..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Pek çok doktorun yardımı ile ölüyorum. -Büyük İskender
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Tarihsel Olaylar > M.NİHAT MALKOÇ




7 Ekim 2007
40. Yılda Trabzonspor  
M.NİHAT MALKOÇ
Futbol günümüzün en çok rağbet gören spor dalıdır. Millet olarak futbolla yatıp kalkıyoruz. Küçüğümüz büyüğümüz futbolu seviyor. Belki bu bize bir dayatma olarak sunuldu. Gençlik stadyumlarda efkâr dağıtmaya, dertlerinden kurtulmaya, hayatına renk katmaya başladı. Televizyonlar, radyolar, gazeteler futbola gereğinden çok yer ayırdı. Bütün bu etkenler futbolu hayatımızın bir parçası haline getirdi. Fakat zamanla bizler de futbolu sever olduk. Hemen herkesin bir takımı var artık… Her birimiz bir renge sevdalıyız. Trabzonluların sevdalı oldukları renkler bordo-mavidir. Şehrin hâkim rengi haline dönüşen bordo-mavi, elbiselerden apartman renklerine kadar hayatın her yanına aksetmiştir.


:BABG:
40.YILDA TRABZONSPOR

M.NİHAT MALKOÇ


     Futbol günümüzün en çok rağbet gören spor dalıdır. Millet olarak futbolla yatıp kalkıyoruz. Küçüğümüz büyüğümüz futbolu seviyor. Belki bu bize bir dayatma olarak sunuldu. Gençlik stadyumlarda efkâr dağıtmaya, dertlerinden kurtulmaya, hayatına renk katmaya başladı. Televizyonlar, radyolar, gazeteler futbola gereğinden çok yer ayırdı. Bütün bu etkenler futbolu hayatımızın bir parçası haline getirdi. Fakat zamanla bizler de futbolu sever olduk. Hemen herkesin bir takımı var artık… Her birimiz bir renge sevdalıyız. Trabzonluların sevdalı oldukları renkler bordo-mavidir. Şehrin hâkim rengi haline dönüşen bordo-mavi, elbiselerden apartman renklerine kadar hayatın her yanına aksetmiştir.

     Futbol sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada, gelişmiş Avrupa ülkelerinde de (İngiltere, İtalya, Almanya, Hollanda, Fransa, Belçika… vb.) basit bir seyir zevki olmaktan çıkmış, tabir caizse bir endüstri haline dönüşmüştür. Bu sektörden ekmek yiyenlerin sayısı hiç de az değildir. Günümüzde futbol piyasasında milyar dolarlar dönüyor. Futbol bahisleri ve buna dayalı şans oyunları da apayrı bir yer tutuyor günümüz insanının hayatında. Demek ki futbol eskisi gibi basite alınacak bir uğraş değildir. İyidir, kötüdür; o ayrı bir tartışma konusudur. Bizler mevcut duruma dayalı tespitlerde bulunuyoruz sadece.

     Türkiye’de futbol deyince akla üç büyük İstanbul kulübü(Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş) gelmektedir. Zira bu futbol takımları hem elde ettikleri şampiyonluklar ve kupalar bakımından, hem de tarihleri bakımından diğer kulüplerden üstün durumdadırlar. Bu üç büyük kulüpteki para akışı, bütçe miktarları Anadolu takımlarıyla kıyaslanamayacak kadar büyüktür. İstanbul gibi büyük bir şehir, bu ağır yükün altından kalkabilmektedir. Bu üç büyüklerin görkemli saltanatını yıkan, ‘dördüncü büyük benim’ diyen futbol takımı ise 1967 yılında kurulan ve bu günlerde 40. kuruluş yıldönümünü kutlayan Trabzonspor’dur.

     Trabzonspor futbolda Anadolu ihtilalini gerçekleştiren, üç büyüklere boyun eğmeyen, İstanbul hegemonyasını yıkan tek kulüp olma özelliğini taşımaktadır. Keşke Trabzonspor gibi birkaç kulüp daha olsa da ligimiz renklense… Günümüzde her yıl şampiyon olacak takım üçte bir ihtimalle belli… Ya Fenerbahçe, ya Galatasaray, ya da Beşiktaş şampiyon olacak… Ne yazık ki diğer kulüpler bu üç takımın payandası olmaktadır. Trabzonspor’umuz da 25 yıldan beri İstanbul takımlarının saltanatına boyun eğmektedir. Kısa zamanda efsanevi başarılar gösteren, üç yıl peş peşe şampiyon olan bu takım, artık İstanbul’un büyükleriyle rekabet edemez durumdadır. Her yıl şampiyonluk parolasıyla yola çıkan Anadolu kaplanları yeterli ve doğru transfer yapamadıkları için ligin yarılarında şampiyonluğu diğer takımlara teslim etmektedirler. Basiretsiz yöneticiler yıllardan beri Trabzonspor seyircisini oyalamaktadır.

     Trabzon, aslında ismi kadar büyük bir şehir değildir. Trabzon’u büyük yapan, bu ismi Türkiye gündeminde tutan hiç şüphesiz ki futboldur. Trabzonspor’u bu şehirden çekip koparsanız Trabzon’un içi yarı yarıya boş kalır. Onun için her ne olursa olsun öncelikle ve özellikle bütün Trabzonlular bu takıma sahip çıkmalıdır. Bu takım 25 yıldır ciddi bir başarı yakalayamamışsa bunda hepimiz az çok suçluyuz. Trabzonspor’un geçmişteki üstün başarıları dudak uçuklatıyor. 2 Ağustos 1967 tarihinde bordo-mavi renklerle kurulan Trabzonspor, 1973–1974 sezonunda Türkiye Birinci Ligine çıkmış ve bugüne kadar altı kez Birinci Lig Şampiyonluğu kupasını, yedi kez Federasyon Kupasını, yedi kez Cumhurbaşkanlığı Kupasını ve beş kez de Başbakanlık Kupasını müzesine götürmüştür. Bu kadar kısa zaman diliminde bu denli büyük başarılar elde eden futbol kulübü dünyada da az bulunur.

     Bu yıl Trabzonspor’umuzun 40. kuruluş yılını kutluyoruz. İstanbul takımları yüzüncü kuruluş yıllarını kutlarken bizler 40. onur yılımızı büyük bir coşku yerine, eziklikle idrak ediyoruz. Çünkü bu büyük takım İntertoto kupasından bile elenmiş, Avrupa’da hiçbir ağırlığı kalmamış, sıradan bir Anadolu kulübü haline getirilmiştir. 40. yıl törenleri de sıra savma kabilinden… Anlaşılan o ki bugünkü yöneticiler Trabzonspor’un büyüklüğünü taşıyamadılar.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tarihsel olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
23 Nisan Coşkusu ve Çocuklarımız
Kanunî Deyip de Geçme...
Kuruluşunun 40. Yılında Şampiyon Trabzonspor

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
şair Haydar Çoruhlu'yla Şiirin Kalbine Yolculuk...
Yılmaz İmanlık'tan Yağmur Kokusu'nda Sımsıcak Hikâyeler
Bahaettin Kabahasanoğlu'ndan "Kalbim Seninle, 61 Kere"
Tevfik Serdar Anadolu Lisesi"nin Semender Dergisi
Hocaların Hocası: Ahmet Hilmi İmamoğlu
Cemil Meriç"in Akıl Defteri
Trabzon"un İkinci Özel Hastanesi: İmperial
Köprübaşı - Beşköy Dostluğu ve Kardeşliği
Mersin Yenice 4. Barış ve Kültür Festivali
Gerçek Hayaller Dükkânı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Derbeder [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]
Berceste Mısralar - 310 [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.