..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Mustafa CİLASUN




31 Ekim 2007
Akşama Yakın Bir Vakitti.  
Akşama yakın bir vakitti.

Mustafa CİLASUN


Kuşlar o kadar güzel uçuyorlardı ki hürriyetin yekparesinde bir nefes sıhhat gibi. Oldukça canlı ve diri bir keyfiyette, hilkatleri mucibince, rızklarının taksimince! Semanın haşmeti, maviliğin enginliği, bulutların serpilişi bir nizamın ölçüsüydü.


:AHDA:
Akşama yakın bir vakitti.
Kuşlar o kadar güzel uçuyorlardı ki hürriyetin yekparesinde bir nefes sıhhat gibi.
Oldukça canlı ve diri bir keyfiyette, hilkatleri mucibince, rızklarının taksimince!
Semanın haşmeti, maviliğin enginliği, bulutların serpilişi bir nizamın ölçüsüydü.

Etrafımız oldukça kalabalıktı, muhtelif seslerin can havliyle çıktığı, meramların paylaşıldığı, dikkatlerin bir yöne doğru çekilmek dilendiği bir ortamdı.

Her bir arkadaşım bir güç gösterisine soyunmuştu sanki. Aslen güçsüz olanlar dahi her zaman ulaşabileceği bir babası veya annesi olduğundan, evleri yakın bulunduğundan daha çok baskın çıkıyorlardı.

Top oynansa, maç yapılsa, met değnekte olsa, yakarda karar kılınsa, tıpta oynansa, saklambaçta varsa yinede pek değişen bir şey olmuyordu bu meyanda.

Uçurtmalarımız çok olmuştur, topaçlarımız nasılda zınılayarak ses çıkartırlardı.
Bir kaş arkadaş uçurtma sevdasıyla gökyüzünde seyri âlem ederken düşlerimiz, hülya sağanaklarımız, kursağımızda kalan umutlarımız sayfalarını açardı sanki!

Bir ayçiçeğinin kalpaklarında, bir mısırın sümbül yelpazesinde, bir nohudun metanetinde, bir karpuzun masumiyetinde, bir kavunun dirayetinde, bir çileğin zarafetinde, bir domatesin hazırlığında, bir biberin süzülüşünde farklı farklı!

En heyecanlı anlarımızda annemizin gel diyen amir sesi ne de hoşnutsuzdu!

Babalarımız sanki daha bir masumdu, çok yüz göz olmazlardı, çalışan dirayetli pervanelerdi. Annelerimiz sabrın demi, sevginin seli, hoş görünün nefesiydi.

Ablalarımız can yoldaşımız, yardım sağanağımız, kaygı yumağımız canlardı.
Ağabeylerimiz sanki daha katı, yaptırım noktasında karalı, müsamaha açısından çok sıkıntılı olanlardı.

Komşularımız ne kadarda birbirinden farklı insanlardı. Bir kooperatif marifetiyle bir müşterekliği bulunan, çok değişik mekânlardan gelmek zorunda kalanlardı.

Kültür farkı o kadar sarih olandı ki, tercih sebepleri dikkate şayan olanlardı.

Bir Ahmet amca vardı ki sakin bir adamdı, eskilerin klup sigarasını çok içerdi.
Hasan amca canı tez olan her bir olayda bir tutam tuzu bulunan farklı insandı.
Fethi amca çok ciğerpare olan bir amcaydı, tebessüm yüzünden asla eksik olmazdı, çok narin kızardı, her vakit yardıma koşan değerli ve dost bir insandı.

Ama Hatice teyze yani hanımı tam tersi, asık suratlı, iddiacı, layardımcı olandı.
Hani derler ya tencere yuvarlanıp kapağını bulmuş tesellemesi misali gibi.

Evlerinin tek oğlu durumunda ki Mehmet çok şımartılmıştı. Babasının avcılık lakabı bulunan Mehmet’e kimseler söz edemezlerdi. Ne kadar çok şımarsa da!

Çok haksızlık yapsa da, onun her hareketi birilerince masum karşılanırdı. Çünkü avcı olan Ahmet amcadan çok korkarlardı. Lakin Ahmet amca bunlardan habersiz olan, kendi işleriyle ilgili çalışmaları bulunan çok sakin bir insandı.

Bizler uzaktan da olsa bir kötülüğüne şahit olamadığımızdan azda olsa onu severdik. Oğlu Mehmet’i hiç sevmediğimiz halde, onu şımarttığını bildiğimiz nedenle diyemem, çünkü onu hiç yüz göz olurken görmemiştik.

Bir gün yine uçurtmalarımızı uçururken şımarık Mehmet bir diğer arkadaşın ipini kopartmak için, uçurtmasını kaçırtmak için saldırmıştı.

Mağdur olan arkadaşımız Sait ne kadar sabrederek dirense de, bizler bir gayret göstersek te tüm çabalarımız nafileydi. Mehmet’i bir kere hırs basmıştı.

Çok rahat dövebileceğimiz bir arkadaştı lakin onun babası acı olan bir adandı!
Ara da olsa omzunda tüfekle gezdiği görülürdü. Farklı kıyafetler eşliğinde.

Mehmet mücadelesine devam ederken mağdur olan arkadaş Sait’in babası işten geliyormuş duyduğu sesler onun dikkatini çekince koşarak geldi ve sevimsiz mücadeleyi gördü.

Ayırmak için yüksek sesle müdahale etse de Mehmet artık dut durak bilmiyordu.
Hakaretler yapmaya başladı, salim amca fazla dayanamadı ve Mehmet’e bir fiske vurdu.

Mehmet ağlayarak koşar adımlarla babasını çağırmaya gittiğini haykırıyordu.
Bir müddet sonra Mehmet anne ve babasına her ne anlatmışsa bir fırtına koptu.

Mehmet’in babası tüfeği elinde soluk soluğa koşarak geldi. Salim amcanın oğlu Sait’in uçurtmasını hedef alarak tüfeği ateşlemişti.

Bizlerde korku ile havada ki uçurtmaya bakıyorduk.

Uçurtma tam ortasından delinmişti ve çok fazla direnmeden elektrik direğine dolandı ve arada çaresiz bir şekilde kalmıştı.

Tüfeğin saçmalarından nasibini alan üç tane kuşta cansız bedenleriyle yere öylece düşmüşlerdi.

Hırsın, mantıksızlığın, ahmaklığın bir yaşı olmadığını o kadar bariz bir şekilde görmüştük ki şaşkınlığımız ayyuka çıkmıştı.

Başlangıç paragrafında neler söylemiştik oysaki!

Kuşlar o kadar güzel uçuyorlardı ki hürriyetin yekparesinde bir nefes sıhhat gibi.
Oldukça canlı ve diri bir keyfiyette, hilkatleri mucibince, rızklarının taksimince!
Semanın haşmeti, maviliğin enginliği, bulutların serpilişi bir nizamın ölçüsüydü.

Ne kalmıştı bunlarda artan geriye sadece terbiye edilmeyen, tefekkürle şekillenmeyen, ahirle özleşmeyen, mizanla bütünleşmeyen fiiliyatlar.

Gözyaşından başka bir şey kalmamıştı. Üzülenler çok fazlaydı. Hafızalarına kayıt düşenler en bahtsız olan zavallı masum çocuklardı.

Düşünmek onu tercih etmek, insan olmanın erdemiyle nefeslenmek demektir.











Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Emin Acar Hoca ve Bir Meczup!
Bir Akşam Acil Servisi…
Şimdi Çaresizce Etrafına Bakıyor!
Andıkça İçim Sızlar, Silinmeyen İzler Açığa Çıkar
Sizi Biran Düşünürken!
Hacı Hasan Efendi!

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Darende Ziyareti ve İzleri…
Beklenmeyen Yardım!
Siz Böyle Düşünürseniz Ben Ne Yaparım!
Liyakat ve Önemi
Ütopya
İçimi Sızlatan Ne Acıydı!
En Son Giyeceğim Elbisenin İzlerinden!
Erdemlilik
Biraz Şaşkındım!
Yaprak ve Kuş

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Buselerimi, Sessizliğin Pervazlarında Gizlerim! [Şiir]
Her Lahzada Bir Fark Var, Sırrını İçinde Saklar! [Şiir]
Beklemek Kar Etmedi, Nasip Sükût Ettirdi! [Şiir]
Yürekte Düğümlenir Sukut Ettiren An! [Şiir]
Ruhumun Suskun Hicranı ve Ah U Zarı! [Şiir]
Ey Hicran Aldanan Ben Olayım! [Şiir]
Kalp Hata Etmez, Nefs Vuslata Eriştirmez! [Şiir]
Söyleyemedim, Kalbimin Figanıyla Yetindim! [Şiir]
Kırdın Ümidimi, Yıktın Şu Gönül Lânesini! [Şiir]
Gönül Hüzne Ram Olunca Neyleyim! [Şiir]


Mustafa CİLASUN kimdir?

Düşünmeye hassaten zaman ayıran, naifliği önceleyen, estetiği seven, güzelliklerden şevk alan, gönüllerin deşifresiyle uğraşan, halin dilinden haz alan, aşk için meşkin zaruretine inanan, hilkatin ve aidiyetin serinliğinde yazmaya çalışan bir can.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Akif Ersoy,Sezai Karakoç,Necip Fazıl Kısakürek, Cemil Meriç


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa CİLASUN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.