..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > SERDAR TAHTALI




14 Aralık 2005
Köydeki Fısıltı  
SERDAR TAHTALI
Biraz otobiyografiye benzedi ama olsun siz iyi davranın bu yazıya.


:AFBE:
--------------------------------------------------------------------------------

KÖYDEKİ FISILTI
Hayatın mercimek tanesi kadar değerli olduğunu düşündüğümüz zaman dünya’nın ne kadar anlamsız olduğunu bildiğimizi zannederiz.
O köyde iki şeyi,iki insanı yada adı her neyse...
Rasyonel,gerçek, hayalci olmayan tüm duygular sizlere sesleniyorum.
Zaten sizlerin ben olduğunu biliyorum.O halde haykırıyorum: Beni yalnız
bırakın!
O köyde iki simayı,iki adı yada adı her neyse...
Ben aşık olmak istemiyorum.Ama beni aşık etmişlerdi.Neye olduğunu biliyor musunuz?
Daha fazla körelmeye ,daha fazla üzülmeye belki de daha fazla acı çektirmeye.Evet, ben bunlara aşıktım.Ve başkalarının duygularımdan bahsetmesinden,insanlara güven vermekten ve kardeş olmayı bana benimsetmiş olmalarından .Ben kardeş,güvenilir değilim.Duygularımda yok sadece bildiğim bir şey o da hiçbir şey ...
O köyde farklılığı ,aldanmayı sevecektin yada adı her neyse...
Aldanmayı öğrenmiştin.Çünkü bana yakınlarım öğretmişti.Ama hala benim yakınlarım ve hala onlarlayım.
Ne öğretmişti sana bu kişiler anlatmak ister misin?
Dur! Ağlamayı bahane edemezsin.
Zaman şu an hızlı ne söyleyeceğini sakın seçme .Ağlamayı da kes artık . Sen anlatmıyorsan ben anlatırım.Uzun köy yollarının senin için önemini ağlarken gözlerinin altında oluşan kızarıklıklardan anlıyor ve sana yani kendime acıyorum.Ağlamam da bitmişti zaten.
Zeytin kokulu yolların en uzunuydu.Sen karşındaki insanın ne hissettiğini bile bilmeden duyguların varmışçasına kesintiye uğramış hayallerde yaşadın.Karşına her vakit sonuçlar çıkacak ve sen her seferin de üzüleceksin.Bir daha tanımayı ve anlamayı bilmeden o zeytin kokulu yollarda ilkbaharı yaşarcasına sonbaharda yere düşen yaprakları toplamaya çalışma sen aldanmayı sevemezsin
O köyde adı her neyse denilmeyecek kadar şirin bir kızı ve kendini tanımıştı.
Neyin içinde olduğunu bilmeden yaşıyorsun. Hadi kendine yasak koy sansürle kendini yapamazsın değil mi ? ne vardı biliyor musun ? kısıtlama koyamazdın kendine eğer bunu yapsaydın onu temelli kaybedecektin onu kaybetmek istemiyordun. O güzel yüze anlam katan senin için ufak sayılabilecek o kahverengi gözlerden mahrum kalamazdın.Acıyı istese de onu yaşatmak istemiyordu.Aynı şeyleri biliyordunuz ve onları aynı anda konuşmak istiyordunuz.Güven sağlıyorsun her zaman ki gibi ama onun senin ona güvenmediğini belli etmekle konuşma dilinize saygısızlık ediyordunuz.Duygularını anlattığı ilk gün çok sevinmiştin.Buruk bir sevinmeydi ama olsun onun duygularına aşık olmuştun.Şimdi ise kendisine ve senin ellerini kırarmışçasına sıkmasına ihtiyacın var.
Ahmet Altan’ın sözlerini ona iki kere söylemiştin.Bir kere daha söyle ‘Hayatta ummadığın anda karşına bir bayan çıkar ve senin tüm çehreni değiştirir.’işte sen bu bayansın,kendine yardım et ve benim ol.Çünkü ben seni yaşamak istiyorum.Senin beni tam olarak ne zaman seveceğini bilmiyorum.Ama zeytinyağı fabrikasından çıkan kokuya ne zaman aşık olursan bana da o zaman aşık ol ki ben bunu anlayayım.Yoksa hiç anlayamayacağım.
Ben şu kısa zaman içerisinde o fabrikadan gelen güzel kokuya alışmaya başlamıştım.
O köyde kaybetmekten sıkılmayı ve kazanmak istemeyi, yaşanılanları hatırlamayı ve korkmayı ve sen o köyde kendini sevmeye zorlarken gerçekten aşık olmak ne demek onu öğrenmiştim.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çiğdem ve Akarsu
Sırtımdaki Yara
Aşk ve Gün
Mahsur Kalmanın Acısı
Yeni Bir Köprü
Onların Adı: X ve Y
Yeni Bir Vücut
Yakarış'a Mektup
Kör Yansıma
Mayıs ve Sen

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şizofreni
Sadece Bir Bardak Su

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Öğrendiğim İlk Şey [Öykü]
İtirafname [Öykü]


SERDAR TAHTALI kimdir?

Sadece bir bardak su istiyorum


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © SERDAR TAHTALI, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.