Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
Giden mevsimi kokladığımız günlerdeyiz.Artık kışı beklerken vedalaşamadığımız bir bahar var havada. Yine böyle bir günün akşam üstünü açık havada geçirmek istemiştim geçen hafta.Hani duvarlardan sıkılırsınız ya işte öyle bir haldi benimkisi.Güneş batmadan yakalamak istedim bir parkta.Hem de tek başıma. Özellikle çocukları olanların uğrak yeri parklar.onlar bilirler keyfini. Bir saat de olsa huzurlu bir zaman geçirdim.Kitap okudum uzun uzun.Ama kime bahsetsem garipsedi bu durumu. Tek başına parka gidilir miymiş,insan sıkılırmış,gidip bir kafeye otursak daha iyi. En ilginci de –ki bana göre- ben yanımda biri olmazsa gitmem bir yere yorumu oldu. Şaşırdım biraz.Avrupa’ya baktığınızda kocaman parkları ve içerisinde spor yapan ,dolaşan,kitap yazan insanları görmek çok kolaydır.bu nedenle daha imreniriz o şehirlere.İnsanın sakinleşeceği nefes alma duraklarıdır parklar. Kendi başına dolaşmayı,kendisinden keyif almayı,tek kişi film izlemenin tadını bilenlerdenim.Bu nedenle bağımlılık sürecimi tamamladım sanırım. Elbette dostlarla bir şey yapmak güzel.Ama kalabalıklar içinde olmaya o kadar alışıyoruz ki kendimizle arkadaş olmayı unutuyoruz.Bence kendini eğlendirmeyi, özel zevklerini beslemeyi bilmeyenler başkalarının kendisini mutlu etmesine odaklanırlar hep. Anneden eşe,sevgiliye geçiş bağımlılıkta.O da yoksa eğer arkadaşlara bağımlı olmak. Hadi hikayeyi uzatalım bir başka noktaya. İkili ilişkiler içerisinde en büyük mesele ilgi meselesi.Bir de eşimle konuşacak ,yapacak bir şey yok, kalmadı demek çok moda. Ne zaman bir çifte, bir ev hanımına kendin için neler yapıyorsun desem hep aynı yüz ifadesi karşıma çıkar. Hayatlarında öyle bir kısım hiç düşünmemişler ki.Hep iki üç kişi üzerinden yaşanmış her şey. Şimdi ben gidip tek başıma….? Cümlenin devamı gelemez bir türlü. Yetişme döneminde kendisiyle dost olabilenler ileride tüm sevgi ve ilgi ihtiyacını eşlerinden beklemezler. Daha da yaşlanınca çocuklardan, akrabalardan beklenmesi gibi. İnsanlar onu aramadığında,sevgilisi meşgul olduğunda, birkaç gün kendisine zaman ayırmadığında krize girmezler.Çünkü hiç kimsenin olmadığı yerde kendileri vardır. Onların da anlatacak bir hikayeleri vardır eşlerine.Sen yokken ben hala yaşamaya devam ediyordum derler rahatça.Kimse kızmaz diğerine neden günde 5 kere arayıp hatırımı sormadın diye.Ya da evlenince asosyal olan ev erkekleri olmazlar hiçbir zaman. Ama biz tek başına sinemaya gidenlere, restoranda oturanlara hep acıyarak baktık bir zamanlar.Aklımıza sevgilisi terk etmiş,kimsesi yok imajı geliverir hemen.Hatta süper bir senaryo da ekleyiveririz arkasından. Halbuki kendinden zevk almayı bilmeyenler başkalarının kendisini mutlu edeceği günleri bekler durur.Bir bakar ki 40 yaşındadır.Tek bir sorusu vardır o da kendim için ne yaptığımdır??
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © jade, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |