Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
Ben bu ayrılığa ağlarım! Bu ayrılık beni ağlatır! Ağlamak da bu ayrılığa yakışır! Yakışan da bu ayrılığa ağlamaktır. Ağlamak bu aşkın öznesidir aşkım! Güneşin alevden saçları aşınca bu kenti, gölgem üzgündür. Gölgem sessiz ve durgundur. Bütün ayrılıklar pusuya yattı şimdi. Teselli de etmiyor çalan şarkılar. Ne yıldız ne ay bu gece; hiç biri ama hiç biri... Aldım seni yanıma gidiyorum. Bu kaçıncı gidiş diye sorma be yar! Kolay değil işte! “Her gidiyorum” derken, sanki ellerini biraz daha fazla sıkıyorum. Her adımımda biraz daha özlüyor seni bu gölge! Yorgun düşüyorum, düşünürken bu “ayrılık sonrasını” Ve “seni bir daha görememek” ihtimalini anlamaya çalışıyorum. Senden kopuşumun on ikinci ayı... Kim bilir belki kaç on iki ay daha geçireceğim soluksuz bu hayatı... Sensiz geçen her gün seninle yaşamak garip bir şey! Çok acı bir şey bu aşkım! Belki seversen bir gün anlarsın! Belki yüreğini emanet edersen bir başka yüreğe, iki gönülle yaşamak ne demek kavrarsın! Öyle ya, ben sensiz olacakmışım. Sen benden ayrılmışsın! Hiç gelmeyecek, beni görmeyecek, gözlerime bakıp da sevdiğini haykırmayacakmışsın! Bunlar koca bir yalan işte! Sen geleceksin! Bir öğleden sonra çalan telefonumun ucunda sesin olacak. Bir kapı aralığından krem rengi hırkanı göreceğim. Hafta içi bir günün, en yağmurlu meteorolojik saçmalığında, güneş gibi dikileceksin karşımda, sıcağın derimi kavurduğu cehennemde, serin bir gölge gibi yetişeceksin imdadıma! İnanmasam geleceğine, bekler miyim, inanmazsam yazar mıyım, inanmazsam yaşar mıyım sevdam! Biriciğim söyle; inanmazsam dayanır mı bu yürek! Sen hep geleceksin, sen hep “ha geldi ha geleceksin” Bu ayrılığı ulaşılmaz bir aşk yapan, senin hep gelecek olman değil mi? Sen hep geleceksin, ben hiç göremeyeceğim. Senle birlikte olduğum son dakikanın, son karesini koydum aklıma! Sanki her şey oradan devam edecek gibi bir tanem. Yarım kalmış o filme büyük bir reklam arası vermiş gibi, en sevdiği filmin başlamasını bekleyen seyirci gibi, elimde kocaman bir hasretle kalakaldım! Ölüm döşeğinde gözlerime bakarken, gitmek zorunda olduğunu söyleyen amcama ne kadar da benziyorsun. Derdi ki; sevdalar güzel şeydir şu ayrılık olmasa... Ben bu ayrılığa ağlarım! Bu ayrılık beni ağlatır! Ağlamak da bu ayrılığa yakışır! Yakışan da bu ayrılığa, ağlamaktır. Ağlamak, bu aşkın öznesidir aşkım! Bir gün gelirsen de eğer, evvelinden hissettir. Şaşırırım, inanmam. Bir rüya gördüğümü düşünür, kahkahalarımla göz yaşlarım karışır tenime, saçmalar inanmam geldiğine! Bir gün geleceksen eğer, evvelinden hissettir. Hissettir ki, hayalini senden çok sevmiş olmayayım ben! Yokluğunla konuşurken, çok geceler tükettim sevdam! O “son kare”yi hep yaşattım içimde. Gözlerime son defa bakışın, bir ömürlük seyri oldu gözlerimin! Ne tuhaf oysa çoktandır senin gidişin ve bitişim her günün gece yarısında başlar. Biliyorum! Bu sevdaya ağlamak yakışır! Uzun oldu sen gideli ve anladım ki hala ilk gün gibisin! Sen giderken sessiz kaldım aşkım, hep içime attım! Kimseyi sevemem artık ve istemem ne bahar ne yaz, kalmadı sebebim artık!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |