..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Yeşim Maraşlı




25 Haziran 2006
Savunma Mekanizması  
Yeşim Maraşlı
..."sistem" güzel günlere dair bir umut insanın beyninde. Onunla uğraşmayı bırakıp aynaya baktığında ve kendini gerçekten görebildiğinde, belki birşeyler işte o gün değişecek! Çünkü sen o gün hatayı İLK KEZ kendinde aramış olacaksın...


:BHIB:
“Kahrolsun faşizm, kahrolsun kapitalizm!” nidaları atıyordum. Çok mu yalnız hissediyordum kendimi? Bir ideolojinin parçası olmak mıydı istediğim? Bir bütünü oluşturan parçalardan biri olmak... ama asla kendi başıma bir bütün olamamak. Belki de o kadar cesur olamamak... Bir grubun üyesi olmak mı istiyordum yoksa? Kendimi bir şeylere aitmiş gibi hissediyor sanmak, bunu kendimi bile kandırırcasına, ölümüne başarmak. Dünyayı böyle kurtarabileceğimi, insanlık için iyi bir şey başarabileceğimi mi sanıyordum? Yoksa iz bırakabilme ihtimali miydi aslında tek hayalim? Bu yolda savaş vermesem, üçüncü ligde oynayan mahalle takımı için de verir miydim ki aynı savaşı? Ya peygamberlerin gönderildiği dönemlerde yaşıyor olsam, cihattan cihada koşar, öz kardeşime kılıç çeker miydim ki?

Bu soruları kendime soracak hiç fırsatım olmamıştı ki benim, herhangi bir sistemin parçasıydım çünkü ben. Sisteme doğmuş minik bir bebektim, onunla büyüyen, gelişen. İnsanım ben... kendimden başka varlıkların olduğunu fark etmem işte bu yüzden uzun sürdü.

Düşünüyordum yine “O” geldiğinde; farklı frekanslarda geziyor, ama kendim için özenle yaratılmış dünyamda, sözüm ona- kendi doğrularımla başkalarınınkine taviz vermeden yaşıyordum.

İyi de “O” kim diye soracaksınız elbette. Hoşunuza gideni seçmekte serbestsiniz tabi ama pek çok adı var: peri diyorlar bazıları, bazıları ilham, bazıları aydınlanma, bazıları öz diyor, optimizm hatta pesimizm demekte diretenler de hala var.

Sistem... hep farklı isimlerle var olan ama her zaman birilerine göre yanlış olan sistem... komünizm, kapitalizm, sosyalizm, alkolizm, fetişizm, seksizm, marksizm, fanatizm, şerefsizm bitmek tükenmek bilmeyen -izm’li çıldırtıcı kelime yığınları. Beynime giydirilen deli gömlekleri... Ruhumu esir alan kelepçeler...

Ben içimdeki denizmde boğulurken, O’nu gördüm bir çakıl taşının parlak yüzünde. Bana şunları fısıldadı:


“Sistem her ne olursa olsun sevgilin seni yine terk edecek, bir gün gelecek baban ölecek; dünya başına yıkılacak ama dönmeye devam edecek. İnsan insan oldukça bunu anlamayacak. Hayat hep bir mücadele, hep bir savaş değil mi zaten: kimine göre ne yesem, kimine göre ne giysem savaşı, işte tek fark bu... İnsan sahip olabildikleriyle yetinmek yerine, sahip olamadıklarının peşinden koşmaya devam edecek. Sistem güzel günlere dair bir umut insanın beyninde. Onunla uğraşmayı bırakıp aynaya baktığında ve kendini gerçekten görebildiğinde, belki bir şeyler işte o gün değişecek! Çünkü sen o gün hatayı ilk kez kendinde aramış olacaksın ve işte belki ilk kez o gün insanlığın iyiliği için çabalayan bir “aydınlanmış” olacaksın. İster zengin ol ister fakir, ister güzel ol ister çirkin seninle dalga geçip gülen birileri hep var olacak ve sen sana sevgiyle gülümseyen birilerinin varlığıyla yetinip yoluna devam edeceksin. Bunu başarabilirsen yolun sonuna geldiğinde gerçek seni bulmuş bir sen huzur içinde gerçek sistemin bir parçası olacak ve işte o zaman... bedenin sessizlik içinde uyurken toprak yatağında, yanı başında kırmızı bir gelincik bitecek, tırtıllar dans edecek .”


.Eleştiriler & Yorumlar

:: merhaba
Gönderen: Emine Pişiren / , Türkiye
24 Haziran 2008
"...İster zengin ol ister fakir, ister güzel ol ister çirkin seninle dalga geçip gülen birileri hep var olacak ve sen sana sevgiyle gülümseyen birilerinin varlığıyla yetinip yoluna devam edeceksin. Bunu başarabilirsen yolun sonuna geldiğinde gerçek seni bulmuş bir sen huzur içinde gerçek sistemin bir parçası olacak ve işte o zaman... bedenin sessizlik içinde uyurken toprak yatağında, yanı başında kırmızı bir gelincik bitecek, tırtıllar dans edecek .” Değerli kalem ustası, size bu final sözlerinizle katılmamak mümkün mü?..Kaleminize hayran kaldım...Paylaşımınıza teşekkürler...Sevgi ve saygılarımla İda'nın zümrüt yeşili eteklerinden




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mesih
Film Şeridi
Aşka Dair Monolog
Terk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayaletperest [Şiir]
20 Aralık 2012* [Öykü]
Gölge [Öykü]
Welcome To Kay-ıp-bedenler Kulubü [Öykü]
Beyoğlu ve Ben [Öykü]
İntihar [Öykü]
P - Lastik [Öykü]
Tez [Öykü]
Dedem [Öykü]
Randevu [Öykü]


Yeşim Maraşlı kimdir?

Okuyucularımı şaşırtmak ve yüzeysel olmayan tarzda düşünmeye yönlendirmek en büyük hedefim. Güneşin muhteşem batışı, kuş, böcek tasvirleri, sevgi pıtırcıkları bana göre değil… Güneş gökyüzünde, kuşlar ağaç dallarında zaten yeterince güzel… Ben dünya üzerindeki en karmaşık şeyi insan psikolojisini eşelemekten ve bunu yazılarıma aksettirmekten büyük keyif alıyorum. Üzerinde çok fazla yazılmış, çizilmiş, fazla tartışılmış konular bana göre değil. Yazarken edebiyat yapma kaygım yok. Soyut olan düşüncelerimi, karakterler vasıtasıyla somutlaştırmak amacım. Yazdıklarımı anlaşılması zor bulanlar var. . . Çünkü ben yazarken kendi hayal gücümü ya da kurgu yeteneğimi ispatlamak adına yazmıyorum; -kendi hayalgücüm bana yetiyor, fazla bile geliyor! -Okuyucuya hayal gücünü zorlatmayı hedef alıyorum. "Eğer Leonardo, Mona Lisa tablosunun altına şöyle yazsaydı ona nasıl değer verebilirdik ?: 'Hanımefendi gülümsüyor çünkü sevgilisinden sakladığı bir sır var' bu izleyiciyi gerçeğe zincirlerdi ve ben bunun 2001'e (Space Odyssey) olmasını istemiyorum" (Stanley Kubrick)

Etkilendiği Yazarlar:
Ayn Rand, Dostoyevski, Sarah Kane, Annem, Bent, Smoke City, Beyoğlu, desteğini hep hissettiren İzzet Harun Akçay


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yeşim Maraşlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.