Þiir, seçmek ve gizlemek sanatýdýr. -Chateaubriand |
|
||||||||||
|
Üst kattan sesler geliyor, kalorifer borularý týkýrdýyor, cama sertçe vuruyor yaðmur damlalarý, oyuncak bir çýngýrak sesi bastýrýyor üst kattaki sesi, hýzlýca, süratlice esiyor rüzgâr, uðulduyor camlarýn su geçirmezliðine doðru, mevsimin akrobasisine kaptýrýyorum kendimi, hiç uyumadým, uyumaya da hiç niyetim yok, boyuna sigara içiyorum, içimde bir sýkýlganlýk –sigaradan deðil- anlamsýzca seyrediyorum etrafý, anjio için randevum var onu bekliyorum, birden ufak bir hareket kucaðýmda –bir ufak titreþim- , uyanacak gibi oluyor, ters tarafa çeviriyor yüzünü, ben onu seyrediyorum, dün gece en son boðulduðumuzdan beri onu seyrediyorum, yüzünün bir yüzünde gömleðimin katlanan yerlerinin izi çýkmýþ ve bana kapalý gözlerle, büyük bir þevkatle sarýlýyor, uykusundan onu uyandýrmak için cani olmalýyým, hafifçe titriyor yine, dýþarýdan pencereye rüzgâr yine vuruyor, ona sarýlyorum sýkýca, canýný yakmamalýyým, öyle boþu boþuna titriyor olmamalý, kaloriferlerdeki týkýrtý yarým saat sonraki sýcak havanýn habercisi, yarým saat sonra ona sarýlmaktan vazgeçmek istemiyorum, onu seviyor olmalýyým, aksi halde bu kadar sahiplenmemeliydim, kafasýný çeviriyor yine, içimde derin bir kurþun yarasý var biliyorum, ama bir türlü tanýmlayamadýðým yaralar açýyor içimde, ona bakýyorum, yüzünün öbür yüzünde de gömleðimin katlanan yerlerinden bir iz, gömleðime kýzýyorum, yanaklarý kýzarmýþ gibi geliyor bir an bana, acaba çok mu sýký sarýlýyorum, sýkýlýyor mu benden, biraz gevþetiyorum ellerimin düðümünü, birden aniden rüzgâr yine þiddetleniyor, yaðmur bardaktan boþanýyor, birden aniden gözünü açýyor, konuþma baloncuklarý bekliyorum bir yandan diðer yandan da istiyorum ki hep susalým, “neden durdun?” diyor, “yara açmaktan korkuyorum içinde” diyorum “daha çok yara...”, bakýyor garipseyerek yüzüme, gülümsüyor, sarýlýyor kollarýndaki son kuvvetle, gözlerini sýmsýký kapýyor, içimde felaketler dolaþýyor, lanetler, buhranlar, sanki gözlerimi kapasam karabasanlar göreceðim, öykünüyorum ona, o kadar çok öykünüyorum ki saf ve kirlenmemiþ olmak için, billur bir çýplaklýðýn içinde kucaðýmda yatýyor, tüm güçsüzlüðü, tüm tükenmiþliði ve yeniden yaratýlmýþlýðýyla sarýlýyor bana, saçlarýný okþuyorum, ona konuþuyorum duyamayacaðý bir sesle, “izin ver” diyorum, “çok yorgunum, birazcýk sarýlmayayým sana”, hayýr, sarýlmalýyým, sýký sýkýya sarýlmalýyým ona, bir þeyleri kaybetmemek için o þeylere özen göstermeliyim, hiç býrakmamalýyým, bir yerlere gidecek bile olsa uyandýðýnda gitmemesi için uðraþmalýyým hep, yaram depreþiyor, sakinleþemiyorum, kurþun gitgide içerilere doðru yanaþýyor, batýyor, caným akýlalmaz bir biçimde yanýyor, kanýyor her yaným, o bunu bilmiyor, peþimde delice dolaþan azrailler, koca deliler, çýðýrtkanlar ve çalýcýlar her yerimde yeni bir yara açmak için uðraþýyorlar, ben kaçýyorum, kaçmamalýyým oysa, bu kez kaçmamalýyým, gözlerini açýyor bir an, yeþil ve mavinin birleþtiði ufuk noktasýndan doðru þaþkýnca bakýyor yüzüme, kurþun batýyor, kýsýyor gözlerini, derin çizgiler barýndýran alnýyla, geometrik dudaklarýyla bakýyor, her yanýyla bana bakýyor, böyle bir masumiyetin bu çaðda olamayacaðýna inanýyorum, eminim, hiç böyle bir masumiyete rastlamadýðýmý düþünüyorum, “anlamsýzca bir masumiyet” diyorum “anjio için doktorlar gelecekler az sonra”, kalbim dayanmýyor, tekliyor, seriliyor yerlere, kurþun içerilere sokulmaya devam ediyor, bana kimse yardým edemez, artýk kimse kimseye yardým etmiyor, çaresizce kendini kollarýma býrakmýþ bir kadýna ne söylemeliyim diye düþünüyorum, gitmemesini istemem gerçeðinin dýþýnda içerilerde bir kurþun var, daha derinlere saplanýyor, gözlerini gözlerimden ayýrmýyor asla, sað elini kaldýrýyor, hayret ediyorum hâlâ kuvveti bitmemiþ, oysa dün gecenin ardýndan hareket edemeyecek kadar yorgunduk ikimiz de, elini göbeðimden yukarýlara doðru taþýyor usul usul, gerçekliðine inanmak istiyorum, hep beni yanýltan sanrýlardan biri olabileceði korkusu kaplayýp duruyor her yanýmý, eli ilerliyor, göðüs kafesimin üzerinde hafifçe sola doðru kaydýrýyor, kurþun saplanýyor, “iþte” diyorum, “tam orasý! Tam orada, içerilerde, çok derinlerde bir kurþun var, iyice yaralaþtý...”, diðer elini de yanýna getiriyor sað elinin, derin bir nefes alýyor, gözlerimin içine bakýyor hâlâ, gözlerimi kaçýrmak istiyorum, olmuyor, “en sonunda” diyorum kendi kendime “anjio hazýrlýklarý tamamlandý!”, sol elini ani bir hareketle dudaðýma getiriyor, konuþamýyorum zaten, o konuþacak, biliyorum, gideceðini söyleyecek, az zaman kaldýðýný söyleyecek ama söylemesini engellemek istiyorum içimdeki derinlikle, susturuyor beni, artýk engellemek imkânsýz, konuþacak, bekliyorum, baþýmý eðiyorum önüme, “yarasýz yaþanmaz” diyor, “bir yaran olmadýktan sonra ne anlamý var ki yaþamanýn?” , konuþamýyorum, sesler kulaðýmda yankýlanýyor, kurþun iþini bitiriyor, kalýveriyorum öylece kýpýrtýsýz, yarasýz yaþanmamalý, biliyorum ama neden hep en olmadýk zamanlarda açýlýyor þu yara? Anlamýyorum, göðüs kafesime sarýlýyor, dudaklarýmla yamamak istiyor boþ býrakacýðýný söylediði dudaklarýný, az sonra –zamaný geldi- baþlayacak çýlgýnca havlamaya sabah itleri, zamanýn gereksizliðinin içinden çýkýp, geçip gidecek az sonra hayatýmdan, zamanýn durmasý gerektiðine inandýrýp beni çekip gidecek gerçek aþkýn içinde çýrpýndýðý masumiyetten kurtulup, dýþarýda onu neyin beklediðinden habersizce, duru, berrak ve temiz bedeniyle, tertemiz yüreðiyle fýrlayacak dýþarýlara doðru, beni yalnýzlýklardan yalnýzlýklara, beni boþluklardan dolmazlara fýrlatacak, zamana inanan gözlerim kamaþýyor, yüzüne akýyorum, masumiyetine kanýyorum, ellerini yeniden oynatýyor, yukarýlara doðru çekiyor vücudunu, gözleri ayrýlmýyor gözlerimden –sanki giderken onlarý burada býrakacak-, dudaklarýný dudaklarýmýn hizasýna getiriyor, bir ince ayar çekiyor, sarýlýyor saçlarýma, elleri saçlarýmý okþadýkça içimden haykýrmak geliyor, dudaklarýyla kucaklýyor dudaklarýmý, kendimi tutamýyorum, haykýrmalýyým, inanmalýyým kendime, onun için olduðunu her þeyimin, geri dönene kadar aradan çok süre geçeceðini, onu seviyor olmam gerektiðini, onun beni sevdiðini söylemeliyim ona, ama nasýlsa gidecek, býrakacak beni, tutunamayacaðým, uslanmayacaðým, terkedilmekten baþka ne yapabilirim? Ama ne olacak bu kurþun, ayrýlamýyorum dudaklarýndan, dudaklarý yetmiyor, bitmiyor yine, teninin tenime deðmesi için çýrpýnýyorum, çok yorgunum ama þimþekliyor içimdeki bitmez tükenmez þehveti, arzuluyorum onu, son bir kez olsun istiyorum, onun benim olduðunu, bedenindeki fýrtýnaya bedenimi yelken ettiðini görmek, ona tutunmak istiyorum, onu seviyor olmalýyým, arzulamanýn ötesinde aþaðýlayýcý bir baðlýlýk, korkutucu bir daðýnýklýk, seviþiyoruz, yine ve defalarca, hiç bitmesin istiyorum bu kez, saçlarýmý çekiyor, dudaklarýmdan ayrýlmýyor, bir ara dönüp boynumu öpüyor, ellerini gezdiriyor vücudumda, kollarýmda, göðüs kafesimde, sonra vücudunu dikleþtirip iki bacaðýnýn arasýna alýyor karnýmý, beni çýldýrtýyor, “hadi” diyor, “hiç durmayalým, belki de son seviþmemiz olacak”, ellerini saçlarýmýn arasýna alýyor yeniden, çekiþtiriyor, hiç durmadan öpüyor dudaklarýmý, hissediyor beni, hissederek seviþiyor, bütün bedeninde, organlarýnda, kan dolaþýmýnda benimle ilerliyor, kapatýyor gözlerini, kafasýný atýyor geriye doðru, tüm açýklýðýyla boynu önümde, en sevdiðim yerine kapanýyorum, boynunu öpüyorum, çýldýrýyor, savuruyor saçlarýný iki yana doðru, çýðlýklar atmaya baþlýyor, dün gecenin yorgunluðundan esersizce ilerliyoruz, þehveti içinde hissediyor, arzuyu, aþký, bütünlüðü, birbirini bulmuþ iki parça olmayý, ayrý bedenlerde ayný yürekle yaþamayý, ayrý bedenlere ayný duyguyu yaþatmayý taþýyoruz, yürüyoruz, alabildiðince hýzlý, alabildiðince ölümcül bir oyun oynuyoruz sanki, bizi korkutan bir þeylerden öylesine kaçýyormuþuz hissine kapýlýyoruz, heyecaný duyuyoruz kapalý kapýlarýn içinde, yýkýyorum tüm duvarlarý, þimdi sokaðýn ortasýnda seviþiyoruz, herkes bizi izliyor, tüm teþhirciliðini sergiliyor ortada, tümüyle, bütünüyle bana ait olduðunu ama bir yandan da bir kadýn olduðunu ispatlýyor, seviþiyoruz, her yanýmýzdan sarkan duygu sarkýtlarý gözleri kör ediyor, doruða çýkýyor yangýn, her yanýmý kaplýyor, duvarlarý örüyorum yeniden tuðla tuðla, saçlarýmý çekiyor deliler gibi, beline sarýlýyorum, kendime çekiyorum, kendimden ayýramýyorum onu, bütünleþiyoruz ayrý bedenlerde, aslýnda birbirimiz için yaratýlmýþýz, aslýnda daha toyuz ikimiz de, tecrübeli insan rolleri oynuyoruz, yalnýzca birbirimizi kandýrabildiðimizi sanýyoruz, saçlarýmdan bir tutamýn koptuðunu hissediyorum, çýðlýk atýyor, “hadi” diyor durmadan, “ayýrma beni kendinden, kan akana dek akciðerlerimden sýk beni...”, nefes nefeseyim, duramýyorum, durdurmuyor, “kan” diyorum, “nasýl kanatýrým bir yerini? Býrak kýrmýzýnýn saçmalýklarýný ne olur, içim ortadan yarýldý, anjio için seviþmenin bitmesini bekliyorum...”, canýný yakýyorum, canýmý yakýyor, karþýlýklý birbirimize can çekiþtiriyoruz, bitmesine gerek yok seviþmenin, hiç bitmesin, anjio için geleceklerdi, hastaneye kaldýracaklardý ruhumu, bir de kurþun vardý bayaðý derinlerde, içerilere sokulmuþtu, yüzüne bakýyorum, artýk bakmýyor bana, beni seviyor, ben de onu seviyor olmalýyým ama tezatlar yoðuruyor tüm benliðimi, birini sevince seviþemiyorum, caný yanýyor, canýmý yakýyor, en sonuna geliyoruz zamanýn, her þeyin son bulduðu, yangýnýn doruðunda bitiveriyoruz bir çýrpýda, büyük bir çýðlýk atýyor öyle þehrin her yerinden duyulabilecek bir nara, içimden akýp giden koca bir bütün, koca bir yangýn sönüyor, aðzý aðzýmýn içerisinde konaklýyor hâlâ, bitiyor az önceki fýrtýna, terlemiþiz, yataðýn içi sýrýlsýklam, birbirimizin derisindeki tuzu seviyoruz oysa, durmadan onu çekiyoruz içimize, göðsüme kapaklanýyor, derin bir sessizlik basýyor her yaný, bu sessizlik iyiye alâmet deðil, biliyorum, az sonra kalkacak, az sonra gitmek için toplamaya baþlayacak eþyalarýný, beni terkedecek, aðlamamalýyým, ona belli etmemeliyim hüznümü, yüzüm beþ karýþ, birisi dokunsa aðlayacaðým, mutluluða inanýyorum bir tek, ne kadar acýmasýz olduðuna hayatýn, mutluluðun avuç içinde otururken ne kadar görünmez olduðunu biliyorum, mutluluk yanýmýzdayken onun farkýna varmamanýn getirdiði dev piþmanlýk sarýp sarmalýyor beni, tutamýyorum onu, mutluluk kaçýyor, aðlýyorum, anjio için randevum vardý, gelip götüreceklerdi beni, beni böyle görmemeli, görürse çýlgýna dönecek yine, o da aðlayacak, içimdeki fýrtýnaya onu da alet etmenin alemi yok, oysa hemen yüzüme kýsýk gözlerle bakacak, gülümseyecek, “seni seviyorum” diyecek yarým yamalak bir Türkçeyle, “geri döneceðim bekle... az bir süre bu, katlanabiliriz, yaralarýmýzý sararýz, yeni yaralar açabilmek için yer açmamýz gerek kalbimizde deðil mi? Hem ne yaparýz biz yarasýz, seviþirken nasýl heyecanlanabiliriz ki? Terketmedikten, geri dönmedikten, hareket olmadýktan sonra aþkýn ne anlamý olur?”, inandýrmaya çalýþacak beni saf bir çocuk gibi, inanmayacaðým, kötümserlikle karþýlayacaðým onu, aðlayacak sonra, gözyaþlarýný öperek sileceðim, benim gözyaþlarým kirletecek bu kez yüzünü, sel alacak ortalýðý, tutmalýyým kendimi, bu faciaya engel olmak için, sýkmalýyým en azýndan, kafasý oynuyor yeniden, dudaklarýný ayýrýp dudaklarýmdan göðsüme yaslanýyor, komidine uzanýp bir sigara çekiyorum kendime doðru, “bir tane de bana aþkým” diyor, “hayýr” diyorum, “içmemelisin, seni seviyorum, seviþiyoruz, gideceksin zaten, yiteceksin, hayýr!” diyorum, “az sonra anjio için gelecekler, randevum var, sana da mý olsun istiyorsun ayný þey?”, ýsrar ediyor, suç iþliyorum, “kalbindeki sorunun sigarayla ilgisi yok ki...” diyor, “acýdan hepsi, hasretten, beklemekten, benden... benden deðil mi?”, gözleri doluyor, aðlayacak gibi, eyvah, yine belli ediyorum üzüntümü, evet ondan aslýnda tüm acým, tüm kaygým, beþbenzemez dertlerimin kesiþtiði tek yer o ama anlatamam, anlatamýyorum bir türlü ona, saçmalýyorum karþýsýna geçince, þaþýrýyorum, þaþýrtýyorum kendimi, “yok, hayýr, yapma ne olur, aðlama, þimdi sýrasý deðil, þimdi bunu bana yapamazsýn, zaman çok kýsaldý, anjio için randevum var, ne olur, seni seviyorum ne yarasý?”, kaçýyorum ondan, üzerimden kalkýyor, yerden külotunu buluyor, ben sutyeninin üzerinde oturuyorum –yarý yarýya-, onu uzatýyorum, yavaþ yavaþ giyinmeye baþlýyor, gidecek, belli oldu artýk her þey, külotlu çorabýný giyiyor, býrakamayacakmýþçasýna bakýyor yüzüme, beni hiç terketmeyecek sanki, o kadar masum, o kadar iyi seviþiyoruz birbirimizle –bir elmanýn iki yarýsý gibi-, eteðini giyiyor, bluzunu, az önceki çýplaklýðýndan, duruluðundan bir eser kalmýyor geriye, saçlarýný savuruyor, gözleri þiþ, elmacýk kemiklerinde hafif bir titreme seziyorum, çenesi titriyor, yatýyor yeniden kucaðýma, “ben” diyor “hiç yokolmamak için var olamam... özgürüm, gideceðim sanýrým, beni tüketiyorsun, ben de seni... ikimiz birlikteyken birbirimize yaþýyoruz sadece, anla beni!”, somurtuyorum, yüzüme bakamýyor, aðlýyor, evet, gözyaþlarýna boðuluyor, ona anlatamýyorum, anjio için gelecekler az sonra, kurþunu çýkaracaklar saplandýðý yerden, belki de hiç uðraþmayacaklar, otopsimi yapýp kapatacaklar soðuk bir buzhaneye, bulamayacaklar failimi, parmak izi, darp izi bulamayacaklar vücudumda, “aþktan öldü” diyecekler sadece, “aþktan ölünür müymüþ hiç?” diye soracak bir tanesi, bilmiyor olacak tabii, bilmiyor o bir tanesi, bizim oralarda hep aþktan ölünür, ama ölmeyi bir kenara býrakmalýyým þimdi, sakinleþiyorum, elimi götürüyorum yüzüne, gözyaþlarýný siliyorum, “üzülme” diyorum, “ben de biliyorum, ayrýlmamýz gerekiyor... baþka vücutlarý tanýmalýyýz, baþkalarýyla seviþmeliyiz, býkmamalýyýz birbirimizden...”, gülümsüyor, onaylýyor baþýný sallayarak, ona anlatamýyorum, kendime anlatamýyorum, kimseye anlatamýyorum, bir gün tutup gideceðini hiç düþünmemiþtim o bir gün gelene dek, ve þimdi herhangi bir günün gecesinde –kapalý, yaðmurlu, kasvetli, açýk... ne önemi var- onunla olmak istiyorum, mutlulukla hüzün içiçe girmiþ, avutmalýyým kendimi, “oh be!” demeliyim, “gidiyor iþte, artýk bir sorumluluðum olmayacak, ne güzel!”, gidiyor, zaman daraldý, yerinden kalkýyor, çantasýný alýyor, geliyor yataðýn baþýna, “seni seviyorum” diyor, “bak, aþk ne kadar çok yýldýz býrakmýþ dün gece yukarýya... hepsi birleþip bir sonbahar gününü aydýnlatýyor!”, günün ne önemi var? Ölmekten korkmuyorum, onu beklemek istiyorum bu kez de, dudaðýma yaklaþýyor yeniden, sarýlýyor elleriyle bedenime, dudaklarýyla dudaklarýma, býrakasým gelmiyor, sürüyor zaman, ilerliyor, bitmeli, biliyorum, kýsaldýkça kýsalýyor, dudaklarýmdaki çaresizlikten ayrýlýp ilerliyor kapýya doðru, arkasýndan sessizce seyrediyorum, kapýyý açýyor, apartman boþluðundan sesler geliyor, arkasýný dönemiyor, baðýrmalýyým arkasýndan, baðýramýyorum, sað ayaðýný dýþarýya atýyor önce, solunu atýyor, kapý koluna nazikçe götürüyor elini, anjio için randevum var, çok az zaman kaldý, az sonra çýkýp gelecek doktorlar krizimi aydýnlatmaya, bir de üstüne üstlük kurþun saplanmýþ, çýkmýyor, elini atýyor kapýya, gözlerini çeviriyor, nem dolu gözleri bardaktan boþaltýyor gözyaþlarýný, kapýyý çekiyor. Dýþarý çýktýðýnda simsiyah bir dünya görecek, saflýðýnýn, duruluðunun aptallýk sayýlacaðý bir dünya... aðlayacak, inleyecek, debelenecek, münakaþa edecek kendiyle. Birileriyle seviþeceðiz karþýlýklý, birileri için aðlayacaðýz yine, yine mutluluðu bulmamýza raðmen terkedeceðiz. Büyük karabasanlar göreceðiz ama ayný olmayacak hiçbir þey. Bütün yaralar kapanacak belki, bütün hepsine tütün basýlacak inadýna. Ama durmayacak, bir elmanýn iki yarýsý gibi olmak, diðer yarýsýný bulup kolayca kaybetmek bir tek insana mahsus olmalý, bir tek insana... Oysa, karabasanlarda tanýþýp, poker masalarýnda seviþeceðiz, hiyerarþisinden geçeceðiz mutluluðun, kim olduðumuzu ararken baþkalarýyla seviþeceðiz. Burada, bu olduðum yere geri döndüðümde, kapanarak kendi dizlerime, geri dönmeyi umud ederek, kaybetmemeyi, hiç elinden býrakmamayý küçük bir týrtýlý, kelebek olmasýný engellemeyi isteyeceðim. O eski rus meyhanelerinde, sandýktan çýkarýlmýþ tüllerin örtü yapýldýðý masalarda, votka içmemi isteyen garsonlara kafa tutup þarap içeceðim yine eskisi gibi. Rolümü ezberlemeyeceðim, doðaçlama oynayacaðým hep içimden geldiði gibi, konuþacaðým hiç susmadan, anjiodan sonuç alýnamayacak, kurþunu çýkaramayacaklar, hiçbir bulu bulamayacaklar bende. Bedenim burada olsa da uzaklarda, masumiyetin ruhsatýnýn olmadýðý, sevdiðim bir kadýnla seviþtiðimde piþmanlýk duymayacaðým yerlerde, karþý kýyýya amors bir liman kentinde olacaðým. Onu ezberleyeceðim hatýrlayarak, unutmayacaðým, kayýp gitmiþ eski bir tarih masalý gibi okuyacaðým mutlulukla doymazlýðýn yan anlamlarýný karýþtýran kiþilere, tarihin bilinmediði bilinmezlerde. Ve yeniden diyeceðim “bir yarýmý kaybettim önceleri, diðer yarým olmana imkan yok ama seni seviyorum” diye...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Ulaþ ORAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |