CEP TELEFONLARI



Çok değil; yalnızca birkaç yıl önce yaşamımıza girmeye başladı, bu kendi küçük marifetleri büyük makine. Önceleri çok ihtiyaç duyan kişiler tarafından kullanılan lüks bir araçtı. Medyada sıkça görülen tanıtımlar sonucunda biraz daha alıcı buldu. Buldu ama bu kez de bazı sorunları beraberinde getirmeye başladı.

O sıralarda gençler (kendi deyimleriyle) burjuva olarak bakıyorlardı cep telefonu olanlara. Kalabalık bir yerde çalsa kimileri merakla kulak kabartır, kimileri ise kimseye belli etmeden yanındaki arkadaşlarıyla anlamlı anlamlı bakışır, kah alaycı-kah küçümseyici bir tavır takınarak, gülmemek için kendilerini zor tutarlardı. Gün geçtikçe bazıları sırf hava olsun diye birer cep telefonu edindiler. Nasıl kullanıldığını bilmek, kurallara uymak onlar için pek önemli değildi. Tüm amaçları yüksek sesle konuşup kendilerini çevreye duyurabilmekti.

Teknolojinin bu kadar ilerlediği çağımızda, insanoğluna sunulan en büyük kolaylıklardan biri de cep telefonudur. Bunun kullanımında da uyulması gereken bazı kurallar vardır. Önceleri bu kurallara uyanların yanında uymayanlar çoğunluktaydı. Konserlerde, konferanslarda, camilerde çok tatsız durumlar yaşandı bu yüzden.

Zamanla bu minik alet lüks olmaktan çıktı. Büyük kampanyalar ve cazip ödeme kolaylıkları sayesinde büyük oranda alıcı bulmaya başladı. Eski modeller yerini yenilerine bırakınca her modeli deneyenler bile oldu. Babalar ilk telefonlarını annelere verdiler. Sıra geldi çocuklara. Çocuklar öyle her telefonu beğenirler mi? Renkli kapaklar, sesli mesajlar, hazır kartlar... Böylece her evde birkaç telefon görmek mümkün oldu.

Geçim sıkıntısı çektiğimizi sık sık gündeme getirdiğimiz şu günlerde telefon alırken nedense hiç zorlanmıyoruz. Ev ve cep telefon faturaları biraraya gelince, söylene söylene ödesek de birkaç gün sonra unutarak konuşmaya devam ediyoruz. Bir arkadaş toplantısında, ev gezmelerinde, cafelerde sanki konuşacak başka konu yokmuş gibi telefonlarımızı çıkarıp özelliklerini saymaya başlıyoruz. Sonra da bir telefon muhabbeti sürüp gidiyor. Bazıları da sohbete katılmayıp, mesaj yazmakla meşgul oluyor. Eskiden cep telefonu olanlara kızanların bile şimdi birer cep telefonu var. Yaşamlarına renk geldiği için büyük mutluluk içindeler. Onunla yatıp, onunla kalkıyorlar artık. Bunlar telefon kullanmanın güzel yönleri.

Bir de otomobillerde, otobüslerde, uçaklarda telefonlarını kapatmayarak kazalara neden olanlara ne demeli? Tehlikeli olduğunu bildikleri halde sorumsuzca davrananlar yok mu aramızda? Fren sisteminin kilitlenmesi onlar için hiç önem taşımıyor maalesef.

Çok hareketli olan yaşamımızda böyle bir teknolojinin bize sağladığı yararları ve kolaylıkları gözardı edemeyiz tabi ki. Yeter ki kullanmasını bilelim.

Çeşitli şarkılara,skeçlere, oyunlara konu olan cep telefonlarımızı lütfen kuralına uygun olarak kullanalım. Aslında bizi tembelleştiren bu minik aletin, aynı zamanda hepimize ne büyük yararlar sağladığı anlatmakla bitmez. Birkaçını şöyle sıralayabiliriz.


Piknikteyken bir masadan diğerine gidip tuz istemeye üşendiğimiz zaman cep telefonumuzu kullanarak oraya kadar gitme zahmetinden kurtulmak, bazen evimizin zilini çalmak yerine, telefonumuzun tuşlarına basarak kapımızı açtırmak, markette alışveriş yaparken; "karıcığım, bir paket yerine iki paket alsam daha mı iyi olur" diye sorarak aile saadetine katkıda bulunmak. Bir odadan diğerine mesaj yollayarak, sohbet için ağzımızı yormamak.

İşte bunlar teknolojinin insanoğluna sağladığı en büyük yararların başında geliyor!!! 2000 yılında böyle bir kolaylığa sahip olduğumuz için ne kadar şanslıyız değil mi?

NUR ERSEN
Ocak 2000