..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnýzca sevgiyi öðret, çünkü sen osun. -Anonim
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Modern > Mehmet Ulaþ ORAL




23 Aralýk 2002
Sigara  
Mehmet Ulaþ ORAL
Bir düþ sigara paketimin orta yerine kondu...


:BACA:
Sigara

Ýpotek edilmiþ sevgilerde yaþýyorum, kesin, kati bir sonuç bu! Daima sahibi belli olan ve yatýrýlan aþklara kapý açýyorum, tatmin olmuyorum hiç, sokak ortasýnda çýrpýnan daimi bir hakikat sigara paketimin ortasýna küçük bir düþ býrakýyor, kaçýyorum, kovalýyor, öpüþüyorum düþümle. Düþ, beni bir yerlerden tanýyor, ne tuhaf, anlýyor, beynimden fýrlamýþ bir düþünce iksirinden mi yaratýlmýþ yoksa? Tanýmlanamaz bir sanrý olup boðazýmý düðümlüyor, düðümlendikçe düþleþiyor boðazým, boðazým da kaptýrýyor kendini düþüncelere.
Evden adýmýmý atýyorum, gerçekleri istiyorum, bulamýyorum, bir düþ kovalýyor beni, acayip bozuluyorum ona. Tanýmlayamýyorum, ara sýra kendi kendime konuþuyormuþum da deliymiþim gibi bakýyor insanlar. Yolda yürüyorum elimi kolumu sallayarak, aylak aylakla eþanlamlý olarak; amaçsýzým –hiç amacým olmamýþ- ve sahip olsam da sahiplendiðim her þey gibi kaybedeceðim onu, biliyorum. Bir düþü itip kakmak daha kolay! Gerçeði istiyorum, düþüm yadýrgýyor beni. “Yadýrgamamalýsýn” diyorum, “düþlerin yadýrgayabildiði gerçekleri var mýdýr ki?”
Yanýma yaklaþýyor ince dudaklý, kýzýl saçlý ve küçük burunlu düþüm; iþ çýkýþý, yorgun argýn evlerine dönen insanlarýn yanýnda alýyorum soluðu, otobüsteyim. Düþüm susuyor, ben susuyorum, karýþýyor gece, yüzler gözümde dalgalanýyor. “Çok severim raksý... içimde bir boþluk duygusunu kapatýyor” diyor düþüm. Üstelik eklemeyi de biliyor. “Sen de seviyorsun raksý. Bir rakseden güzel kadýn düþlüyorsun deðil mi? Oysa her kesin görebileceði birileriyle raksedebilirsin, bu mümkün deðil mi?” Yargýlayýcý sorularý sevmiyorum ama yanýtlayabilirim: “Hayýr!”
-     Efendim, bir þey mi söylediniz?
-     Yok, hayýr sadece düþümle raksediyorum.

Anlamlý - anlamsýz bakýþlarla beni süzüyor yorgun argýn, iþ çýkýþý evine dönen kadýn. Hava mavi oluyor önce, sonra kýrmýzý her yaz akþamý, istisnasýz! Ýniyorum sessizce otobüsten. Buralarda durulmuyor; metropollerde, peri masallarýna mahal vermiyor iktidarsýz polisler! Soluk soluða ve son sürat yaþanýyor aþklar, soluk soluða ve son sürat iþleniyor cinayetler.
Aþklar ve cinayetler ayný duygunun meyvesi deðil midir? Bir kiþinin aþký bir baþkasýnýn cinayetini oluþturmuyor mu? Özümsenince, içtenleþince duyular, sevince –ama gerçekten sevince- insan tüm yükümlülüklerini bir kenara atmýyor mu? Gerçek nerede konaklýyor? Bilemiyorum... Bildiðim tek þey var, ben bir düþten kaçýyorum, o kovalýyor beni... Onu böyle ortalarda býrakmamalýyým.
-     Aslýnda o kadar yorulduk ki, çaresizliðimiz ne kadar da büyük okyanuslara açýlýyor görüyor musun? Metropollerde gerçeði bulmak için çarpýþýyorum, beni anlaman için ne yapmalýyým? Saçmalamýyorum, çok içtim, sarhoþum...

Bir sigara yakýyorum, yürüyorum kentin aylak sokaklarýnda akþamýn ilk saatleri... Yaný baþýmda beni süzen akþam yýldýzý kývamýndaki düþüm gözlerini kapýyor ve düþüyor, sanki genç bir Marilyn Monroe benimle, ben konuþuyorum:
-     Benimle birþeyler içmeye ne dersin?
-     Nerede? Düþle de gidelim.
-     Ama düþler içki içmez diye bilirdim hep.
-     Düþlerin ipoteði yoktur! Özgürdür onlar... Ýster içki içersin, istersen de seviþirsin. Kim karýþýr. Yeter ki bir düþ, yalnýzca bir kiþinin sadýk düþü olarak kalsýn. Yoksa o senin düþün, bu benim düþüm... Düþe düþleye sabahý bulamayýz deðil mi?

Önce içiyoruz beraber, sonra dolaþýyoruz ukala düþümle: Bu þehir, bu tepeden týrnaða sarhoþ, bu yarým akýllý þehir... Bu þehir bir hücre falan deðil aslýnda. Cinnetin Harp Akademisi. Büyük, koca bir sýnav bu þehir. Gidilecek ve daha önce gidilmiþ yollarýn anahtarýný aradýðýmýz koca bir mahalle burasý. Cam bardak içinde bir mahalle... Kahve önlerinde racon kesen arka mahalle çocuklarý, doðu yakasýnýn sahil þeridinde Kanlýca’nýn aydýn ve süksesiz, sakin yaþamýnýn adamlarý... Beyoðlu’nda paraya kurþun atan aþklar ve Arnavutköy’de pahalý bir biraya þiir okuyan unutulmaz aþýklar... Bu þehri tutalým, tutkallý yanaklarýmýzdan aþaðý süzülmesin yaþlar.
-     Yine patlattýn... Yine çok içtin... Yine çeneni býçak açmýyor, içinden konuþuyorsun.
-     Hadi caným sen de! Sen benden fazla içtin bir kere!
-     Düþler sarhoþ olmaz demiþtim daha önce. Ben yaþarken çok sarhoþ oldum.
-     Dur bir dakika! Sen benim düþündüðüm þeyleri nasýl görebiliyorsun ki! Bu hakký sana kim verdi? Benim düþüncelerim, benim eserim ve her þeyim. Düþüncelerin ipoteði olmaz! Bir daha sakýn uðraþma hayallerimle!
-     Düþlediðini düþün de görebilir herhalde. Sonuçta ben basit bir düþüm ve iþin kötüsü senin gibi lanet bir herifin düþüyüm! Tabii ki vurup kýracaksýn beni deðil mi! Beni kýrarsýn ama kafandaki kalýn düþünce yumaðý kýrýlmaz! Sanki onlar gerçek, ben de düþüm... Kendine gel! Hepimiz düþüz, düþtük, düþledik ve senin bu parlak masa ayazýnda karaladýðýn tüm bu öykü bir düþ! Okuyucuyu aptal düþlerinle oyalamaya utanmýyor musun? Onlar da seni bir bok sanýp okuyorlar.
-     Yeter! Kapa çeneni artýk Marilyn kýrmasý!
-     Sen az önce ne dedin? Marilyn deðilim ben, hele Marilyn kýrmasý hiç deðilim... Hiç bir zaman da onun gibi bir sürtük olmayacaðým... Bir düþüm, iyiyim, sevecenim, beni bir fahiþeyle kýyaslamanýn ne alemi var!
-     Uzatma... Yorma beni artýk, sarhoþum zaten, bir sigara ver, gerisini unut.
-     Ýþine gelmiyor gerçekler ve hâlâ aradýðýný söylüyorsun onlarý. Ýþte sana gerçek ve kabul et artýk, burada yaþadýðýmýzý sandýðýmýz her þey bir masal. Ýþin kötüsü bu masalý senin gibi karamsar bir manyak yazýyor, iþte sana bir diðer GERÇEK. Rica ederim “gerçek” kelimesini büyük harfle yaz!
-     Kes sesini artýk. Benim düþümsün, benimle tartýþamazsýn. Düþlerin düþleyenle tartýþtýðý görülmüþ müdür ki?

