"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
Ah, ben bilemedim çocuklar, Bilebilseydim, bilebilseydim hani; ( Gelişiniz, düştü, sizin ve Umuda yorulurdunuz her dilde, Söz buğulanırken gizlice.) Ah, ben bilebilseydim çocuklar, Çağrışım yüklü bulutlara emzirirdim de düşlerinizi, Yağmur olurdunuz can ülkesine; Sınırsız gök olurdunuz ve doymuş toprak gibi, Yeşerirdi düş zamanlar. Siz miydiniz, çağıran? Ah, ben duyamadım çocuklar, Duysaydım, duysaydım hani; (Sesiniz şafaktı sizin ve Ve günü çağırırdınız tan yerine, Gece buharlaşırken, çiyseyen, Korkularından zamanın.) Ah, ben duyabilseydim çocuklar, İlk şafakta karşılardım sizi, —Günaydın- olurdunuz; çağ çağ! Ezber bozarcasına, son kez ölürdü Tanrılar, Sil baştan kurulurdu düş dünya. Siz miydiniz, bilen? Ah, ben soramadım çocuklar, Sorabilseydim, sorabilseydim hani; (Bilişiniz, barıştı sizin, Susuşunuz, devrim! Sevişinizin rüzgârına yıkılırdı titrek dizemeleri yokluğun) Ah, ben sorabilseydim çocuklar, Geleneğin sabrıyla sakınıp, Gideneğin paylaşımcı yüreğine yazardım adlarınızı, Sınırsız bir komün olurdu uzamınız. Alınlarınız yanarken pervaneler gibi, Gün gelir bulurdu yanıtını, Gözlerinizde düş hayatlar. Siz miydiniz, ölen? Ah, ben ağlayamadım çocuklar, Ağlayabilseydim, ağlayabilseydim hani; (Ölümünüz yoktu sizin ve Çoğalırdınız mayalanmış hamurlar gibi. Sıcak bir dost gibi girerdiniz de, bütün evlere; Aranırdınız, kırk fırında pişmiş sabah ekmeği gibi.) Ah, ben ağlayabilseydim çocuklar, Yakım yakım susmasaydı şiirlerim, Ardınız sıra düşmeseydim, dar geçitlere, Dar zamanda duymasaydım, etle tırnağın acısını, Ah, ben ağlayabilseydim çocuklar, Kırıp atabilseydim darağacını, bilincimin şafağından, Kör kurşuna adres sorabilseydim, aysız gecelerde, Ölüm kendini bağlardı mahşerin kılkuyruğuna da; Zulüm paşa paşa çözerdi dilini. Ah, ben ağlayabilseydim çocuklar; Bir ağlayabilseydim hani; Açardım yaşamın tüm gözelerini de; Yeniden kurardım çocuk oyunlarını ve Sorardım; - Ebe kim?- —Kim çizecek güneşi, mavinin koynunda?- Sil baştan boyardınız dünyayı ve Ebeliğe soyunup, barışı doğururdunuz; Yağmur sonrası ebemkuşağı; Ah, çocuklar!... Serpil Başak 29 Eylül 2008- Antalya
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Serpil Başak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |