Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
Siyah gittikçe koyulaşır mı? Ardı ardına dizili sokak lambaları, otobüsteyiz. Yorgun bir sesle “ belki bu kez” dedi. Gözüm şehrin ışıklarında takılı “belki” dedim. Şehir arkamda kaldığında dışarıya bakmıyordum. Garip ama her dönüşte şehrime son kez bakıp aynı şeyi düşünmek, orda olduğunu bilmek yetiyordu. Yüzünü bana çevirdi uykusuz gözleriyle bana bakıp “çok mutluyum, buda diğerleri gibi bir gün biter mi” dedi, biraz korkak biraz masum. Sanki oda sonunu görüyor gibiydi. Herkesin düşündüğü olması gereken bir son vardı sanki bu ilişkide. “bilmiyorum” diyebildim biraz buruk.. Düşüncenin engel olduğu bir ilişkiydi bu mesafelerin değil. Düşünceler büyük uçurumlar, derin çukurlar kazıyordu zemine ne kadar sağlam olabilirdi işin içinde kibir karası düşünceler varken. Anlıyordum, o yüzden sadece susuyordum. “biliyorum oda yapacak aynı şeyi, ben burada olacağım o orda nasıl inanayım ki ona nasıl güveneyim, belki bende yapacağım bazı şeyleri…” dedi. “niye seni inandırmak için çırpınıyor o zaman” dedim biraz sahte. “bilmiyorum işte belki bu kez diyorum, seviyorum ama güvenemiyorum, bazen düşünüyorum niye ben ne suç işledim de kaderim hep aynı çizgi üzerinde gidiyor, yalanlar çirkin ihanetler bana göre değil, belki bu kez diyorum inşallah bu kez…” Sustuk bir süre … kimse konuşmuyordu otobüste, önümdeki kadın ağlıyordu, başı cama dayalı camdaki yansıması ve soluk seslerinden anlıyordum ağladığını belki de bağıra bağıra anlatmak istediği kusmak istediği bir acısı vardı içinde… yan tarafımızdaki kızlar bir o kadar suskun ve bitkin… Başımı ona çevirdim “ belki “ diyebildim, herkes gibi onun gibi düşünerek. Mutluluğun kenarlarını kibir karası düşünceler ince bir nakış gibi işliyordu beyninde gözlerinden okunuyordu. Yol uzuyor ve başka bir şehrin ışıkları göz kırpıyordu. Mutluydu, bozulsun istemiyordu. “belki bu kez…” diyebiliyordu sadece. Yüreğinin tüm gemilerini bırakmak istiyordu onun denizine ama fırtınalardan, yağmurdan bir kez daha sarsılmaktan çok korkuyordu. Küçük tekneleri batsın sarsılsın istemiyordu.“bu kez" diyordu. "inşallah bu kez…” ve tüm küçük teknelerini bir bir bırakıyordu. Otogarda biten bir aşk olmamalı bu “bu kez belki bu kez…” ihtimali bu kez olmalı. … Çiğdem TAŞ 02:18 12 mayıs 08
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © çiğdem taş , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |