..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnızlık güzel birşey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel birşey olduğunu söylemesi gerekir. -Balzac
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > Nurten Turhan Yüksel




18 Şubat 2008
Biz Seninle Körebe Oynardık Hep...  
Sonbahar serinliğinin İlkbahar güneşini susturup Yaza çaldığı bir mevsimdeydik.

Nurten Turhan Yüksel


Ben ipeksi bir karanlıkta tenine ulaşabilmek ve yakalayabilmek aşkıyla birçok duvara çarpacaktım yüzümü… Duvarlar, yüzümden sevince kesmiş sıvalarını sana dökmek istedikçe, sen iş yerini terk etmiş bir arsızlığı alıkoyup buzdan bir mala ile yok edecektin. Ben otoyol kayganlığında akıp gidecektim gölgenden. ‘Dur’ levhaları umursamayacaktı hiç birimizi.


:AIGH:
Sonbahar serinliğinin İlkbahar güneşini susturup Yaza çaldığı bir mevsimdeydik.
Turuncu çiçeklerle desenlenmiş ipek eşarbı Gözlerimin üstünden sürükleyip Sıkı sıkı bağladığında bilmiştim… Ellerinden yüzüme yürüyen ve burnumun ucundan çoğalıp
Dudaklarımda ölüme benzer titremelerle Hiçbir arayışın son bulmayacağını.

Ben ipeksi bir karanlıkta tenine ulaşabilmek ve yakalayabilmek aşkıyla birçok duvara çarpacaktım yüzümü… Duvarlar, yüzümden sevince kesmiş sıvalarını sana dökmek istedikçe, sen iş yerini terk etmiş bir arsızlığı alıkoyup buzdan bir mala ile yok edecektin. Ben otoyol kayganlığında akıp gidecektim gölgenden. ‘Dur’ levhaları umursamayacaktı hiç birimizi.

Oysa…
Oysa tüm ışıklar bende durmanı işaret edecekti de Sen onları ihlal edip Birçok kazaya sebebiyet verecektin kendi şeritlerinde. Bu yüzden de her defasında bir dolanbaça düşecektin. Dip yerlerin karanlıklarında ışık sanarak ve yanılarak Ayağına dolananlarla yolunu ararken, Ben her köşe başında ve her sokak ortasında Gözlerime bağladığın ipek eşarbın Turuncu çiçek kokularından Bir gülüşü yükleyerek ellerime, Gölgene uzanacaktım.
Yakalamaya az kalmışken…
Her defasında acımasızlığa ağ yapmış Rüzgârına bırakacaktım İpek eşarbımı!

Sen orada olmayacaktın!
Yüzünü yalayıp geçen hiçbir esintin olmayacak… Dudaklarına dokunabilme ihtimali olan Hiçbir yalnızlık seni bulmayacaktı. Savrulmalardan sökülen dikişlerimi ağlayışlarım onaracaksa da Solmuş turuncularımı her sabah yeniden boyayacaktım,
Bıkıp usanmadan yüzünü yenilediğim fırçalarımla. Tüm renklerim ışık-gölge
arayışındayken En güzel ışığı gözlerinde yakalayacaktım İpeğe örülmüş bir karanlığın dokuma aralıklarından.
Ve kaşını kaldırmış bir ifadeyle gülüverecektin gözlerimde.


Ben o sıra yırtılmış acılara yama yapıyor olacaktım Turuncu çiçeklerin acıyan dallarına yeşil yapraklar boyayarak. maviden bir sonsuzluğa uzanan dallara, Sabırla örülmüş yuvalar ve kuşlar çizecektim. Kanatlarında beklemeler ve yüreklerindeki çırpınmalarla Bir kediye av olmadan Büyüyüp uçabilmenin umuduna dair yumurtalara gebe…Kanamalı ikiz doğumlarım Gecenin öbür yüzüne akıtırken sancılarını,
Kilo almış yalnızlıklarımın hesabını, Boynumda lülelenmiş saçlarıma dokunarak,
Sırtımda kendini alıkoyan alacakaranlığa verecektim.

Abartılmış bir yanı yoktu olmayışının. Kuşların yuvalarını dağıtıp Yeni iklimlere göç etmelerine benziyordun sadece. Giderken bıraktıkları yüzlerce uçuşa yataklık etmiş
Çer-çöp ve çalı-çırpıdan kalan solmuş bir yaşını almışlıktın.

Turuncu çiçekli ipek eşarbımın Dokulu aralıklarından buna seyirci kalmanın ağrısı çoktu Ve dindiricisi yoktu.
Zaman rolünü geçiştirmek üzere planlamıştı kendini Ve zilini ağrıların en şiddetli ritmine kurmuştu. Üstelik altın kaplamalı bir kordonla bileğine oturmuştu. Kadran, yüzünde ışıldarken zamanı senden çalıyordu.Rakamların beşer dakikalık aralarında nefes alıyordun.Akrep ısrarla sende yürürken yelkovan bana koşuyordu.
Ancak zaman, Yolculukların sana, durakların bana çıkmasına ilerliyordu.

Sonbahar serinliğinin İlkbahar güneşini susturup yaza çaldığı, Turuncu çiçeklerle desenlenmiş ipek eşarbı Gözlerimin üstünden sürükleyip sıkı sıkı bağladığında…
Bilmiştim hiçbir arayışın son bulmayacağını. Bilmiştim sana yaklaşıp seni hiç bulamayacağımı da! ‘kör’ olanın sen ‘ebe’ olanın ben olduğu bu oyunda…

Biz… Körebe oynarken…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın unutulamayan dönemler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sahi Bitti mi?
Gitmişliğindi Bir Tek Giden
Sanadır Sözüm Cennettin Yeşilliğinde Her Daim Açmayı Başarabilen Kız.
Senden Habersiz Şehrini Soluyordum. Toprak Acıydı… Sen Acıyordun…
Tanıktı…dili Yoktu Çınarın…
Alabacak İlerleyen Anların Özgeçmişi Yazılıyordu Belleklere Fütursuzca.
Söz Dizimidir Gözlerin

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çocuk Olsam
Beni Benimle Topladım, Bana Çarptım, Bana Böldüm de Çıkartamadım Aynı Olan Hiç Bir Şeyden!
Yokluğunun Yama Tutmaz Yırtığını Onaramıyor Kekre Nisan Şarkılarına Ses Veren Gözyaşlarım.
Sözcükler Biriktirdim Sesinde
Penceremin Ötesi Berisi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevdim Seni Der… [Şiir]
Karadır Deniz Ağlamaklı Hep İskeleler [Şiir]
Bin Renkli Sevdam [Şiir]
Son Sözüm Ön Sözüme Satırbaşıdır [Şiir]
Kaygılar III / Umut Işığı [Şiir]
Denizkızıydım Vurgun Yedim Mavimde… [Şiir]
Yarımım [Şiir]
Kaygılar V / Yol [Şiir]
Kaygılar II / Tanrı Ya da Doğa [Şiir]
Kaygılar VI / Zaman [Şiir]


Nurten Turhan Yüksel kimdir?

Sevdayı bırakmadım avuçlarımdan. Bu yüzden hiç görmedim avuç içlerimi.

Etkilendiği Yazarlar:
:))


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nurten Turhan Yüksel, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.