Aslýnda haklý... Bir düþle alabildiðince sapýk bir tartýþmanýn içine girdiðim için kendimden utanmalýyým. Üstelik haklý olan düþümken... Bu kadar salak deðildim önceden. Hele ilk anlarda, ilk sigara paketimin orta yerine düþtüðünde hayatýmda baþýma gelen en güzel þey gibiydi. Þimdiyse kendi kendimle kavga ediyorum. Niye yoruyorum ki kendimi? Bir düþ bile olsa o bir kadýn ve kadýnlar hep haklý olurlar. “Beni korkutacak bir boyuta geldiðinin farkýnda mýsýn?” diyor haklýlýðýnýn üzerine basa basa “Bir çýlgýn gibi davranýyorsun. Ben, hayatýndaki boþluklarý doldurmak için burada olduðumu sanýyordum!”

-     Sen bir düþsün; ve en önemlisi benim düþümsün sadece. Düþlerin nasihat kývamýnda sözcükler sarfettiði nerede görülmüþ?

Sustu. Sonra döndü yüzüme baktý. Marilyn Monroe’nun sekiz numaralý bakýþýndaydý sýra sanki... “Uygunsuzlar” filminden... Western kasabasýnda, rodeo esnasýnda, çiçekli elbisesi üstünde... Elinde bir papatyayý tutarak... Sekiz numaralý bakýþ... Uygunsuzlar... O filmi severdim ve durmadan izlerdim 15-16 yaþlarýndayken. En sevdiðim Marilyn filmiydi. “Uygunsuzlar”ýn yanýnda “Bazýlarý Sýcak Sever” bile gereksiz bir filmdi aslýnda. Ýþte, þimdi düþümün gözlerinde onu görüyorum ne garip... Caným sigara çekiyor, düþümün yüzünde Marilynvari bir bakýþ... Ýnsanýn düþlerini kendi düþlemesi ne kadar güzel! Ýþte düþüm yanýmda, gerçek deðil, evet ama ona aþýk olmamamý gerektirmiyor düþlüðü. Ne tuhaf, ondan kurtulmayý istiyordum güne baþlarken, þimdi onu sevdiðimi düþünüyorum. Hayatýma giren tüm kadýnlardan daha anlamlý, hepsinden daha gerçek bir düþ bu. Bir yanýlsama öyküsünden çok daha gerçek. Benim gerçeðim hangisi peki? Bunu kimse bilmiyor. Bunu ben de bilmiyorum.
Hayat hep böyle zor mu olmak zorunda, yoksa bir yerlerden birisi çýkýp düðmeye basana kadar mý zor kalacak? Eninde sonunda zor bu hayat! Bir aþký yaþamak þöyle döktüre döktüre; Bir aþký bulmak, bulamamak, bulduðunu sanmak, aldanmak, ihanete uðramak; iþe gitmek; okumak; çalýþmak... Zor bu hayat, zor! Bir sigara yakmaksa çok kolay. Kibritin siyah ucunu, kibrit kutusunun o adýný bilmediðim ve bir türlü öðrenemediðim köþesine sertçe vurmakla baþlar her þey ve kibritin yanan ucunu sigaraya deydirmekle son bulur. Son bulan her þey gibi biryerde hayat da son bulur; son nefeste farklý sesler duyulur, duyulan þeyler asla birbirine benzemez ve bir benzeþmeden ötekine bir tramvay yolu uzanmaz. Aslýnda bir sigaradan açýlan ve uzayan basit ve aleni bir konu bu kadar sürüklenmemeli. Bunu benim düþünmem düþümün duymasý için ne kadar yeterliyse, konuyu baþtan kapatmak ve kesmek de o kadar önemli.
-     Bir sigara da bana yak oradan, diyor düþüm.
-     Yine baþladýn birbirinin ardýna eklemeye. Bir sigaradan çok daha fazla þey varken önümüzde, sen anlamsýz bir sigaradan bahsediyorsun.
-     Doðrusu pes yani! Yarým saattir bir sigaradan neler türetip düþündüðünün farkenda mýsýn? Ne düþünürsen düþün, ben bir düþüm, senin düþünüm, düþündüðün her þeyde ben de olmalýyým. Zavallý ve ancak günün belli bir saati akýlda olan bir düþ olmak istemiyorum ben.
-     Ben hayatý kastetmiþtim oysa... O kadar zor ki! O kadar dayanýlmaz oluyor ki hayat, yollar beni çekiyor. Emin ol ben istemiyorum gitmeyi.
-     Bu kadar zor mu geliyor gerçekten sana hayat?
-     Hep bu kadar zordu zaten... bir metaforun içinde kaybolduðumdan beri deðerlerin öznesi yoktu; fiiller... bazen... adýmýn üzerine durmadan kanlý imgeler konuyor kuþlar gibi -güneylere doðru giderken kanadý haylaz bir çocuðun sapanýna kurban olmuþ-.
-     Bu yüzden mi ki telaþýn? Bu kadar kolay mý býrakmak buralarý?
-     Ben býrakmýyorum ki, dünya beni býrakýyor!
-     Ýyi git öyleyse! Git! Ve beni de býrak giderken! Bir düþ olmaktan sýkýldým artýk; senin gibi boktan bir herifin düþü olmak istemiyorum. Bir sigara ver bana!
-     Al, ama bu son. Yine çok içmeye baþladýn.
-     Kapa çeneni ve bir taksi çevir. Gecenin üçünde otobüsler uykudadýr!
     Yaptýrýmcý politika izleyen bir düþün kollarý omuzlarýma sarýlmýþ, terkediyorum ardýmda kalanlarý. Silerek geçtiðim yerlerdeki ayak izlerini, sonsuz bir uçurumun kenarýnda bedenimi yakýp, küllerini savuruyorum boðazýn sahipsiz sularýna. Hiçliðimi hiç kimselere emanet edemiyorum ama... onu da alýp uzaklara götürüyorum.
     
     Bir taksi çeviriyorum; küfürlü bir suret. Bizi gara kadar atýverir misinleþiyorum þoförle. Yanýmýzdan uçaklar geçiyor sanýyorum ara sýra, sonra kaldýrým kenarlarýnda boydan boya uzanmýþ adamlarý görüyorum. Birer sigara ellerinde, öyle uzanýyorlar. Bir sigara yakacak oluyorum, kibritin alevi kirpiklerimi yakýyor; düþüm sigarasýný atýyor; sonra þoför de yakýyor bir tane; duman altýnda boðuluyoruz; “Abla haným mý”laþýyor þoför; ben de “seni ilgilendirmez”leþiyorum, susuyor; saniyeler ilerliyor; yol kenarýnda herkes bir sigara yakma pozisyonu alýyor; sigaralar yakýlýyor; hayatlar alabora ve ciðerler isyan ediyor. Garýn önünde de son sözünü söyleyip bombayý patlatýyor þoför:
-     Geldik abi.
-     Borcum?
-     4 kaðýt ver yeter.
“Ben vereceðim”leþiyor düþüm aniden; saçmalama diyorum: “düþlerin para pul hesabý yaptýðý nerede görülmüþ?” Ýkimiz de haklý olduðumu kabul ediyoruz. Bir bilet alýyorum girip giþeye. Saat sabahý gösteriyor, yaðmur sürüyor, hava maviye doðru kendini vuruyor, bilet satan ve unvanýný bilmediðim görevli bir sigara yakýyor. Düþüm yine açýyor aðzýný gözünü yummadan:
-     Seni özleyeceðim, diyor.
-     Sen gelmiyor musun?
-     Senin yolun yol deðil; artýk daha fazla sürüklenemem. Zaten senin istediðin de ben deðilim... en doðrusu bu.
-     Hani benim düþümdün yalnýzca? Beni nasýl terkedersin? Düþlere bile güvenilmiyor artýk!
-     Boþver þimdi bunlarý! Diyaloðun baþýna dönelim: Seni özleyeceðim.
-     Ben de seni...
-     Daha önce hiç senin gibi birinin düþü olmamýþtým.
-     Ben de senin gibi düþün gerçeði...
     Gülümsüyor, ben de gülümsüyorum. “Bir son sigara ver de öyle git” diyor, çýkartýp veriyorum. Verirken “bu son sigaran bak!” diyorum, “söz ver bana!”. Tren aðýr aðýr, kalkacakmýþ havasýna sokuyor kendini. O sýrada, tam o sýrada dudaðýna ufacýk bir öpücük konduruyorum. Þaþýrýyor. O þaþýrýrken ben trene biniyorum. Arkamdan dudaklarý açýlýyor, ben dudak okuyorum, o bunu biliyor ve “söz” diyor. Bir öpücükten daha fazlasýný hak eden düþümle ayrýlýyoruz.
     Tren gidiyor, bir sigara yakýyorum. Uzun bir þimendifer düdüðü duyuluyor. Kompartýman görevlisi yanýma gelip “burasý sigara içilmeyen bölüm” diyor. Bir sigara uzatýyorum, al bir tane de sen yak gibisine; o da kýrmýyor beni, yakýyor. Yanýmýzdan bir baþka tren geçiyor, yanýmýzdan geçen bir baþka hayatla birlikte. Hayat da raylarýn üzerinde akýp gidiyor; bir hayattan baþka hayata geçen her adam cebinde mutlaka bir sigara paketi, bir de kibrit taþýyor.
     Zamanýn bana vurup geçmesine tolerans gösteriyorum. Taksiyi hatýrlýyorum. Þoförün düþümü karým sanmasý ne komik! Derken “Dur bir dakika!” kývamýna geliyor uzun zamandýr ilk kez beynim: Taksi þoförü nasýl görebildi benim düþümü? Yoksa, düþleri görmek düþleyene mahsus bir þey deðil mi? Kafam karýþýk, panikliyorum. Orada bir kol var, üzerinde “ACÝL DURUMLAR ÝÇÝN” yazýyor. Koca bir yanýlgýdan daha acil ne olabilir ki? Kolu çekiyorum!
-     Durun, durdurun treni! Ýneceðim! Durdurun n’olur!
     Duruyor, iniyorum... Koþar adým gara gidiyor ayaklarým yeniden. Artýk nefessiz kalýyorum, sigarayý býrakmam gerektiði geliyor aklýma. “Boþver” diyorum, bir sigara daha yakýyorum. Gara ulaþýnca onu görüyorum: Bir köþede oturmuþ, üzgün bir yüz ifadesiyle baþý önüne eðik öylece duruyor. Nefes nefese konuþmaya baþlýyorum:
-     Ne kadar sarhoþum, düþle gerçeði bile ayýrt edemiyorum artýk... ne garip!
-     Anladýn demek...
-     Bin yýllýk bir uykudan uyandým belki de... Belki de yüzbin yýllýk...
-     Biraz acele edersen, sýradaki trene yetiþebilirsin.
-     Ne gerek var buna, seni bir düþ sanýyordum sadece. Benim için hiç bir anlam ifade etmeyen bir düþ... Hiç kimsenin bir gerçeðe benzetemediði bir düþ sanýyordum seni. Aslýnda senin bana ihtiyacýn olduðunu, senin gerçeðin olduðumu sanýyordum. Ama þimdi...
-     Þimdi?
-     Sen benim gerçeðimmiþsin meðer.
     Fikrini uzaklara giden yolcularýn çaldýðý bir gecenin sabahýnda, çarþý önlerindeki billur aynalarýn önünden yeni bir hayata doðru sürükleniyoruz usul usul... Etrafýmýzda bir bir yanan vitrin ýþýklarýný seyrediyoruz hafifçe gülümseyen gözlerle. Birer sigara yakýyoruz. Düþ, bana dönüp alaylý bir sesle soruyor:
-     Nererde unutmuþsun gerçeðini?
-     Bir taksi þoförüyle vagonlar arasýna sýkýþmýþ sanýrým. Bir de birbiri ardýna eklenen sigaralar var tabii...
-     Çok sigara içiyorsun!
-     Ama bunu hep ben söylerdim.
-     Al yine söyle o zaman.
-     Boþver, senin aðzýna daha çok yakýþtý!




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn modern kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ölümsek

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
kardiyoloji
Aðýr Roman(tik) – 2001
Sigara - 2
(Gar)dolap
Þifreli Konuþkan
Yalnýzlýðýn Aleni Tarihi
Uzun Ýnce Bir Yol Gibi
Aziz
Zamansýz Pencereler
Örümcek

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yalnýzlýk Resimleri [Þiir]
Orta Kat - Peri Masalarý [Þiir]
Peri II [Þiir]
Þehirlik Rubai [Þiir]
"Peri" [Þiir]
Mabrahar -IV- [Þiir]
l y d i a [Þiir]
Dantes [Þiir]
Ara Naðmeler Çarþýsý [Þiir]
Mabrahar -II- [Þiir]


Mehmet Ulaþ ORAL kimdir?

garip bir adamdýr. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Cemal Süreya, Küçük Ýskender, Murathan Mungan, Edip Cansever, Can Yücel, Ferhan Þensoy, Ece Ayhan vs vs vs...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Ulaþ ORAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.