Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli |
|
||||||||||
|
M.NİHAT MALKOÇ Türk kültür, sanat ve edebiyat hayatının köklü bir geçmişi vardır. Milletimiz tarih sahnesine çıkışından beri bu sahalarda kıymetli eserler vermiştir. Günümüzde bazı değerler yozlaşsa da, bu sahalarda verilen eserler beklenen ilgiyi görmese de millet olarak bunlardan vazgeçecek değiliz. Milletleri geleceğe taşıyan, ruhları olgunlaştıran kültürel ve ebedî birikimlerdir. Türk milleti kültür, sanat ve edebiyat zincirine kuvvetli halkalar eklemek zorundadır. Bu bizim tarihi büyüklüğümüzün üzerimize yüklediği bir görev ve sorumluluktur. Kültür, sanat ve edebiyat çalışmalarının ihmal edilmeden sürdürülmesi gerekir. Kültür sanat, edebiyat etkinliklerini fertlerin kısıtlı imkânlarıyla yürütmek mümkün değildir. Bu alanda sivil toplum kuruluşlarının, devlet kurumlarının ve belediyelerin de gönüllü görevler üstlenmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Şairler ve yazarlar sadece üretmelidir. Bu kişiler, ürettikleri kıymetli eserleri zorluk çekmeden, ceplerinden bir kuruş bile harcamadan yayınlayabilmelidir. Zaten kıt kanaat geçinen bu insanların işin maddî külfetiyle uğraşmaları, bunu kafaya takmaları verimliliklerini düşürür. Kişi, eserinin muhakkak yayınlanacağına inanırsa daha büyük bir istekle yazar. İşin içine şüphe ve tereddütler girerse, arzular yerini isteksizliklere bırakır. Bu alanda bir kısım belediyeler gönüllü olarak kültür, sanat ve edebiyata el uzatıp sanatkârları desteklemektedirler. Belediyelerin işi halka hizmet etmektir. Fakat bu sadece park, bahçe, yol, kanalizasyon, su ile sınırlı değildir. Belediyeler halkı bilinçlendirmek, şuurlarını açık tutmak, asgari kültür düzeyine erişmelerini sağlamak için de faaliyet gösterebilir. Mahallelerde okuma salonları ve kültür merkezleri açabilirler. Bu belki belediyelerin öncelikli işi değildir; fakat bu külfetli işleri de birilerinin yapması, bu alanda çalışanları teşvik etmesi gerekir. Kültürel üretimler sabır gerektiren takdire şayan faaliyetlerdir. Türkiye’de bir kısım belediyeler sosyal hizmetlerin yanında bu çeşit kültür, sanat ve edebiyat alanlarında da güzel çalışmalar yapıyorlar. Halkın bu alanlarda da ücretsiz hizmet almasını sağlıyorlar. Bu kurumlardan birisi de Adapazarı Belediyesi’dir. Adapazarı Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi’nin “Adapazarı Kitaplığı” projesi bu konuda örnek teşkil ediyor. Bugüne kadar 19 tane birbirinden kıymetli kitap yayınlamışlar. Hâlâ da yayınlamaya devam ediyorlar. Geçenlerde bu kitaplardan bir kısmını bana gönderme nezaketinde bulundular. “Çocuksu, Osman Suroğlu Karikatürleri, Sakarya Kaleleri, Adapazarı Tiyatro Tarihi, Gerçek Hayaller Dükkânı” adlarını taşıyan bu eserlerin baskı kalitesi özel yayınevlerinin kitaplarından hiç de eksik değil. “Gerçek Hayaller Dükkânı” Adapazarı Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Sait Faik 100 Yaşında’ konulu hikâye yarışmasına gönderilen 3284 hikâyenin süzülmesinden oluşmuş güzel bir eser… Rekor katılımın gerçekleştiği bu yarışmada, Aydın Fen Lisesi’nden Tutku Ünver ‘Gerçek Hayaller Dükkânı’ isimli eseriyle birinci, İçel Anadolu Lisesi’nden Gizem Bilkay ‘İris’in Aynaları’ isimli eseriyle ikinci ve Bursa Nilüfer Milli Piyango Anadolu Lisesi’nden Hatice Akkanat ‘Galip Gece’ isimli eseriyle üçüncü olmuştu. Yarışmada dereceye giren öğrenciler; dizüstü bilgisayar, masa üstü bilgisayar ve para ödülleri ile ödüllendirilmişti. “Gerçek Hayaller Dükkânı”nda ilk elliye giren hikâyeler bir araya getirilmiştir. Bol ödüllü bir yarışma sonucunda kitaplaşan hikâyeler birbirinden güzel… Ben bunları okuyunca Türk edebiyatının geleceğinin parlak olacağına olan kanaatim daha da güçlendi. Hikâyeciliğimiz emin ellerde diyebiliriz. Dereceye giren hikâyelerde soyutlama gayretleri görülüyor. Demek ki liseli çocuklarımız bile günümüz hikâyesinin hangi mecrada ilerlemesi gerektiğini fark etmişler. 281 sayfadan meydana gelen bu eseri bütün liselilerin, hatta usta edebiyatçıların da okuması gerekir. Bu kitapta hikâyesi olan isimlerin en az beşi gelecekte adlarından söz ettirecektir. Anlaşılan o ki Türk hikâyeciliğinin köşe taşlarından biri olan Sait Faik Abasıyanık’ın bıraktığı boşluğu dolduracak isimler bugünden yola çıkmıştır. Böyle bir yarışmayı düzenleyen ve eserleri kitaplaştıran kıymetli idarecilerimizi kutluyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |