız görevliler. Tripleks ise tamamıyla sizin özel mülkünüz ve kullanımınıza tahsis edilmiş olacak. Sadece günün yirmi dört saatinde gizli kameralarımızla sizleri gözetleyeceğiz ve birtakım değerler ölçeceğiz. Sizi temin ederiz ki, hiçbir şekilde özel hayatınıza bir müdahalede bulunmayacağız. Bu proje azami yirmi yıl sürecek, proje süresince isimlerinizin saklı kalması kaydıyla akademik makaleler yayınlanacak. Makaleleri okuyan insanların sizleri keşfetmesi imkansız. Çünkü din, cinsel kimlik ve millet gibi konulara asla değinilmeyecek. Araştırma konumuzu sizlerle ne yazık ki paylaşamıyoruz. Lakin size fiziksel veya ruhsal, hiçbir şekilde bir zarar gelmeyecek. Proje süresini kapsayan yirmi yıllık bir kontrat yapacağız. Son olarak bizim çok önem verdiğimiz iki mühim konu var. İlki evden mücbir sebepler haricinde taşınamazsınız, ikincisi bu evde bir araştırmaya dahil olduğunuzu bir başkasına sızdıramazsınız. Yani sözleşme bitiminden önce evden taşınırsanız veya sessizlik anlaşmanızı bozarsanız, yirmi milyon Amerikan Doları tutarında tazminat ödemeniz gerekecektir.
- Bu adam ne saçmalıyor? Aman aman korku filmindekiler gibi takılacağız, bir ömür böyle geçer mi manyak! Siktir ol git! Hadi gidiyoruz peşime düş Tahsin! Aaa Tahsin neden duruyorsun? O kadar yer gezdik hepsinde arazi oldun, burada kök salasın mı geldi hıyar herif, gel yanıma dedim sana! Demet Bosnalıoğlu haklıymış bir dakika daha durulacak yer değil. Burası tam bir tımarhane!
- Efendim Demet hanıma sizlere anlattıklarımızdan bahsetmedik. Bütün bunları açıklamadan önce birtakım ölçümleri hali hazırda yaptık. Nihayetinde uygun olduğunuza karar verdik.
- Aman ne saçmalıyorsun güya okumuş adamsın! Şimdi polise haber versem ne olacak? Ya da haber kanallarını arasam. Desem ki onlara Amerika'dan CIA üs kurmuş buraya, gelin toplayın bu cengaverleri. Ay hiç güleceğim yoktu ha hay!
- Beyefendi size tek bir sorum olacak. Tek başıma bu evde kalabiliyor muyum?
- Tam da sizden beklediğimiz soruyu yönelttiniz Tahsin bey, evet tek başınıza kalabilirsiniz. Harika bir geleceğe sadece birkaç adımlık mesafedeniz. Sözleşmenin iki çıktısını elimde tutuyorum. İmzalayacak mısınız?
- Pek tabii.
- Harika imzaları attık, bir nüshası sizde kalacak. İki taraf için de hayırlı uğurlu olması temennisiyle. Sizlerle çalışmak bizim için çok büyük bir zevk. Değinmeyi unuttuğum ama sizin faydanıza olan çok önemli bir husus daha var, sözleşmenin 132. maddesinin b fıkrasında yer alıyor. Eve gelecek herhangi bir zarardan ötürü hiçbir şekilde sorumlu değilsiniz. Televizyonunuz mu bozuldu, yirmi dört saat içerisinde biz muadili ile değiştireceğiz. Tabaklarınız elinizden kayıp gitti, paramparça mı oldular, biz değiştireceğiz. Biriyle tartıştınız, çok kızdınız ve o anki sinirle bir eşyaya zarar mı verdiniz, biz değiştireceğiz. Sizleri yalnız bırakmamızın zamanı geldi sanırım. Zeliha Hanım'ın sizinle konuşacakları olacaktır, izninizle ev anahtarınızı takdim ediyorum. Bir sorunuz veya sorununuz olursa anahtarlığın üzerindeki numaradan bize ulaşabilirsiniz. İyi günler efendim.
- Koşarcasına kaçtı adi herif! Tahsin sen ne bok yedin! Göz açıp kapayana kadar hayatımızı ipotek altına aldın şerefsiz! Kanepeye ne hakla kuruluyorsun, hiç oralı bile olmuyor bak bak!. Sana gününü göstereceğim!, Bu ilişki biter piç kurusu! Bize halihazırda aldığın onlarca hediyeler, taktığın altınlar ve dağıttığın paralar hepsinin üstüne bir bardak yetmez, bir sürahi dolusu soğuk suyu içersin pezevenk! Bu olayı duyunca amcamlar ve dayımlar peşine düşecekler. Elinde ne var, ne yok hepsini alacaklar. Bu evden dışarı adım attırırsam sana, bana da Zeliha Karakuşak demesinler, nah buraya yazıyorum!. Kiminle dans ediyorsun bilememişsin. Kaypak götveren seni! Açık mutfakların nesini seviyorum biliyor musun? Şipşak servis yapayım da gör kahrolasıca!
Öyle güzel rahatladım ki, bu ev beni esaretten kurtardı. Ali beye ne kadar teşekkür etsem az. Hah cisimler de hız sınırlarını ihlal ederek uçuşmaya başladılar, dur durak bilmezler artık. Ağır çekime alınmış gibiyim, görsel bir şölene şahit oluyorum. Sehpaya tam isabet! Paramparça olan umutları mıydı, yoksa gururu mu? Haberlerde de neler varmış bakalım. Muhabirin sesi cızırtılı geliyor nedense, sanki metalik bir ses, bozuk kasette oynatılıyormuş gibi. Hah televizyona da tam isabet, atıcılığı cidden övünülesi bir insanmış. Gözlerimin çevresi birden kararmaya başlıyor, yavaşça yükseldiğimi hissediyorum ve ağır bir yükten daha kurtuluyorum.
* Öykü burada sonlandı aslında, sonrasında yazılanlar konudan oldukça bağımsız.
Hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor. Bu görüntüleri hem yaşamış, hem de hiç yaşamamış gibiyim. Kaderimi şekillendirirken hiç özen göstermediğimden olsa gerek, acayip yerlere dallanıp budaklanmış hayat ağacım.
Soğuk taş bir zeminin üzerinde otururken buluyorum kendimi ve çevrem kapkaranlık, ama uzaklarda bir ışık parıldıyor ve oraya doğru yürümem gerektiğini biliyorum.
Karşımda ejder başlı taş tahtında, elleri diz kapaklarının üzerinde oturan, uzun siyah saçlı babam var, bana pusula olan ışıl ışıl parlayan sol gözü ile bütün bu karanlığı çevreye yayan sağ gözü tam bir tezatlık içerisinde. İki kuzgunu omuzlarına tünemiş, kanat çırpıp duruyorlar ve ruhumun derinliklerine didiklercesine bakıyorlar.
- Diz çök oğul!
Derin bir yankılanma tüm kainatı sarıyor, Kadir-i Mutlak'ın karşısındaki bir su damlasıyım. İstemsizce yere kapaklanıyorum.
- Sen ve kardeşlerin altıncı yok oluş öncesindeki dünyada hür iradenizle yaşamayı talep ettiniz. Ben de kabul ettim. Kaderin zincirleri sizleri kısıtlamadan, her ne istediyseniz gerçekleştirmek elinizdeydi. Dört oğlum içinde en uzun yaşama bağlanan sen oldun. Lakin hepiniz haysiyetsiz ve şeref yoksunu kararlar aldınız. Başkalarının kader ağlarınızı örmesine müsamaha gösterdiniz. Buna yaşamak denemezdi. Yuvanıza dönmeniz gerektiğini düşündüm. Artık Valhalla'ya gidebilirsin.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın kent kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yamyamların Şafağı
Tadı Kaçan Brunch

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Asi Melek
Fırça Darbesi
Düğmelerin Olası Yan Etkileri
Hoşça Kal Sevgilim!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yaşama Dair [Şiir]
Rüyalar [Şiir]
Hüseyin Celebi [Şiir]
Gisalena [Şiir]
Ren Nehri [Şiir]


Emre Ertuhi kimdir?

.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emre Ertuhi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.