Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse |
|
||||||||||
|
Her saniye sevgiyle geçer soluk alışta ya da boğuluşta, yine de gözler kapandığında kaybettiklerimiz var. Yollar farklılaşacak bir gün,renkler solacak... Sayfalarda, anılarda “biz”diye anılmayacağız... Unutacağız belki de... Yine de bana elveda deme. Biz rüzgarların uzayan fısıldayışlarında, nehirlerin çoşkun dalgalarında yeniden can bulan iki ruhuz. Bedenlerimiz yok oluşa terkedildiğinde, tanrılar savaşmaya güç bulamayana, tapınılanların geçmişlerden uzakta yeni bir geçmiş oluşturuncaya kadar huzur köşesinde kalalım. Bırak özlesin yokluğumuz sevgimizi. Yıllar sonra farklı başlıklarda buluşalım seninle. Bu sefer sen bir şahin ol, ben bir dal... Kuruyuncaya kadar benimle kal. Sesin çınlasın kulaklarımda. Kimse farketmesin bizi, batan güneşin parçası olalım. Bir sonbahar izin ver de kırılsın bedenim, sen avcının son verdiği hikaye ol, karışalım toprağa yeniden. Yollarımız hep kesişsin yıllarca. Ruhumuzun anıları hep taze kalsın ama biz unutalım. Rüyalara karışsın dostluğumuz, paylaştıklarımız. Ve sen yaşam yoldaşım, yeniden kapımı çaldığında ilk bakışını tazeleyen yeni bir ilk oluşturalım. Doğurmak denilen sembölü, doğduk diye sevince boğalım. Sanalım ki her ağlayış farklılığı oluşturur. İnanalım sonuna kadar. Uzak diyarlarda kalbimizde ağırlığıyla, içimiz burularak ama farketmeden, anlamadan sebebini, çağıralım isimlerimizi. Sonsuzluktan bahset biraz da... Ölünceye dek denilenlerin sınırlarını genişlet. Asla unutulmamanın, tablolardan, müziklerden ve ya kitaplardan uzak olabileceğini söyle. Unutkanların sebep olduklarını, keşfedilmek için bekleyen formüllerin yok ettiğini fakat senin buna inanmaktan uzak, kahkahaların eşlik ettiği dostluk olduğunu mırıldan. Hikayeler anlat yeniden... Bu sefer bir varmış bir yokmuş bugünün geçmişe kaybolacak sözcüklerinde bir prenses varolsun ama yanındaki asla vazgeçmesin umutsuzluğun korkarak kaçtığı sarayından. Duvarları yılmadan tırmansın, kovulsa da hiç susmasın şarkıları. Islığı duyulsun sabaha dek. Hiç susma, anlat sürekli... Bana elveda deme... Bu son olmasın. Gülümseyişimiz kararmasın toprağın nemli gözlerinde. Biz ölemeyiz , biz hiç doğmadık ki. Her yeni başlangıç hatırlanmayanların tazelendiği hataları, sevinçleri, kahramanlıkları getirdi. Sonrasında kavuşana dek, sevginin kalbi hiç buğulanmasın. Sen hep orada kal....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İnci Çiçekoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |