Prensiplerden hoşlanmam. Önyargıları yeğlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Yıl 2015, beşinci mevsimin ilk aylarının safasındaydım. Kılcal damarlarından akan alyuvarların tortop oluşunu gözlerinle görme dedi meçhul bir ses. Yeni gen haritamı okuyan falcı bacının kehanetlerinin çıktığı o meş'um gece: -yeni dil kurumu onayıyla- özür dilerim dostum, ancak bunu yazabiliyordu klavyem. Dil ne zaman siyasete kucak açarsa, büyük Çin düşünürü Konfüçyus'un dediği gibi her şey kokuşur, tuz dahi! Kendimi tatile ışınlamak için kozmik haritada yer beğenme seansına katılmam için psikoloğum özellikle ısrarcı oldu. Evren ne tuhaf ah! Sinema salonlarına çok amaçlı yataklar konulmasıyla en basit filmler dahi gişe hasılat rekorları kırar oldu. Geçenlerde haftanın günlerinin dokuza çıkması nedeniyle verilen partinin beklenen en ilginç konuğu kimdi biliyor musunuz? Mor Üzüm Salkımı! Büyük bir müzayede salonuna dönüşebilen evin geniş salonu, ışınlama yöntemiyle her türlü içkinin su gibi aktığı lüks bir parti haline gelmişti. Bu saray yavrusu evin bir kaç kapısı vardı. En değerli konuklar cennetin A kapısından girerdi. O gece de "Mor Üzüm Salkımı" en cüretkar elbisesiyle A kapısında arzı endam edince salonun duvarları bir anda aydınlandı, aynalarla zenginleştirilmiş kolonlarda binlerce Mor Üzüm Salkımı belirdi. Ahhh! O ne unutulmaz bir güzellikti. O gece onun adına patlatılan geçen yüzyıldan kalma Küp şampanyasının tadı davetlileri kendinden geçirmeye yetti de arttı bile. O gecenin bir diğer ünlü konuğu, Bacanaktı. Hani şu Bekilli denen bir yurt köşesinde yaşadığı söylenen antik adam. Bir efsaneye dönüşen Bacanak dilerse kendini istediği herhangi bir zaman dilimine ışınladığı söyleniyordu. Bu olağanüstü konukla bir dakikalık anı paylaşmak isteyen konukların salondaki heyecan dalgası görülmeye değerdi. Evet, evet işte o küçük dev adam göründü. Adı anons edilirken en çok da bayanların ona doğru hücum etmesi yanındaki hamfendinin canını biraz sıkmışa benziyordu. Başında kasketi ve elinde meşhur asasıyla herkesi selamlarken "Ben, evet Allahın Bacanağı Hasanım!" diyordu; başıma dikilmiş, "Uyan, uyan Ömer!" diyen bir tuhaf adam.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |