Sanatçının işlevsel tanımı bilinci neşelendirmektir. -Max Eastman |
|
||||||||||
|
Bazen konuşmak istemez insan. Mutludur huzurludur ama kimseyle irtibata geçmek gelmez içinden. Sakin bir yer arar kendine. Belki biraz kafa dinlemek, belki de biraz kendini dinlemek… İşte benimde öyle bugünlerde.Allah keyiften,ağız tatlılığından etmesin diye keyfime izin verdim.Geri gelmesi kaydıyla))Eeee onunda dinlenmek hakkı dimi?:)))) Saatlerdir odada kıpırdamadan oturduğum halde çok eğleniyorum… Yok yahu ne eğlenmesi yoruldum aslında bu koşuşturmacadan… Diyelim ki çok sevdiğiniz birinden aniden ayrıldınız. Dikkatinizi çekerim aniden diyorum. Yani bir ön çatışma, hesaplaşma, kavga filan olmadan hem de. Bir gün öncesinin verdiği huzurlu paylaşımın devam edeceğini umarak başladığınız bir sohbet sırasında, bütünlüğünüzü koruyan bir zırh gibi gördüğünüz o ilişkinizin aniden kopuvermesi… Geçici bir şok durumu mu yaşıyorum acaba? Sanmıyorum. Olabilir mi? Yok canım oldukça iyi hissediyorum kendimi ama. Hatta huzurluyum bile denebilir. Kıpırdamadan durayım. Hatta nefesimi tutayım ki burada olduğumu anlamasınlar. Önce derin bir nefes bir, iki, üç…seksen iki seksen üüç...... puff.. Tek söz sahibi kendim olayım istiyorum.Oldukça sessiz düşünmeliyim.İçimdeki sesi de duyabilirler belki birileri.. Aklıma da güvenmiyorum çünkü… O da bir işler çeviriyor şu sıralar biliyorum. Hatıralarımı saklıyor benden zaman zaman, bildiklerimi unutturuyor, insanları tanımamazlıktan geliyor. Fark etmediğimi sanıyor. Sessizce düşündüklerimin gerçek olduğunu bir bilse kesin deli olduğuma hükmedecek. Hatta bir şey hissetmeyeyim en iyisi. Vicdanım ve mantığım kavgada. İkisi hiç anlaşamazlar zaten. Durup dururken kavga çıkmasın yine … Burası kişisel bir cumhuriyet. Burada yasama, yürütme, yargı bu şekilde işliyor, sadece hangisini kimin yürüteceği belli olmuyor. Üstelik benim oy verme hakkım da yok. Adalet istiyorum! En çok ellerimi seviyorum biliyor musunuz? Çünkü en çok onların yararı oldu bana. Canlarım benim. Bakın nasıl da söz dinliyorlar ve hiç kıpırdamıyorlar… Hele şu hengâme bir bitsin sıcak sudan soğuk suya sokmayacağım sizi. Ayaklarımla aramda biraz daha fazla mesafe olduğu için daha resmiyizdir tabi. Ama bu onları sevmediğim anlamına gelmez. Onların yaptıklarını da inkâr edemem doğrusu. Doğduğumda kalbimin avlusuna bırakmışlar beni galiba)))))
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SELMA BİRCAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |