"Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Yaşamın, içinden ne çıkacağı belli olmayan bir kutu olduğunu düşünürüm. İçinden ne çıkacağını bilmeden açmak zorunda olduğumuz bir kutu. Benim yaşam kutumdan öyle çok şey çıktı ki. Sen, Ankara’da doğ, büyü, çalış sonra bir rüzgar alsın seni İzmir körfezine uçursun. Hiç aklında yokken gel İzmir’li ol... Evet hiç beklemediğim bir rüzgar beni bu güzel ülkenin ortasından alıp, Egeye uçurdu. Yani anılarımın, hayallerimin, özlemlerimin bölgesine. Çocukluğum Egede geçmişti benim. Biliyormusunuz? Annem, dedemin görevi nedeniyle bulunduğu Nazilli’de doğmuş. Ben de babamın görevi sayesinde Aydın, Kuşadası, Milas, Nazilli ve Denizli’de gezdim durdum. Babam araziye çıkarken kardeşimle beni de yanında götürür, bizi şimdi tam olarak nerede olduğunu hatırlayamadığım İkizdere’ye bırakıp yoluna devam ederdi. Gün boyu dereye girer çıkar, civar köyden gelen gözlemeleri yiyerek karnımızı doyururduk. Köylüler bize sahip çıkar, besler, göz kulak olurlardı. Akşam olduğunda suda kalmaktan parmak uçlarımız buruş buruş olmuş, burnumuz, kulak kepçelerimiz yanmış, yorgunluktan bitap, arabada uyuyakalırdık. Ben ilk dansımı, Aydın’da bir düğün salonunda, Aydın isimli bir Ege delikanlısıyla yaptım. Milas’ta kaldığımız evin sahibinin kızının adı Kübra idi. Denizli’nin travertenli havuzunda az yüzmedim. Nazilli sokaklarında az bisiklete binmedim. Ben Egeye yeniden hoşgeldim dostlarım, hoşgeldim ... Egenin havasında aşk kokusu vardır. İkliminden mi, havasından mı, suyundan mı ? Bilmem ama şarkılarında, türkülerinde aşk vardır Egenin. Aşkı kim tarif etmiş ki ben becereyim. Kimi '' Aşk elma şekeridir'' der. Kimi ''Aşk yaşanır anlatılmaz.''... Ben sinemada yer gösteren bir oğlana aşık olmuştum ilk kez. Adı Nejat. Kocaman yeşil gözleri vardı. İkimizde 11-12 yaşlarında ya var ya yoktuk. Aydın’daki açık hava sinemalarından birinde, film başladıktan sonra elime küçük bir kağıt parçası tutuşturdu. On dakika ara olana kadar heyecanla beklemiş, filmden hiçbirşey anlamamıştım. Arada, kağıdı kimselere göstermeden açıp okudum. ‘’Seni seviyorum ve niyetim ciddi’’ diyordu. ‘’Sen de ciddiysen EVET de’’... İnci Fügen Yılmaz Eylül 2000
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İnci Fügen Yılmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |