Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
M.NİHAT MALKOÇ Bugün ülkemizde yeterli tiyatro salonu yoktur. Tiyatro sayısı genel nüfusa oranla çok azdır. Futbol seyircisine düşen koltuk sayısının belki onda biri bile tiyatro seyircisine düşmemektedir. Bu da bizde futbolun tiyatronun çok önünde bir seyirlik oyun olduğunu gösteriyor. Ülkemizin kültürel tercih analizini bunlardan yola çıkarak kolaylıkla yapabiliriz. Tiyatronun dizilerle eşit şartlarda mücadele etmesi için tiyatro altyapısının geliştirilip tekmil edilmesi şarttır. Okullarımızda tiyatroyu sevdirmek için amatör temsil çalışmaları yürütülmelidir. Bu sadece yılsonunda değil, daha sık yapılmalıdır. Çocuklar sık sık tiyatroya götürülmelidir. Gerekirse çocuklara bedava bilet temin edilmelidir. Çocuk okulda öğreneceğinin daha fazlasını tiyatroda kazanacaktır. Fakat tiyatrolarımızda öncelikle bizi anlatan, yerli değerlere yer veren oyunlar oynanmalıdır. Görüyoruz ki tiyatrolarda daha çok yabancı yazarların oyunları oynanmaktadır. Bu biraz da yerli oyun eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Oyun yazarlığı teşvik edilirse bu sıkıntı ortadan kalkar. Son zamanlarda televizyonlarda bir dizi furyası baş göstermiş bulunmaktadır. Hangi kanalı açarsan bir yerli diziyle karşılaşıyorsun. Kanallar daha çok dizi çekip yayınlamak için sanki birbiriyle yarışmaktadır. Fakat bunların çoğu, çok kısa zaman dilimlerinde ve ucuza çekilmektedir. Senaryolar eğiticilikten uzaktır. Durum böyle olunca bunları seyretmek izleyiciye bir şey kazandırmamaktadır. Dizilerin sayısı arttıkça usta oyuncu açığı tiyatrocularla giderilmektedir. Bu da tiyatrodan dizilere ve sinemaya doğru büyük bir kaçışa sebep olmaktadır. Bugün tiyatrocu sinema ve dizi oyuncusu kadar kazanamamakta, kısa zamanda şöhret olamamaktadır. Bunu bildikleri için sinemayı tiyatroya tercih etmektedirler. Tiyatrosu olan şehirler ne kadar şanslıdır. Bunu ancak tiyatrosu olmayan şehirlerde yaşayanlar bilebilir. Tiyatro bulunan şehirlerde her hafta ailece tiyatroya gitmek, orada eğlenmek hayatımıza apayrı bir renk katar. Monoton günlerimize heyecan ve güzellik gelir. Türkiye’de sadece 13 kentte devlet tiyatrosu kurulmuştur. Devlet tiyatrosu olan 13 şanslı şehirden birisi de Trabzon’dur. Trabzon Devlet Tiyatrosu bundan tam yirmi yıl evvel, yani 1987 senesinde Atapark mevkiinde kuruldu. Bu tiyatronun sahnesine unutulmaz oyunculardan Haluk Ongan’ın adı verildi. Bu davranış aynı zamanda bir vefa örneğiydi. Trabzon Devlet Tiyatrosu yirmi sene içerisinde şehre çok şey kazandırdı. Tabii ki bu kazançlar maddi değil, kültüreldir. Tiyatroya giden onca insan, seyrettiği oyunlardan büyük hazlar aldı, hayata tek taraflı değil, farklı yönlerden de bakılabileceğini öğrendi. Trabzon’da bir tiyatronun varlığı her açıdan kazançtır. Bu tiyatro yirmi yıl içerisinde yüzün üzerinde oyun sahneleyerek halka sunmuştur. Bunun yanında Türkiye’de sadece üç şehirde yapılan uluslararası tiyatro festivallerinden birisi de bu kurumun gayretleriyle her yıl Trabzon’da yapılmaktadır. Bu festivallere Çin’den Rusya’ya kadar onlarca ülke katılmaktadır. Bu tiyatro, şehrin halkıyla bütünleşmeyi de becerebilen ender bir sanat topluluğudur. Bu çerçevede TDT’nin sahnelediği “Düğün ya da Davul” oyununun sanatçıları ile Trabzon Lisesi öğrencileri 12 Kasım 2007 Pazartesi günü saat 13. 30’da Trabzon Lisesi Konferans Salonu’nda güzel bir söyleşi yaptılar. Trabzon Lisesi öğrencileri geçen hafta da “Düğün ya da Davul” adlı oyunu topluca seyretmişlerdi. Oyun öğrenciler tarafından çok beğenilmişti. Trabzon Devlet Tiyatrosu sanatçılarından Elif Şeker Saka, Sinem Şahin, Fatih Dokgöz, Duygu Dokgöz ve Fatih Topçuoğlu Trabzon Lisesi’ne gelerek hem “Düğün ya da Davul” oyunuyla ilgili, hem de tiyatro sanatıyla ilgili olarak öğrencilerin sorularını cevaplandırdılar. Tiyatro sanatçıları kendilerinden, tecrübelerinden, anılarından bahsettiler. Trabzon Lisesi Tiyatro Kulübü rehber öğretmeni İbrahim Kavzoğlu’nun organize ettiği söyleşiye gazeteciler de yoğun ilgi gösterdi. Bu gibi faaliyetlerin öğrencilerin ufkunu genişlettiğini, onları daha da sosyalleştirdiğini belirtmekte fayda görüyorum. Sağ olsunlar, tiyatrocularımız öğrencilerin söyleşi isteklerini olumlu karşılayıp okullara kadar geliyorlar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |