"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
...Kalkıp camımı açmalıyım. Usul bir rüzgar esmeli gecede... Saksıda yeni yeşermeye yeltenen çiçekler bende filizlenen seni görüp hasetin doruğuna ulaşmalı. Yaydığım kokuyu alan şu hain iğdeler sen kadar kokamadığı için koparmalı köklerini topraktan. Sonra şarkılar mırıldanmalıyım ve bir daha asla esmemeli saçlarımı havalandıran yel; hiçbir kulağa böylesine bir zevk veremediği için... Kıskanmalı seni, asla senin gibi dokunamadığı için... Neden gözümün içine nankörce bakıyor sanıyorsun şu çok sevdiğim kedi? Görmüyor mu sanıyorsun gözlerimde, artık daha içten bakabildiğim bir sen yaşattığımı! Ne kadar saklasam da avaz avaz seni bağırdığımı... Yaşadığımın sen olduğunu... En güzeli de ne biliyor musun? Dün gece... Benim ve senin anlamını yitirdiği ve bir beden olunan gece... İçimde sen gezinen gece... Tanrım! Yaşadığım onca şeyden sonra neleri aldı sildi benden. Neleri değiştirdin bende. Nasılda çıkardın beni batmışlığımdan. Buna inanamıyorum... Yemin ederim inanamıyorum... Her gece egomun çelik kapıları yüzüme kapandığı halde içimde seni daha da büyütmeme güvenemiyorum. Nelerle savaşıyorum içimde oysa bir bilsen. Bir bilsen... Beni aldın ikiye böldün sen ... “Birincisinin dünya umurumda değil, zannedersem kaptırmış gönlünü birine. Yatıp kalkıp onu sayıklıyor ve hatta rüyalarına ve düşlerine az geliyor geceleri... Yürüyüşü bile değişti Leyla’nın. Sanki tabanı yok, ya da ne bileyim asfaltları önemsemez oldu. Savurup duruyor kendini hayallerine. O kadar masum ki... Sevgisinden bu kadar dolu yaşayan birine az rastlanır. Sen onu birde uykusuz gecelerde gör... İkincide lanetin biri. İki de bir aklına girmeye çalışıyor bizim Leyla’nın. Dırdır başının etini yiyip duruyor. Aslında kötü niyeti de yok zavallının. Gün gelirde Leyla’nın o çocuk yüreğinin kırılmasından korkuyor garip... Hiç görmemiş ki onun kadar hesapsız seveni. Leyla’nın yerine o yapar oldu hesapları. Ah nasılda korkuyorum bir gün aklına girer diye. Ya da hayat o tilkiyi haklı çıkarır diye. Ama bizim Leyla’da az zilli değil. Dinliyor dinliyor, yine bildiğini okuyor umursamadan. Öbürüde büküp dizini oturuyor, görüyor ki buna çare yok. Düşecekse bırak düşsün deyip avutuyor kendini. Hatta arada bir o da ümitleniyor bu sevdadan. Çünkü öyle güzel masallar anlatıyor ki Leyla, onun gerçek olduğunu ancak düşen elma olmayınca anlıyor bizim tilki. Güzel Leyla... Korkma sevgiden... Hiç yaşadın mı sen böyle güzel bir şiir... Kim seni uçurabildi gökkuşağının kollarında... Kim seni böyle sıcacık sarabildi... Varsın her şey mükemmel olmasın. Yeri gelince tutamasın elini Ne Olacak! Bilmiyor musun içinde olduğunu... Kızma ne olur... Yaşadığına bak sen... Yaşayacaklarına... Dünya gözünle gördüğün hangi şey senin böyle ayaklarını yerden kesebilir ki!” Bu gece tanrıya şükrediyorum. Ve binlerce kez özür diliyorum içimden geçirdiklerim için... Bunu yapmamam bu seviye ancak ihanet olur. İyi ki yanımdasın. İyi ki seni sevmişim. İyi ki beni sevmişsin. İyi ki ...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ebru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |